9 Temmuz 2019 Salı

akp'den sonrasına babacanlar, davutoğlular olur mu?

akp'den kopmalar hep oldu. akp 2002'deki akp olmaktan 2002'de kurulduğundan bu yana hep sapma yaşadı. akp'deki değişimle değişmezlik çatışması yeraltından açığa çıkarılmadı.

son olarak, ali babacan ve ahmet davutoğlu, görünürde, birbirlerinden ayrı ayrı deneyimlere girişiyorlar. bu siyasi arayışlar, siyasi oluşuma dönüşür mü geride kalmış görünüyor; bugünden sonra, bu siyasi arayışların geleceği olur mu noktasındayız.

türkiye'de partisini bırakıp da yeniden siyasilik yapmaya özenenlerin başarılı örneği yoktur demeyelim ama azdır. en başarılı olanı, 1945'de chp'den ayrılıp 7 ocak 1946'da dp'yi kuranlar olmuştur. örneğin, 1980 sonrası chp'yi bırakıp dsp diye ortaya çıkan bülent ecevit'in başarısı da çok gecikmiş ve 1998 ve sonrasında 1999'da bülent ecevit başbakanlıkları yetersiz kalmıştır. bülent ecevit'in ve dsp'nin geleceği olmamıştır.

ilk söyleyeceğimiz açıktır: türkiye ne 1945 koşullarındadır ve ne de chp'den kopuştan sözediyoruz. neredeyse yirmi yıllık akp ve 21. yüzyıl'ın koşullarıdır sözkonusu olan. chp kurucu parti olarak tıkanmıştı; akp ise yıkıcı parti olarak tükenmektedir.

neden babacan ya da neden davutoğlu demeden önce, neden akp içinde olmadı da akp dışında denemeye girişiyorlar? ayrıca, neden birlikte değil de iki ayrı koldan, iki ayrı arayış ve odaklanma sözkonusudur?

babacan ve davutoğlu'nu ya da olası benzerlerini değerlendirmeyi, biran için, kıyıda unutmadan, akp'ye bakmalıyız. akp'de dün olmayanın bugün de başarısız olacağını düşünsek de, zamanlamasını öncelikle düşünmeliyiz. akp'de değişim olmayacağını ve akp'ninin tıkandığını akp'nin içinden görenlerin, olması yeni değildir.

akp'de düşüşe ve gerilemeye akp'nin bulduğu yanıt açıktır: 1. türkiye'nin yasama ve yargı kurumlarını ikincile indirgeyip, başkanlık diye tek yetkili bir yürütme oluşturma eylemliliği; 2. türkiye'nin uzun yıllar özveriyle ve nice ödünlerle bağlandığı birleşmiş milletler, nato, ab ve abd ile birlikteliklerden kopuş hedefi.

türkiye'de iktisadi bozulma ve çöküş beklentileri, 1950'lerden bu yana dinmeyendir ve neredeyse, her yinelenmesi trajedi ile güldürüye varan acı deneyimdir. ayrıca, iktisadî çöküntü ve türkiye'nin parçalanması öngörüleri "çoban öyküsü" düzeyinde ilkokul çocuğu aklının inandırıcılığını zorlayıcı ahlâkçılıktır.

kısacası, akp'den kopuşlar, iktisadi çöküntü ve türkiye'nin kuruluş temellerindeki yıkımı önleme görüntüsü ortamından beslense de, açıklayıcılığı kısıtlı sayılmalıdır. öyleyse nedir?

siyasette kişiler ve tutkusallıkları önemlidir. ali babacan da, ahmet davutoğlu da tutkusaldır(eskiler "muhteris" derlerdi bu kişiliklere). önemli olan, akp'nin değişmezinden de tutkusal olmadıklarıdır. akp'de, o ve onun gitmeyeceği akp'nin geldiği noktanın temel verisidir. akp'de o olmayınca, akp de olmayabilir noktasında gelişti bugüne değin akp'nin tarihi. gününde ve başından bu yana, onun tutkusunu dizginleyemeyen, denetleyemeyen  dışarıya taşanların sözlerinin getirisi yetersiz kalacaktır.

öyle görünüyor ki: akp'nin değişmez başkanlığı, her türlü eleştiriyi, akp'nin başarılarını durdurma yanlısı chp ve dış düşmanlar çizgisinde karşılayacaktır. bunun yetmezliğini söylemek kolaydır da üstesinden gelmek olabilir mi?

şunu görmek gerekir: akp'de, akp'nin onunla gelinen noktaya karşı çıkmak, akp'yi küçültücü işlevdedir.

akp, kendi içinde tartıştırmayan yöneticisi, yönetimi ve işleyişiyle demokraside yeralmaması gereken bir siyasi partidir. akp, onunla olmuş ve onunla sonlanacak partidir. akp sorundur türkiye için ama, en büyük sorun da şudur: akp, başlangıçta iyiydi, babacan'la iyiydi de, davutoğlu'yla iyiydi de, onlar elenince mi kötü oldu? 

babacan da, davutoğlu da akp'yi ilerletmekten çok yeni bişey başlatmayı seçmiş görünüyorlar. babacan'ı da, davutoğlu'nda akp öncesinden bilmiyor türkiye. ikisi de akp'yle olanlardır. akp'siz olabilirler mi?

babacan da, davutoğlu'da akp'de başarılıdırlar diyecek türkiye'de azdır.

babacan, kemal derviş, iktisadî düzeltmelerini ve düzenlemelerini güvenle sürdürmüştür. akp'nin iktidar olmasına yararlı olan babacan katılımı, akp'nin kendi başına olmasının önünde tıkaç olduğunda kolayca akp dışına itilmiştir. açıkçası, siyasette seni bir yere getirenin seni o yerden götürme gücü de olur. babacan'ın kendi gücünü ve kemal derviş programına nerede ve nasıl karşı durduğunu bilmiyoruz. bunu açıklaması kolay olmayacaktır.

davutoğlu, akp'nin iktidar olmasıyla, akp'deki gücün atadığı siyasiliktir. akp'nin işine geldiği, yararlandığı sürece yerini korumuştur; akp'nin sapmalarına direndiğinden, babacan benzeri akp dışı kalmıştır. davutoğlu, babacan'dan da üstte görev yapmıştır akp'de ve arkadaşım dediği başkanlığa direnmeden çekilmiştir. davutoğlu'nun görev aldığı dış siyaset, akp'yi iktidar eden ya da iktidarını sürdürecek siyaset olmamıştır.

sonuçta, babacan da, davutoğlu da siyasetin, başlangıçta en çekici ama, etkisi enaz olan "temiz" ve "dürüst" siyaset yanlısı görünümlerinden öteye söyleyecek yeni bir hedef koyamazlar. babacan ve davutoğlu'na ilgi gösterenler akp karşıtları ve akp'nin küçülmesinde katkıları olacak varsayımındakilerdir. akp karşıtları içinde yerleri olabilir ama, akp karşıtlarını akp'ye karşıtlıkta iktidar edecek siyasi kişilikler değildir. ikisinin de, akp dışından, siyasette olabilecek katkıları, akp'den parça koparmaktan ötesi olamaz.

9 temmuz 2019, college station, texas.