29 Mayıs 2018 Salı

24 haziran 2018 yolunda - 16. / göründüğünden kötü mü/iyi mi?

seçimlerden değişim beklemeyenler çoktur. bir yandan seçimlere güvensizlik, bir yandan da bukez olacak umutlanmasıyla 24 haziran'ı bulur muyuz? 24 haziran'dan da kuşkulu olanlar ve seçimlerin tümden kalkabileceği konusunda beklentilere olanlar var. daha da kötüsü seçimler olmasında akp gitsin; baştan başlayalım ve kuralları bir dahasına sağlama bağlayalım düşüncesinde olanlar da var.

bu durumda, seçimlere gönül verenleri aptal yerine koymak ve de seçimlerdeki seçmeleri küçümsemek sıradanlaşıyor. oysa, seçimler sonuçları nasıl oluşursa oluşsun türkiye'deki siyasiliği gösterecektir. seçimler öncesi umutlardan bekleneni almayınca seçimleri yoksaymak olası mı?

türkiye'nin iktisadî işleyişinde sorunlar olduğu yeni bir durum değildir. türkiye'nin iktisadî işleyişinde yapısal sorunlar, gelir dağılımında adaletsizlikler, ödemeler dengesindeki bozukluklar olağan demesek de yinelenen biçimde yaşanmıştır.

önce şunu anlamamız ve bilmemiz gerekir: iktisadi durumda bozulmalar kendiliğinden iktidar değişimi getirmez. iktidar değişimi örgütlenme sorunudur ve çoğunluk oluşturmadır. ayrıca, özellikle, 1989 sonrasında, iktisadî baskıyla, kuşatma çabaları toplumları yalıtabiliyor ama, içerideki despot yönetimlerin çevresinde toplanmayı kolayca sarsmıyor. 

türkiye'de yaşanan iktisadî bozulma döngüsel midir, yapısal mıdır? çokça budur diye düşünmeliyiz. döngüsel ve yapısal iktisadî bunalımların üstüne dıştan kuşatmaların ve dayatmaların olabilirliği de açıktır.

her an olduğu gibi, bu anda da, seçimler yolunda da uygarca yerini tutmak ve siyasi davranışını olumlu belirlemek önemlidir. türkiye'de iktisadî işleyişin olumsuzluklarından, çok açıktır ki, uzun süreli akp iktidarı sorumludur. akp iktidarı olanları ve yaşananları göründüğünden/olduğundan iyi göstermede başarılı olamaz. iktisadî geröekleri gizlemek de, yalanlamak da geriye teper. 

her gün, iktisat iyi gitmiyor diye yinelemekle, olandan "işte demiştik/diyoruz!" yaygaralarıyla göründüğünden/olduğundan kötü göstermek de yararlı sonuçlar vermez. bunlar bilinen ama, hem kaçınılamayan, hem de üstesinden gelinemeyen siyasi sorunlardandır.

seçimlerin sonuçlarına yansıma neye göre olur? öncelikle ve ençok beklediğini bulamayanların yerlerinde değişiklikle belirlenir seçim sonuçları. akp yandaşları ve seçmenleri aradıklarını buluyor mu; beklediklerinde umutsuzlukları gelişti mi? seçimleri belirleyecek olan akp'nin kitleselliğini koruyabilme ve sürdürebilmesiyle doğrudan ilişkilidir. akp'nin yeni kitlelere erişemediği ve türkiye'de erişebilirliğinin tıkandığı yaşanan gerçekliktir. akp'nin mhp ile birlikteliği ve benzeri daha küçük siyasiliklerle arayışından alabildikleri görünmüyor. bunun yanında, uzun süredir, gönüllü ve istekli akp'de oylarını birleştirmiş olanlarda çözülme olmasını bekleyebiliriz. olacaktır demek öznel "niyet" olur ve yanıltıcıdır. olmalıdır demek ise, akp seçmenlerinden uzaklığı gösterir.

görünen odur ki, seçimlerdeki karşıtlaşma: akp'nin kötü yönetiminin kötülüklerini, çelişkililerini ve akp kitleselliğinden çok kısıtlı akp yandaşlarını iyileştirdiği odağında gelişmektedir. akp karşıtlarının saldırıda olduğu açıktır. akp açısından ise: türkiye'de gelişimin duraklamadan sürdüğü ve iç("muhalefet") ile dış("egemenlerin") direnç odaklarından kurtulsalar yükseliş sürecektir.

24 haziran seçimleri yolunda gördüklerimiz, yaşadıklarımızı soğukkanlı düşündüğümüzde şunu söylemek zor olmayacaktır: akp'nin "sihiri" çözülmüştür ve akp bilinmeyen değildir artık. bu durumda akp'nin geriye yaslanması ve savunmasının önünde değilse de, sonunda çözülebilirliği görünmektedir.

siyasette uzun süreli iktidarların güç yozlaşması ve akp'nin güçten çok güç budalalığı yapmasının anlamlandırılması bunca açıktır. seçmenlerin yanlış yapmadık yargılarının, iyimser beklentilerinin olabilirliğinde tıkanma gizlenemez durumdadır.

24 haziran seçimlerinin getirebileceği en önemli değişim: akp'nin durdurulabilirliğinin yaşanması olacaktır.

29 mayıs 2018, college station, texas.

27 Mayıs 2018 Pazar

24 haziran 2018 yolunda - 15. / vur demeden düşünmek.

güvenliği zorlayan ya da karşılıklı çatışmaya dönüşecek saldırganlıklardan uzak yaşanıyor toplantılar deyince yanılsamada mıyız? 24 haziran'ı da böyle çatışmasız bulur muyuz? ya 25 haziran'la başlayacak türkiye çatışmasız mı olur?

seçim yolunda herşeyi söylemek olmaz. durumdan görev çıkaracaklar olur. "vur dedin mi gereğini görev sayanlar" bulunur. bugün ve her zaman, seçim yolunda olagelecek kargaşalardan, iktidar sorumlu sayılır. bundan yararlanmak için, nasıl olsa onlara yıkılır yaklaşımından uzak durmak gerekir. bilinçli bilinçsiz oluşacak gerilimleri kışkırtmaktan kazançlı çıkacak olmaz. yatıştırıcı konumda olmak zayıflık değildir.

kargaşa olmadan yaşanacak seçimler, ikitidar için de, kazansa da, yitirse de artı olarak anılır. 1946 seçimlerinden dolayı o gün bugündür chp sorumlu sayılmaktadır. o gün bugündür, 1950'de yaşanmış açık, özgür ve adil seçimi gerçekleyen chp iktidarına övgü açıktan olmasa da, kolaycı çarpıtmalar olmamıştır. 1946 ve 1950, tüm iktidarların, tüm kazananların, yitirmeyi göze alanların, almayanların geçmişinde şaşmaz güçlü örneklerdir.

seçim yolunda, yeniden, her parti kazanacak umuduyla seçim çalışmalarını sürdürüyor. seçim yolundaki bu umutlu güvenin güvensizliğe dönüşmemesi, türkiye'nin demokrasi gücü olacaktır. seçim dışı çözümlerle, seçimlere dışarıdan karışmalarla türkiye'de varolan gerilimi arttırmaktan öteye kazanç olmaz.

seçim yolunda, nasıl olsa kazanacaklar teslimiyetçiliktir; nasıl olsa kazanamazlar da yanıltıcı olur. çalışan siyasiliklerin olumlu tepki alacağını düşünmek demokrasiye inançtır ve bu inanç sürdüğü sürece, türkiye'de zoryönetimler dayanak bulmayacaktır.

seçimlerin güvenlik içinde yapılmayacağı kuşkusu ve seçimlerde "kuraldışılıkların" yok düzeyde olmasına güvensizlik demokrasiyi kemirmektedir. seçim yolunda olmayacak kışkırtmalar, seçim gününde seçim güvenliğini sarsacak kuraldışılıklarla türkiye'de gerilim bitmez; yönetim barış içinde yürümez.

seçim kararı öncesi gerilimin, seçim kararıyla, adayların belirlenmesiyle yumuşar olması beklenmeyendi ama, sevindirendir. türkiye'de yeniden değişebilirlik umudu gerilimi bastırmıştır. bu iyimser ve güvenli durumun sürmesiyle kazanılacak çoktur.

seçime saylı günler kala, olur olmaz yönlendirmeler artar. umutların yükselmesinin toplumsal getirisi iyimserlik olunca, beklentilerin gerçekleşmemesinin getiriceği karamsarlıkları aşmak zaman alıcı olur. seçimlerden beklentilerini karşı yandan öç almak yöünde, yoketme, yıldırma yönünde kullanma fırsatçılarının sonuçlarla etkinleşmesi korkusu aşılmalıdır. çoğunluğun tamam diyeceği bir seçimi, yanlış yönlendirmeye gücü olan siyasilik yoktur. seçimleri öncesinden yönlendiremeyenlerin sonuçları çarpıtmaya da güçleri olmaz.

seçimlerin sonuçlarını güvenle, kuşkusuzca karşılayabilecek türkiye'de: tarihsel sorunlar da, yapısal sorunlar da aşılmaz değildir. seçimlere güven olmazsa, sonuçlardan kuşku duyulacak kuraldışılıklar açıkta yaşanırsa, ortaya çıkabilecek toplumsal patlamaların önünü almak zor olur.

seçimlerin sonuçlarıyla oynayabilecek güçlerin olmadığı umudunu yükselten bir seçim beklentisi olmaması, güvensizliklerin ve kuraldışılıkların olacağının gerekçesi olarak sunulmamalıdır.

27 mayıs 2018, college station, texas.

21 Mayıs 2018 Pazartesi

24 haziran 2018 yolunda - 14. / sözcüklerin çağrışım gücü.

seçimlerin bisikletçilerle ciplerde gezmek isteyen arasında olduğunu söyleyemeyiz. bisikletle cip karşıtlığı da yok değil ama, öncelikli ve belirleyici değil.

seçimlerin "cumhur ittifakı" ile "millet ittifakı" arasında olacağı açık. şöyle bir soru sorabilir miyiz: neden "cumhur", neden "millet"; hattâ neden "ittifak" da sorulabilir mi?

önyargıyla yaklaşsak akp'nin başını çektiği cepheleşmenin adı "millet" olabilirdi. karşı cephenin "millet"i düşünmeyeceğini düşündüklerini düşünmeliyiz. soruyu öteki türlü de sorabiliriz? neden "cumhuriyet" demediler ya da "halk"? "adalet" demeleri de daha çekici ve doğrusu idi "millet" birlikteliğinin. 

"cumhur" sözcüğü uzun süre yürürlükten kalkmıştı. siyasette yeniden dolaşımı 2007 seçimleriydi. abdullah gül'ün tbmm'de seçilemeyişine tepkide ortaya çıkmıştı ve yine de yaygınlık kazanmadı. şimdi "cumhur" seçimi ne oluyor? akp için ve de mhp için cumhurbaşkanlığını kazanmak birincil sayılıyor. görünen odur ki, mhp'yle yaklaşımın temelinde de, dayanağı da "cumhurbaşkanlığı'nı kazanmak. akp-mhp, tasarladıkları "cumhurbaşkanı" yönetim biçimiyle türkiye'yi 1924'te sonlanmış tartışmaya götürmek. gündeliğe baktığımızda "cumhur" sözcüğüne vurgu hiç yok diyebiliriz. oysa, "cumhur" sözcüğüne vurgu yapmaları gerekirdi. akp-mhp diye "millet" diye oya basanlar olur mu bilemeyiz. olmasına şaşırmamak gerekir. akp-mhp için "cumhur" değil de, "millet" daha gizemli ve çekicidir. dp'nin 1950'deki söylemi unutulmadı: "yeter, söz milletindir!"

chp'nin "millet"i seçmesi değil de, kabullenmesi diyelim "millet" adlandırması. "millet" chp'nin değiştiğinin ve "halkçı" ya da "ulusal-cumhuriyet"e utangaçlığının bir sonucudur mu diyelim? ne dersek diyelim, karşılıklı yanlış seçmeler ya da seçmeleri önemsemezlik var.

seçimler yolunun yarısını aşmak üzereyiz ve bilinmezlik sürüyor. hangi bilinmezlik? akp'nin "cumhurbaşkanlık" tasarımı neydi, nedir? chp, cumhurbaşkanlığı seçimini kazansa ya da tbmm'de çoğunluk olsa: "meclis üstünlüğü"ne dayanan anayasallığa geçmeye öncelik verecek midir? yoksa, seçimlerle, olanın üzerinden mi yürünecektir?

seçim sonuçlarıyla gizlideki "tasarımların" ya da açıkta söylenmemişlerin gündem olması, seçimlerin ilk getirisi olur.

bu seçimlerin de, öncekilere benzediğini biliyoruz. toplantılarda kentin renklerinin atkılarıyla donanmış adaylar ve adayları sunan "cazgır" çağrıları. yenilik ve değişiklik yok; bilinene "devam"la "tamam" demek olur mu?  ötekinin yaptığını ben de yaparım ya da ben daha iyi yaparım aşılmalıdır. bu seçimlerde de, bu anlamda da, değişim yok diyebiliriz.

"eski hastalık" sürüyor. nedir o? "tek kişi" odağından benim kişim seninkini döver. bir sonrasına, geleceğin seçimlerine hazırlık anlamında adayın önünden ya da yanından ortaya çıkan yepyeni sözcüler yok. onun yerine adayların eşleri ve çokça kucak kucak karanfil atılıyor. oysa, adayın yanında yerelden bir çocuk, bir yetenek topluluğu, yörenin sevilmişlerinden bir küme neden olmuyor? düşünemiyorlar.

bu seçimlerde de tv'lerde soru yanıt tartışmalar yok. diyelim, yandaşlık egemendir. evet doğrudur; yandaşlar komuta altındadır. oysa, günümüzde, teknoloji elverişlilikleri çoktur. seçim meydanlarına uzaklardan soru soracak düzenler düşünülebilirdi. daha da geçerlisi: samsun'dan meydan alanı, izmir'den, mersin'den, sivas'tan, kırklaereli'nden de parklarda, meydanalarda büyük ekranlardan paylaşılabilirdi; etkileşim sağlanabilirdi.

şimdilik, seçim meydanlarının en başarılı yanı diye sorulsa yanıtı açıktır: güvenliği zorlayan ya da karşılıklı çatışmaya dönüşecek saldırganlıklardan uzak yaşanıyor toplantılar.

20 mayıs 2018, college station, texas.

19 Mayıs 2018 Cumartesi

24 haziran 2018 yolunda - 13. / halkın dili, halkçılık görüntüsü.

siyasilerin "program"ı nedir bilmiyoruz. bir yığın, kitlelerin gündeliğini etkileyecek "vaadler" sıralanıyor. bu gündeliklerin "yönetim" ya da "yürütme" gününde bütçeye yükleri ya da kaynakları bilinmiyor.

bir de güzel deyişler, türkiye'nin ortak değerlerine, beğenilerine vurgularla çokça kaçamak, sizleri de düşünüyoruz değinileri. bunlar da sıradandır, yenilik değildir, çekiciliği de uçucudur, geçicidir.

bu sıraladığım genel vurguları akp ve önderliği yapmaktan bıkmadı, bıkmaz da. akp, halk etkisini bu yöntemlerle varettiğini ve koruduğunu varsayıyor. akp karşıtları da bundan uzak durmuyorlar. senin yaptığını biz de yaparızcılık ortada.

bir de öteki yanı var bu söylenenlerin. karşıtını ya da ötekileri aşağılamakla küçültücü davranmak. bu konuda da akp egemen. chp'nin söylenmedik, yakası açılmadık kiri kalmadı, ya da, ola ki, unutanlar varsa düşüncesiyle sıradan "vaadler"le, sıradan "nakaratlar" olarak sürdürülüyor. sesini yükseltmek ya da nağmeli, yinelemeli coşturuculuklar olmazsa olmazı halk yığınları toplandıkça. akp'nin geleneklere aykırı getirdiği tek yenilikse gündeliğin düşük, sıradan nefret yüklü söylemleri. bunlar da halkla kaynaşma ve halkın dili gösterisi oluyor.

korkusuzluk, korkutmaca hiç eksik değil. onbeş yaşın ergenleri düzeyinde ağız kapışmalarıyla güç budalası yüksekten atıp tutmalar eksik değil.

bugün  gelinen noktanın başlangıcı 1950 sonrasıdır. "kasketliler" ile "eli nasırlılar" vurgusu hoşgörüden çok, sizinleyim sizin için varım "popüler"liğiydi dp'nin. chp bu yaklaşıma uyumsuzluk göstermişti başlangıçta ve bu da chp içinde halk dilini kullanma, halka yaklaşımda üstünü başını halka uydurma olarak ortaya çıktı gecikmeden. chp'nin kasım gülek diye "eşek sırtında" gezen "kasketli" bir kitlesel bağı oldu. kasım gülek "popüler"di ama, o yaklaşımın seçimleri değiştirecek ya da halkı chp'ye yığacak etkisi olmadı diyebiliriz. doğal ki, halk, bu da nereden çıktı diye tepki göstermedi, uzak durmadı. neden dursun ki? yararı tartışılır ve zararı olmayan kasım gülek halk içinde görüntüsünden, özellikle chp'de kalıcı bir gelenek yaşanmadı uzunca süre.

bu arada, "hitâbet" ile halk yığınlarında ilgi toplamakta 1950'lerin ortaya çıkardığı ve 1970'leri bulmayan önemli bir örnek de "millet parti"li osman bölükbaşı oldu. her seçimde, her partiden yığınları toplamakta önemli başarıları oldu bölükbaşı'nın. bölükbaşı'nın hem nalına, hem mıhına ya da hem ona hem de buna vurma yaklaşımı kendine özgüydü ama, seçimlerin sonucunu belirleyici olmadı. halk dinlemeyi severdi, toplanırdı ama, seçimlerde bildiğine oyunu verirdi toplantılara yığılmışlar.

1960'larla kasketli, büyük sözleri tane tane dinleten "hatipler" de oldu mehmet ali aybar gibi, çetin altan gibi. onlara karşı halkı kışkırtmacılık da gelenek olmaya başladı. önceleri birbirinden yalıtılmış ve her siyasiliğin, bölükbaşı dışında, yalnızca kendinden olanları topladığı alanlarda buluşmalara, dışarıdan taşlı sopalı saldırılar düzenlemek geleneği ortaya çıktı.

ecevit ise, 1965 sonraları, kasım gülek göstermeciliğinden uzak, aybar'dan daha inandırıcıymış görünümüyle önemli yığınları topladı. 1965'te başlayan ecevit halkçılığının kabarması ve etkinleşmesi 1973'ü ve 1977'yi buldu.

demirel kasketle değil, chp üst düzey seçkinlerinin benzeri şapkasıyla halk ağzını siyasi yığınlarla iletişimde yaygınlaştıran oldu. erbakan yığınlardan "söz alma(yemin ettirme)" buluşunun öncüsü oldu. özal ise, şirin görünmenin, gülümsemenin de getirisinin güveniydi.

erdoğan ise, kendinden önce gelenlere benzemedi. ençok erbakan'la olduğundan, erbakan'ın demirel'den, özal'dan daha şakacı yanını sövgü ve hakaret diliyle kabalaştırdı.

24 haziran seçimleri yolunda muharrem ince diye yeni bir olguyu yoksaymak zordur. chp'nin kasım gülek anlayışını, erdoğan'ın sövgüsüz hakaretten yoksunu olarak "sentez"e ulaştırmış durumda. muharrem ince'nin topladığı yığınları yoksaymak zordur ama, o yığınların oya döneceğnin güvencesi nedir?

halkın dilinde olmayacak söyleyişler de vardır: "lafla peynir gemisi" diye başlar. ayrıca, şairin söylediği de sıradan halk sözü gibidir: "ayinesi iştir kişinin" deyince gerisi kendiliğinden gelir.

sekiz köşeli kasketlerin günü çoktan geçti. halkımız eşek sırtında olana değil arabalarla gezene oy verdi 1950'lerde. şimdilerde de bisikletliye değil de ciplerde gezenlere özeniyor olmasın?


19 mayıs 2018, college station, texas.

16 Mayıs 2018 Çarşamba

24 haziran 2018 yolunda - 12. / siyasette tepkicilikten ötesi gereklidir.

"popülizm" çekicidir ama, çekiciliği düzeyinde yanıltıcıdır ve gerçeklerden uzaklaştırıcıdır. ""popülizm"den muhalefet de, iktidar da payını alır ve gerçeklik arada kaynar gider.

muharrem ince'nin chp'den cumhurbaşkanı adayı olmasıç chp seçmenlerini sevindirmiştir ve bu güzeldir. kendi adayını çıkaramayan chp iyice küçülürdü. chp, genellikle "popülizm"e uzak durmuştur ve bu da doğru bir yaklşımdır. "popülizm"de, hızla, siyasi belirsizliğe kayma ve ilkesizliğe varış zorunlu değilse de kaçınılmazdır. muharrem ince bıçağın sırtında yürümesini başarıyor. muharrem ince'nin eniyi yaptığı: sizdenim, sizin için varım duruşudur ve bu da önemlidir 

muharrem ince cumhurbaşkanlığı nasıl oluru bilmiyoruz. muharrem ince'nin de "kervan yolda düzülür" esnekliğinde olacağı kaçınılmazdır. bu durum, muharrem ince için eksi olarak yaşanacaktır. nasıl bir türkiye konusunda, muharrem ince'den, derin anayasal öneriler/tasarımlar, iktisadî yenilikler öngörücü hedefler beklemek yanlış olur. muharrem ince "popülizmi"nin ortaya çıkış: akp'yle derinleşen ve değişmezleşen yanlış ve kötü türkiye yönetimine tepkidir. tepki, her durumda "popülizm"in temelidir.

türkiye'de bayağı köklü ve değişmez bir öfke seli vardır. muharrem ince o taşkın selllerin yönlendirdiğinden çok, o selleri denetleme yönünde götürüyor "popülizm" siyasetini. muharrem ince sürekli: korkmayalım, kötü yönetimi oylarınızla aşarız ve kötü yönetimi sonlandırırız iyimserliğini yükseltiyor. doğaldır ki, muharrem ince'nin bu "öçalıcı olmayan" ya da "kinlenmeyi" okşamayan siyasetinden "huzursuz" olanlar çokça var.

"bu oyunun içinde olmayacağız" diyerek temiz kaldıklarını ve "günahsız" yaşadıklarını varsayanlar için muharrem ince'ye uzaklık anlaşılır.

"bizi yanıltıyor" ya da "yanlış yönlendiriyor" diyerek muharrem ince'ye yaklaşmayanlar da var. muharrem ince'ye uzak duranları da iki küme olarak düşünmek gerekir. birinci kümede, chp'den kesin, kararlı ve açık siyaset bekleyen ulusalcılar var. ulusalcı saymadıkları akp'yi de, her türlü ulusalcı karşıtlığını kapsamayan siyasilikleri de açıkça karşısına almayan bu birinci kümedekiler, meral akşener adaylığında, sakin liman bulduklarını düşünenler oluyor. bunlar var ve nicelikleri nedir seçimden önce bilemeyeceğiz çünkü açıkta ve muharrem ince adaylığına tepkilerinde sesli, örgütlü değiller. muharrem ince "popülizmi"ne uzak duran ikinci kümedekiler de, büyük "idealler/ütopyalar" adına, chp'den hep uzak durmuşlar oluyor. onlar da, adayları selahattin demirtaş'a güvenle öfkelerini yüce biçimde gösterdiklerini varsayıyorlar ve gösteriyorlar.

saadet partisi öfkesiyle iyi parti öfkesi nasıl gelişiyor ya da kendini gösterecek gücü nedir?

akp'nin içinde olması gereken tepkiyi bastırmak, 2002'den bu yana yönetilebildi. akp içinden kopanları kitleselleşmeye varmadan ya da çoğaltmayı önleyici biçimde akp dışına sürdüler. adları unutulan niceleri var. ne onların birlikteliğine fırsat veriliyor, ne de bağımsız açıktan akp eleştirisi yapmalarına olanak var. bunların çoğu sessizce kıyıda unutulanlardır. arada sesini yükseltici olacakları da akp içinde eritmeye çağırıyorlar. akp dışından akp'den oy kaydıracak olanları da, benzeri biçimde, akp içinde eritiyorlar. enson, bu konuda mhp'yle ilişkilerini bu seçimlerde yaşayacağız.

kısacası, akp yönetimi, içinden dışından akp'den oy kaydıracak olanları hep etkisiz kıldılar. iyi parti, beklemedikleri biçimde ortaya çıktı ve akp karşıtlığında akp içine çekilemeyeceklerle çekilemeyenler olarak seçimlerde yeralacak. ip, tarihte, benzeri çokça olan, tek seçimlik parti midir; yoksa, akp'ye karşıtlıkta akp'yle olmak istemeyenlerin yığıldığı geleceği elverişli bir siyasi sığınak mıdır?

siyaset, önce program, sonra kitlesellik ve sonunda sürükleyici önderliktir. türkiye'de, başta önder, kitlesellik ve program en sonda olmak üzere biçimlenir siyaset. 24 haziran seçimleri yolunda da önderler var, kitleler canlı ama, siyasilerin "program"ı nedir bilmiyoruz. akp ve hdp için de "program" eksikliği açıktır.

16 mayıs 2018, college station, texas.

13 Mayıs 2018 Pazar

24 haziran 2018 yolunda - 11. / olanlar, olacaklar.

ne yandan bakarsak bakalım, anayasa buhranı, 24 haziran'la sonlanmayacaktır, iyice alevlenecektir. seçim sürecine girdiğimizden bu yana, ençok konuşulanlar: seçilenler ilk olarak ne yapacaklarıdır. bir anlamda, cumhurbaşkanı olan, anayasal değişimden sözetmeden, aklındaki cumhurbaşkanlığının oylanacağını konu etmektedir.

oysa, bu seçimin ilk ve tek sonucu olacaktır: enson 16 nisan'da halkoyuyla değişen anayasa yeniden, nasıl ve ne yönde değişecektir? seçmenlerden yükselen bir istek olmadığından öteye, tüm adaylar, seçilirlerse anayasanın, enson değişikliğine göre nasıl bir yürütmeye girişeceklerini yineliyorlar.

mazotun pazarda tüketiciye/seçmenlere ederini konuşmak nedir? cumhurbaşkanı mı belirler mazotun pazarda ederini? cumhurbaşkanı yasaların yürütücüsü ve de yasaların yeniden düzenlenmesinin hedefleyicisidir ve öyle kalacaktır. cumhurbaşkanı isteyince ya da istedi diye pazarda malların ederi belirlenmez.

faizler, iç ödemeler, dış ödemeler, türk lirasının değeri ve nice iktisadi hedefler cumhurbaşkanlığının ne işlevidir, ne de yürüteceği olacaktır.

seçim süreci ve adayların belirlenmesiyle ilk olanlara bakınca: neler olacağından çok, nelerin olmayacağını açıkça söyleyebiliriz. cumhurbaşkanı seçilen parti kapatamaz. anayasa mahkemesi ve öncelikle tbmm'dir yetkili olan, olacak kurum. cumhurbaşkanı istekte bulunabilir ya da tbmm'yi göreve çağırabilir; tüm yetkisi ve gücü buncadır.

izlenim odur ki: cumhurbaşkanı seçilen karar verecek ve tbmm ile yargı kurumları anında yerine getirecek. neye dayanarak? yüzde ellinin biraz üzerindeki oyçokluğuyla. olur mu diye sorgulayan yok. mazotu iki liraya mı verecekler, 2,5 liraya mı diye açık artırmadalar.

"popülizm" denilen, toplumları çürüten ya da "popülist" denilen cumhurbaşkanı adaylıkları, olur olmaz, bilir bilmez açık arttırmada. 

adaylardan tbmm'de hangi çoğunluğun belirleneceği bilinmeden, tbmm üzerinde yetkiler donanmış aday hedefleri tümden yanıltıcıdır ve gerçeklenmeyeceği de açıktır.

24 haziran seçimlerinde seçilecek cumhurbaşkanı partiler adına da olsa, tbmm temsilcileri seçimleri partiler ve birliktelikler adına da olsa bileşim nedir bilinmez. cumhurbaşkanı seçilenin partisi tbmm'de de çoğunluk olsa cumhurbaşkanının görevleri, yetkileri ve sorumlulukları mazot ederine, faiz düzeyini belirlemeye yetmez.

anayasa buhranı derken söylenilmek istenen açıktır. halkın çoğunluğunun oyuyla seçilmişlik: ben seçildim, faiz şu olacak; mazotun ederini belirlerim olmayacak.

adaylar anayasa'yı nasıl görüyorlar; anayasa nasıl olmalıdır ya da nedenö nasıl değiştirilmelidir tartışmasına öncelik verselerdi çok daha yararlı ve geçerli bir tartışmanın içinde olabilirdik. o durumda, düzey de, seçmenlerin bilgilenmeleri de, bilinçlilikleri de yükselirdi.

seçim sürecinde adayların belirlenmesiyle "popülizm" egemenliği şaşırtıcı değildir ama, seçim sonrasındaki anayasal buhranın sürekliliğinin belirgenidir.

gelen günlerde seçim gündeminin değişmeyeceğini ve karşılıklı, adayların, açık arttırma benzeri, hedeflerde temelsiz, dayanıksız atıp tutmayı sürdüreceklerini güvenle söyleyebiliriz.

"popülizm" çekicidir ama, çekiciliği düzeyinde yanıltıcıdır ve gerçeklerden uzaklaştırıcıdır.

13 mayıs 2018, college station, texas.

10 Mayıs 2018 Perşembe

24 haziran 2018 yolunda - 10. / akp neden kılıçdaroğlu'nu istedi?

sonuçta, seçimlerin gündemi: "devam" mı, "tamam" mı noktasında düğümlenmiştir. "devam" diyecekler çoktur; "tamam" diyenler daha çok olacaklar mı?

akp, tasarımını ve kurgusunu yaptığı düzene erişir mi? parti başkanlığı ile cumhurbaşkanlığının tek kişide toplanması, baştan sorunlu başlamıştır. chp parti başkanı da cumhurbaşkanı adayı olsaydı, tasarımla uygulama çakışacaktı.

akp için, seçimi kazanmak sorun değil varsayımı egemendir. parti başkanları aday olurlar ve yenilenler yenilenir düzeni teklemiştir. yüzbin oyla adaylığın hem olmazlığı, hem de etkisizliği varsayımı da, sp, ip ve vp başkanları için yeterli imza toplanmasıyla teklemiştir.

kılıçdaroğlu'nun neden aday olmadığını akp anlamamıştır diyemeyiz. akp, kendi belirlemediği ya da kendi beklemediği yönde gelişen her türlü oluşumdan korkar durumdadır. doğal ki, kılçdaroğlu, bu anlamda ya da bunu sağlamak yönünde cumhurbaşkanlığı adaylığından uzak durmuş değildir.

kılıçdaroğlu'nun aday olması en doğrusuydu ve öyle olmalıydı. akp kurgusunu geçerli anayasallık saydığımızda, kılıçdaroğlu adaylığı zorunluydu. oysa, kılıçdaroğlu, aday olmayarak, akp'nin kurguladığı cumhurbaşkanlığı kavramını küçültmüştür. bu durumu akp beklemiyordu, istemiyordu. kılıçdaroğlu'nun siyasi seçmes,i 24 haziran'da oylanacak cumhurbaşkanlığı düzeninin, er ya da geç, anayasallık olmaktan kaldırılacağının ilk eylemi olmuştur.

chp adayının ya da, chp başkanının desteklediği adayın kazanması durumunda oluşacak cumhurbaşkanlığı akp'nin özlediği kurguda çalışmayacaktır ve kılıçdaroğlu da gücünü sürdürecektir. akp başkanı'nın kazandığı cumhurbaşkanlığı da kuşkulu ve küçültülmüş başlayacaktır. kılıçdaroğlu ya da başkanı olduğu chp, düzeni belirleyecek güçte olsaydı, 16 nisan 2017 yaşanmazdı ya da 16 nisan'da o düzen tasarımı sonlanmış olurdu.

kılçdaroğlu'nun aklı ne yönde oluştu da muharrem ince chp adayı oldu? kılıçdaroğlu ve ince, kendileri, tarihe belgelemedikleri sürece bilemeyeceğiz. akp, kılçdaroğlu'nun aday olmayışını kabul edememiştir ve kuşkusunu aşamayacaktır.

muharrem ince'nin chp adayı oluşu chp açısından, akp'nin kurguladığı tasarımı bozacak güçte gelişir mi? önyargıyla gelişir ve gelişecektir diyemeyiz. akp başkanı seçimde oyçokluğuna erişse de, karşısında chp başkanlığını bulacaktır. yenilmiş chp başkanlığı akp'nin seçimiydi; o olmayacaktır. akp başkanı, karşısında yendiği başkanları bulmayacak ama, yenemediği parti başkanı kılıçdarolu duracaktır. bu durumu önceden kestiremeyen ya da tüm başkanları yenerek seçimden güçlü çıkacağını varsayan akp başkanı'nın öngördüğü olmayacaktır.

seçilmeyen parti başkanları tbmm'de olmayacaktır ama, kılıçdaroğlu tbmm'de olacaktır. bunun anlamı nedir ya da önemli midir seçim sonrası bileceğiz.

türkiye'nin geleneksel çok partili ve tek partili düzeninde, enazından, görünürde de olsa, cumhurbaşkanlığı tüm ülkeyi kapsayıcı olarak tanımlanmıştı ve işledi. akp bu düzeni istemedi. akp'nin istediği düzenin ne olduğu, akp kurmaylarının aklından öteye bilinmediğini biliyoruz. akp için bir başkanlık olacak ve tüm siyasiliklerle, kişiler ve kurumlar o başkanlığın emir komutasında olması özlenmektedir. akp karşıtları için bu korkutucu bir beklenti olarak öngörülürken, akp için güç gösterisi ve doğallık olarak öngörülmektedir. çok açıktır ki, akp karşıtlarının korktuğu yaşanmayacaktır; akp'nin özlediği bir başkanın yürüttüğü ve en üstte tek seçici değilse de, "son" seçici düzene akp'den de direnç olacaktır.

şimdilik bildiğimiz: akp'nin istediği düzen oluşmayacaktır. tbmm'nin içinde birinci günden, chp başkanı olacaktır. akp başkanı da tbmm dışında olarak o başkanlıkla karşıtlaşacaktır. öteki türlüsü akp için düşünülmeyendir. nedir düşünülmeyen? akp başkanı'nın cumhurbaşkanı seçilmediğinden öteye tbmm dışı kalmasıdır.

türkiye cumhuriyeti'nde parti başkanlarından cumhurbaşkanı oldu ama, partiler tbmm'de egemen ve belirleyiciydi. tbmm'den gücünü almayan parti başkanının cumhurbaşkanlığının tbmm'yi üstten ve dışarıdan yönetmesi düşünülemez. tbmm'yle karşıtlaşan cumhurbaşkanlığı ise, tbmm içinde karşıtlaşan siyasi partiler karşıtlığından daha çok kargaşaya yolaçacaktır.

ne yandan bakarsak bakalım, anayasa buhranı, 24 haziran'la sonlanmayacaktır, iyice alevlenecektir.

10 mayıs 2018, college station, texas.

9 Mayıs 2018 Çarşamba

24 haziran 2018 yolunda - 9. / siyasette "gündem"i belirlemek.

24 haziran seçimlerinin bilinmez canalıcı sorularını düşünen azdır artık. sorusuz, sorgusuz yanıtlar ve çözümlerin ardına toplananlarla şaşmaz bir karşıtlaşma giderek hızlanıyor. karşıtlaşmanın ısısı yükseliyor.

cumhurbaşkanının halkoyuyla seçimi, tbmm üyelerinin seçiminden öncelikli ve egemen görünüyor. oysa, tbmm oluşumu da, siyasetlerin tbmm'de temsil gücü de, cumhurbaşkanı gücünden önemlidir. açıktır ki: akp için cumhurbaşkanlığını kazanmak ve altında onunla uyumlu bir onama(evet yasama değil) birincildir. akp'de seçimi kazanma güveninde sarsılma açıkta yok ama, akp yeraltında tartışma olmadığını söyleyemeyiz. milletvekili adayları açıklandığında akp'de, kurucuların tümden elendiğinden öteye akp'yle yükselenlerden de dışarıda kalacaklar çok olacak. akp'de, sırasını bekleyenlerden sıra dışı kalanlarla, sırasının önüne eklenenler sorun olacak mı, kısa zamanda bileceğiz.

akp'den bildiğimiz şudur: akp'de değişme yaşanmıştır ama, başkanlık değişmemiştir. akp de sonunda "kişi" partisi olmuştur. kişi partisi güçmüş görünür ama, güçsüzlüğün tek değilse de, ilk gösterisidir. çokları için bu durum hep öyleydi diyebiliriz ama, öyle değildi. egemen kişilik sorunu akp'de artık açıktadır ve akp içinden de sorgulanacaktır. akp'nin içinden sorgulandığını görmesek de, seçim sonuçlarıyla yaşayacağız.

siyasette "şiar(ya da "slogan")" önemlidir ve akp'nin başından bu yana çekici, sürükleyici nice "şiarları" oldu. bukez akp'de ilk eksiklik o oluyor. akp'nin seçim hedeflerinde coşkunluk ve yenilik yok. bir anlamda: bizi biliyorsunuz; biz oyuz ve bundan dönme olmazdan öteye söylenen yoktur. akp başkanının "devam" demekten öteye sürükleyiciliği yoktur. onaltı yıla yaklaşan akp döneminde, onun başkanlığında, bir atılım, bir yükselme olmayacağı akp kitleselliğinde de anlaşılmış mıdır konusunda akp karşıtları ikili yaklaşıyorlar.

akp karşıtları deyince: akp karşıtlığı çeşitlenmiştir gelen seçimlerde. son cumhurbaşkanlığı seçimindeki üç adaylı seçimden, birinci aşamada, zorlanmadan geçen akp başkanı, bukez, karşısında, çoğulluk bulmuştur.

akp, bir yandan, tek başına kendine güvenmemenin ötesinde, karşısında da, çoklu adaylıklar bulmuştur. akp-mhp birlikteliği, öncelikle, kendi benzerlerine oy yitirecektir. akp-mhp benzeri sp ve ip, ne alırsa, akp-mhp'den alacaktır. akp'nin, chp'den sp'ye, ip'e kaçacak oy olmayacağı beklentisi geçerlidir. akp, chp'den oy kaymalarının hdp ve vp ile olacağı konusundaki beklentisinden aradığını bulabilir mi?

cumhurbaşkanlığı adaylığında selahattin demirtaş da, doğu perinçek de, geleneksel chp oylarından oy çekecektir. soru şudur: akp-mhp'den sp ve ip'e kaçan oylar, chp'den vp'ye ve hdp'ye kaçan oylarla nicelik olarak ne düzeyde olacaktır? beklentiler her yandan çokludur.

chp, çoktandır yaşanmamış bir umutlanma kazanmıştır muharrem ince'nin cumhurbaşkanlığı adaylığıyla. akp için öngördüğümüz, chp için de geçerli olacaktır: chp'nin tbmm temsilcileri adayları belirlendiğinde de, muharrem ince'yle kazanılmış "popüler" iyimserlik güçlenir mi; zayıflar mı?

akp-mhp birlikteliğinin adayının karşısında beş aday vardır ve beş adayın toplamı bir adayın oyunu dengeleyip aşacak güce erişir mi? sonrası, 24 haziran sonrasının sorusudur. 24 haziran yolunda, akp-mhp birlikteliği karşılarındaki beş adaya da küçümseyici ve aşağılayıcı yaklaşmaktadır. beş aday da akp-mhp adayıyla karşıtlaşırken, bir sonraki aşamada, birliktelik gereğinden birbirlerini yıpratmaktan uzak durmaya çalışacaktır. bu değişir mi? vp adayı, salt, akp-mhp karşıtlığında durmayacaktır ve chp'yle de, hdp'yle de karşıtlaşmaya önem verecektir. hdp adayı ise, akp-mhp adayı dışındaki adaylarla karşıtlaşır mı; yoksa, önemsemeden yoksayarak mı seçime yollanır?

chp, sp ve ip için, akp-mhp adayını değişik yönlerden yıpratmada ortaklık olacağı açıktır. bilinmeyen ise, chp'nin hdp'ye göstereceği esneklikle yumuşaklığa sp ve ip de uyumlu olur mu? chp'nin seçmenlerinden hdp'yle olmazlananlar mı çoğunluktadır ya da hdp'den oy alma yanlıları mı egemendir? hdp için, akp-mhp'den sonra yeminli öfke/nefret dolu chp'yle de karşıtlaşma yaşanabilecek bir siyasiliktir. hdp'nin seçmenlerinden chp nefreti ve öfkesi seçimler sürecinde ikincilleşir mi? hdp'den chp'ye saldırı özleyenleri, 24 haziran seçimlerinde adaylığı olmayanlar kümesi sayabiliriz.


adayların kesinleşmesiyle ilk izlenimler: akp-mhp'nin kiminle karşıtlaşmadan ençok oy toplanabileceği sorunludur. chp için, "popülerizm"in ilk göstergesi olarak akp-mhp adaylığını karşıya almada, her türlü karşıtlıkla birlikte olmaya yatkın bir esneklik kaçınılmazdır.

görünürde, enaz konuşulan nedir? akp-mhp, onca "fetö" karşıtlığından sonra, yeraltından seçimleri geçinceye ve hatta sonrasında, hapishaneleri boşaltma yönünde bir sözlenme var mıdır bilinmez. chp içinse, hdp'ye hapishanelerde olanlara "af" sözünden öteye bir umut var mıdır bilinmeyendir.

sonuçta, seçimlerin gündemi: "devam" mı, "tamam" mı noktasında düğümlenmiştir. "devam" diyecekler çoktur; "tamam" diyenler daha çok olacaklar mı?

9 mayıs 2018, college station, texas.

2 Mayıs 2018 Çarşamba

24 haziran 2018 yolunda - 8. / seçimlerde abd'nin, ab'nin ve rusya'nın etkileri.

24 haziran seçimlerinin en canalıcı bilinmeyeni nedir? çok açıktır ki: abd'nin etkisi ne olacaktır? ab, sessizce, seyirci midir 24 haziran seçimlerinde? ya rusya? son yıllarda, abd seçimlerinde, ab'deki er seçimde etkilerinden kuşkulanılan rusya türkiye'deki seçimlerden uzak mı duracaktır? abd/ab ya da rusya'nın seçmeleri çelişkili olursa kimin etkisi belirleyici olur?

bu sorular tümüyle türkiye'nin bağımsızlıkçı ve tam bağımsız cumhuriyet ülküsünden ne denli uzaklaştığının geldiğimiz noktasıdır.

sevmesek de, olmazlansak da, abd'nin de, ab'nin de, rusya'nın da gelen seçimlerden beklentileri olduğu açıktır. seçimi abd, ab ya da rusya seçimleri belirleyemez. açıktan belirleyici olduklarını, olacaklarını düşünmemeliyiz.

şunu açıkça düşünenler çoktur: akp'yi abd getirdi ve abd/ab günü gelir götürecektir. bu gün de 24 haziran'dır. bu düşünmenin dayanıksızlığı nedir? akp'yi götüren(getirdiği gibi) abd, yerine kşmi getirecektir? akp oldukça abd türkiye'de egemendir de; akp gidince abd de gitmiş mi olacaktır? şöyle de sorabiliriz: abd getiren ve götüren güç ise, abd'nin götüreceği söylemi, akp için artı değil de eksi olmaz mı? akp, 2013'ten bu yana, adını vermeden kendisine yapılan her darbeyi, abd etkisi olarak nitelemiyor mu? kısacası, abd götürücüdür, anında, bukez kimi getiriyor sorusuyla birlikte ya götüremezse(ya da yerine istediğini getiremezse) sorusunu da canlı tutuyor.

bir de öteki türlü yaklaşalım. akp-mhp abd karşıtı olarak chp'yi ve chp'nin birliktelik aradıklarını abd yanlısı diye karaladığında yanlış mı oluyor? ya öyleyse, ne yapılacak akp sonrasında? akp'ye öfkeli nefret cephesi akp-mhp küçülsün gitsin de abd de yapsa olsun mu denilecektir? şöyle de diyebiliriz: önce akp-mhp bitsin de abd'yle daha kolayca mı başederiz?

ne yandan baksak, abd'nin, ab'nin türkiye seçimlerinde etkili olmak istediklerini düşünebiliriz de; açıkça, işte abd'nin istediği budur ve o olacaktır karamsarlığına katılamayız. abd/ab'nin etkileri derken, akp abd/ab'nin zoruyla, dayatmasıyla ve desteğiyle gelmiştir de, akp gidince abd/ab bir daha olmaz "zayıflığını" mı kabulleneceğiz?

dış etkilerin olduğunu, olabilirliğini düşünmek doğaldır. şu daha da açıktır: abd/ab akp'yi küçültmek isterken, yarın yine olabilecek akp'yle çalışmanın da uzağında duramaz. benzerini akp karşıtları için de düşünmeliyiz. abd/ab, akp karşıtları içinde de akp'nin içinde olduğunca vardır. abd/ab, tüm yumurtalarını tek sepete koymaz. abd/ab, türkiye'deki seçimlerinin sonucunda oluşacak siyasi güçlerin herbiriyle çalışacak hazırlıktadır.

abd/ab'nin, hatta rusya'nın etkileri vardır ve önemsenmelidir ama, uluorta, bilir bilmez, salt karşıtını dış ilişkiler içinde görmek ve göstermek yanıltıcı olur.

şimdilik bildiğimiz şudur: akp, ırak'ta ve suriye'de, uzunca süre karşıtlaşmadan birlikte olmaktan eksikli görünmemişlerdir. özellikle, 2013'le de, akp'nin dikta kurduğu ve demokrasiden uzaklaştığı yönünde, abd/ab kitlesel yayın ortamlarında, gün geçmeden yeni saldırıların belgelendiği açıktır. akp'nin dün "şikâyetçi" olmadığı abd/ab'yle birlikte görünmekten, bugün için uzak durmaktadır. akp, 24 haziran'da seçimlerden kazançlı çıksa abd/ab'den tümden uzaklaşır mı; yoksa, abd/ab'yle yeniden birliktelik kurmak için mi kullanılır yeni seçim kazanımı? 

benzeri biçimde, akp'yle birlikte yapılamayanlardan sonra kazanacak akp karşıtı güçler, anında, akp'nin sunamadığı açılımın aracısı mı olurlar? 

24 haziran seçimlerinin bilinmez canalıcı sorularıdır bunlar.

2 mayıs 2018, college station, texas.

1 Mayıs 2018 Salı

24 haziran 2018 yolunda - 7. / seçimlerin öncesinden sonrasına bakmak.

kısacası, 24 haziran seçimlerinde akp-mhp birlikteliğinin ardındaki ikinci siyasilik seçim sonrasında da yaşamasını sürdürecektir. 24 haziran ötesine kim öle kim kala demek için erkendir önemli sayılabilir. oysa, hep biliyoruz ki, 24 haziran sonrasında siyasiliklerde sarsılma olacaktır.

akp-mhp birincil güçte önde olsalar mhp ne olur? mhp, akp'yi denetlemek gücünü bulur mu; akp, mhp olmadan olur konuma gelmezse birliktelik yürür mü? bugünden bildiğimiz, akp'nin de, mhp'nin de birbirlerine gereksinimleri olduğudur. akp mhp'yle çoğalmak isterken, mhp kısıtında kalmak istemeyecektir. mhp için de, bugün onsuz adım atamamış akp güçsüzlüğünün mhp'nin güçlenmesi yönünde olmasını ister. akp'nin de, mhp'nin de birliktelikten umdukları beklenen yönde gelişmezse ne olur? akp ile mhp birbirlerini neyle sorgulayabilirler? öyle görünüyor ki, bu tür soruları sormadan yola çıkılmıştır. 7 haziran 2015'in getirdikleriyle 1 kasım'ı bulan akp ve mhp türkiye'yi birlikte birbirlerine dayanarak korumuşlardır.

1 kasım sonrasında 16 nisan 2017'de birliktelik de, tartışmalı evet yanında gerçeklenmiştir. akp-mhp birlikteliğinin 16 nisan deneyimini başarılmıştır, kazanılmıştır saymak kolay değildir. ayrıca, mhp'nin içinden "ip" diye bir kopuş yaşanmıştır. akp'de ise "metal yorgunluğu" hedefiyle akp'den arınmalar yaşanmıştır. akp'de genel başkanın dışında "metal yorgunluğu" var da, başkan yorgun değil midir? akp'nin parti işleyişinde bunu öne süren olmadığı açıkta bilinendir. akp içinde de başkanlık sorgulanmıyor mu; sorgulanamaz mı?

sp diye varolan, bitmek gitmek bilmeyen bir siyasilik, akp'nin varoluşundan bu yana ilk kez güncellik kazanmıştır. sp'nin açıkta olmasını, akp karşıtlarının itelemesi olarak alabiliriz ama, öyle olmayacağını da düşünmeliyiz. sp'nin sesini ve varlığını yükseltir görünmesi, akp'yi yıkmaya yönelik bir siyasilik midir; yoksa, akp'yi içinden çıktığı "milli görüş"e döndürücü etkinlik midir? akp yanından bu konuda bildiğimiz şudur: açıkta, "sp" el üstünde tutulurken, "mahalle arası"nda chp'yle ilişkilendirilmekte, 28 şubatçılarla, 27 nisancılarla içiçe göstermek eksiksiz sürmektedir, sürecektir. şunu bilmiyoruz: akp'nin, "sp" konusunda, "mahalle" arasında söylenenlerin, sp'ye katılımı getirici ve benzer biçimde akp'den götürücü mü olur? karşılıklı beklentilerin yükseldiği seçim öncesinin sonrasında bu konulara gelinecektir.

şurası açıktır: akp'ye sp'den ve ip'den gelebilecek oyların toplamı belirleyici olmaz. oysa, akp'den sp'ye ve ip'ye giden oylar akp için sarsıcıdır. akp mhp'den, sp'den ve bilinmez ip'ten alırken, akp yüzde elliyi zorlayabilir ama, verdikleriyle yüzde kırkların altına gerileyebilir. birliktelikler, geçişler ve geliş-gidişler olmadığında önemsizdir. sınırların kalkmasının ne getireceğini de, ne götüreceğini de seçmenler belirleyici olacaktır. bugünden söyleyeceğimiz bu "geliş-gidiş"lerin her yanın istediği biçimde olmayacağıdır. sonuçta, akp de, mhp de, sp de, ip de seçimden kazançlı çıkamaz. birinciden, ikinciden geride kalmışlık bitiricidir; siyaseti değiştirici olur.

chp'nin bu değişimleri zorlayıcı olduğunu biliyoruz. chp'nin akp'de, mhp'de, sp'de ve ip'de değişimi gerçekleyecek gücü olduğunu söyleyemeyiz. chp kendi gücüyle akp karşısında başından yenik görünümünü değiştirecek bir siyasilik gösteremedi. chp'nin adaylar, birliktelikler ve seçim bidirgeleri belli olduğunda önde olmaktan uzak görünümü değişir mi? türkiye'de chp'ye karşıtlığın yaygın siyasilik olduğunu ve getirileri olduğunu biliyoruz. chp'nin, öteki siyasiliklere göre açık olmasının getirdiği birbiriyle çelişen ve çatışan siyasilerin topluluğu olduğu da değişmeyen gerçekliktir.

chp'nin 24 haziran'ı ölüm dirim siyasi savaşçılığına dönüştürmesi, 24 haziran sonrasına kalıcı ne bırakır? chp'nin adayları, chp'nin birliktelikleri, chp'nin hedefleri chp'nin seçmen katlarındaki etkinliği 24 haziran sonrasını etkileyecektir. 24 haziran sonrasına chp'yi, yeniden, iç tartışmalarla kimlik ve hedef arayışlarında bulabiliriz.

hdp için en büyük etkinlik: 7 haziran 2015 ile 1 kasım 2015'teki kararlılığını sürdürebilmektir. 2015'in öznelliğinde hdp'ye yönelmiş seçmenlerin hdp'den kopmadığının güvencesini göremiyoruz. hdp'ye 2015'te gitmeyenlerin bukez gidebileceklerini düşünmek hdp'nin beklentisidir, 2015'te hdp'de toplanmışların kopacaklarını düşünebiliriz. hdp seçmeni, özgürce siyasi seçmesini yaparsa, çıkacak sonuç, hdp'yi de, türkiye'de siyaseti de değiştirici yenilikler getirir. hdp, seçmenlerini ve oylarını korursa, türkiye'de yaşanacak seçim sonuçlarının türkiye'de değişim getirmeyeceği açıktır.

1 mayıs 2018, college station, texas.