1 Ekim 2019 Salı

çin'de kızıl yıldız ulusallığı.

çin'de 1900'lerin başından 1 ekim 1949'a varan süreçte ulusalcılar yenilmiş ve kızıl yıldız ordusu, partisi ve sovyet umutlarıyla iktidarını gerçeklemiştir. mao zedung askeri komutan, siyasi önder olarak bu iktidarın değişmez önderi olarak yaşamıştır. çin devrimi diye de de anılan, karşıtlarınca kızıl diye aşağılayıcı küçümsenmiş siyasl oluşum uzun yürüyüşle varılan iktidarı korumuştur. çin devrimi'nin "idealler"i korunmuş mudur? günümüzün de, tarihin de büyük sorusu budur.

çin'e 70 yıl sonrasında baktığımızda egemen olan komünizm midir? çin komünizm hedefinde başarısız ama, çin ulusallığında güçllü bir devlet ve toplumsallıktır. neden komünizm değil de ulusallık belirleyici olmuştur? günümüzde ve tarihsel geçmişte sorulacak soru bu mudur? evet. ssscb, 1917'den yetmişdürt yıl sonra ulusallığı aşamayarak sonlandı. çin halk cumhuriyeti yetmişinci yılında komünizmi yaşamadığından öteye tarihin yaşadığı en güçlü ulusallıkta yaşamaktadır.

sovyetler birliği stalin önderliğinde çan kay şek ulusalcılığını çin'in yetkili temsilcisi sayarken, abd yönetimleri ve sonunda truman yönetimi de çan kay şek desteğini korumuşlardır. sonuçta mao zedung, zhu en lay ve lin biao'lu kızıl yıldız bejing'te komünizmin bayrağı olmuştur. sonrası komünizm olmamıştır; olmayacağını kabullenemeyen çin komünist partisi'nin, 1 ekim 1949'da iç savaştan iktidara erişenlerin çin'de başardıkları nedir? çin ulusallığı, görünürde, komünizm olarak, yüzlerce yıllık geriliğinden ve 19. yüzyıl'da, yirminci yüzyıl'da parçalanmışlığından yeniden güncelde de tarihsel gücüne erişme olanağını kazanmıştır.

çin'de 1 ekim 1949 gününün öncesindeki tarihsellikte de, 1 ekim 1949'dan bu yana süregiden siyasilikle toplumsallıkta da, çin devletini ve çin gücünü uyumlu ve kalkınmış bir toplum odağında sürdürmek temeldir.

1949'a varışın öncesinde başlangıç sun yat sen olarak sayılmıştır. sun yat sen'in 1925'te erkenden ayrılması sonrasında,  çin'de yükselen toplumsal kabarışı, kentlerde çan kay şek sahiplenirken, mao zedung ve çevresindekiler yoksul, geri kırlara çekilmişlerdir. mao ve avrupa'ya gidip gelen genç çin öncülerl için 1917'de devrim yapmış lenin ve sscb çekici olmuştur. 1930'larla sscb tek ülkede devrim diye sscb'yi ruslaştırmak önceliğine varmışlardır.

çin'de çin birliği ve kalkınması için iki güç iç savaşla birbirilerini yıpratırken, güçlü japonya'nın tarihsel çin topraklarında yayılmasını durdurup sonlandırmak amacıynla iç savaşın iki yanını, ortak düşman japonya karşısında uzlaşıma zorlamıştır. sun yat sen sonrasında çan kay şek önderliğinde kuomintag, kırlarda "sovyetler" olarak örgütlenmiş ve mo zedung önderliğindeki "komünistler"i yaponya'dan öncelikli baş düşman saymıştır. çan kay şek güçleri isyancı saydıkları kızıllar dedikleri komünistleri yoketme uğraşında kanlı bir iç savaştan  çin birliğini kurmakta başarısız kalmıştır. mao zedung yönetimindeki komunistlerin direnişini kıramayan çan kay şek, sun yat sen ilkelerinde saygı temelinde japonya'ya karşı uzlaşımı zorla kabullenmiştir.

çin'de iç savaş boyunca da, japonya'ya karşı geçici uzlaşımda da stalin yönetimindeki sscb ve abd çan kay şekİ çin'in temel ve geçerli gücü saymıştır. japonya'nın ikinci dünya savaşı'ndan yenik düşmesiyle çin'den uzaklaşması sonrasındaki kanlı iç savaştan çan kay şek güçleri yenilmiş ve çin kıtasının yakınındaki "tayvan"da çin'in gerçek sahipleri savıyla yaşamlarını sürdürdüler.

1 ekim 1949'la bejing'te başlatılan "çin halk cumhuriyeti" ilk savaşını sscb ve abd'yle yaşadı. kore'nin paylaşımı ya da parçalanması olarak gelişen savaşta, çin halk cumhuriyeti abd ve sscb ile karşıtlaştı. yoksul ve kalabalık çin toplumu, bir yandan, yüzlerce yılların geri kalmışlığını hızla dönüştürmek zorluğuyla karşı karşıya kalmışken, sonradan, "soğuk savaş" diye anılacak abd-sscb karşıtlığında bağımsızlaşırken, "bağlantısızlar" diye ortaya çıkan geride kalan yoksulların içinde kaldı. zamanla abd karşıtlığı sözde yaşanırken, sscb ile sözden öteye sınır karşıtlıkları gerilimleri artmıştır. bundan öteye, bağlantısızlar içinden hindistan ile de sıcak karşıtlıklar eksilmemiştir.

1950'ler boyunca yalnızlaşan çin halk cumhuriyeti, çevresindeki tüm ülkelerle gerilimli savaş durumunu kıramamıştır. "komünizm"in kuruluşu diye köylerde kurulan "komünler"le kalkınma yürümemiştir. açlık yaygınlaşmış ve kalkınma olmamıştır. mao zedung, çu enlay ve lin biao komünizm algılarında esneklik yaşamadan çin çok zaman ve kaynak tüketmiştir.

1966'da, çin'in geri kalmışlığının, salt yabancıların kuşatmalarından olmadığı gerçeğini temel alıp, çin'in tarihinden ve gelenekselliğinden de kaynaklandığı yanlışlığıyla kendi içinde toplumun seçkinlerine karşı "kültür savaşı" diye iç savaş yeniden yaşamı alt üst etmiştir. sscb revizyonist ve komünizmi temsil etmediği varsayımıyla komünizmin kurulmasının ideolojik arınma ve adanmışlıkla gerçekleneceği sapkınlığı yaşanan gerçeklik olmuştur.

"kültür savaşı"ndan da yıkımdan öteye kazanımı olmayan çin halk cumhuriyeti, sscb korkusunu temel yaparak abd ile birlikteliğe yakınlaştı. 1972'de abd başkanı nikson'un mao zedung ve zu enlay ile bejing'te buluşması çin'de komünizmin olmadığından öteye olmayacağının da büyük buluşması olmuştur.

abd'yle ilişkiler yolunda lin biao karanlık bir sonla ortadan çekilirken, kültür savaşı'nda uzaklaştırılmış deng şaopen yeniden öne gelmiştir. 1976'da zu enlay ve mao zedung'un birbiri ardından ölmeleri sonrasında, deng şaopen hızla geriye dönüşü olmayan çin'de birlik ve kalkınmanın öncülüğünü yapmıştır. kalkınmanın yürümesinde, dış savaşlardan uzak ve iç savaşı çatışmasızlığa dönüştürerek, önce kıyılarda ya da "serbest bölge" diye ayrılmış ayrıcalıklı küçük yöreleri "dış sermaye" çekim odaklarına dönüştürmek deng şaopen'in şaşmaz hedefi olmuştur. yüzyılların iç savaş yorgunluğunu "teknoloji ve bilim" öğrenme ve uygulama seferberliği sonsuz desteklenmiştir.

çin'de uzun süre yaşanmamış kalkınma da yeni sorunlar ve iç kargaşa getirmiştir: tarihinde demokrasi yaşamamış, özgürlükleri gündelikleştirmemiş kapalı çin toplumu, abd'ye açılmışlığın çelişkisini açık toplum istemleriyle karşılaşmıştır. sscb'nin hızla çöktüğü ve yönünü yitirdiği rusya'daki özgürlük arayışları benzeri istekler 1989'da tiananmen'de toplanmayı getirmiştir. 

1989 tiananmen, dışarıya açılan ve dışarılı olan azınlıktaki çinliler ile dışarıyla geçici uzlaşımda olan ve dışarıyı geçmeyi çin'in ulusallığının temeli ve yeniden yükselişi gören kalabalıkların güvenini kazanmış yöneticilerin kanlı ve uzlaşmaz çatışmasıdır. 

1989'da sonlandırılan özgürlük ve demokrasi istemlerinin acımasız sonlandırılmasından öteye olmamış sayan deng şaopen sonrası yönetimlerinin kararlılıklarının çözülmeyeceği açıktır. yeni çin toplumunun güçlü çin ulusallığını çevrelerine üstünlük kurmaya dönüştürmelerinen uzak durmaları bugünün gerçekliğidir. 

bugünkü çin toplumunun da: gerçeklenen kalkınmanın, eşitsiz paylaşımı ve adaletsizlikleri sonunda, yeni kargaşalardan uzak kalmayacağı açıktır. tek parti yönetimi çin'in gelenekselliğidir ve çin'i yeniden güçlü kılmıştır. çin'in güçlü sürdürülmesindeki engel de tek parti yönetimi olacaktır. tarih boyunca dış baskıların ve iç kargaşaların gelgitinde sürekliliğini uyumlu ve gelişmiş toplum olarak sürdürmüş çin'in sorunlarının bilim ve teknolojiyle çözülmeyeceği gelen yetmiş yılda nice yaşanacaktır.


1. edgar snow
,  "red star over china", grove press, inc. new york, 6th printing, 1981.

2. henry kissinger,  "on china", penguin press, new york, 2012.



1 ekim 2019, college station, texas.

9 Temmuz 2019 Salı

akp'den sonrasına babacanlar, davutoğlular olur mu?

akp'den kopmalar hep oldu. akp 2002'deki akp olmaktan 2002'de kurulduğundan bu yana hep sapma yaşadı. akp'deki değişimle değişmezlik çatışması yeraltından açığa çıkarılmadı.

son olarak, ali babacan ve ahmet davutoğlu, görünürde, birbirlerinden ayrı ayrı deneyimlere girişiyorlar. bu siyasi arayışlar, siyasi oluşuma dönüşür mü geride kalmış görünüyor; bugünden sonra, bu siyasi arayışların geleceği olur mu noktasındayız.

türkiye'de partisini bırakıp da yeniden siyasilik yapmaya özenenlerin başarılı örneği yoktur demeyelim ama azdır. en başarılı olanı, 1945'de chp'den ayrılıp 7 ocak 1946'da dp'yi kuranlar olmuştur. örneğin, 1980 sonrası chp'yi bırakıp dsp diye ortaya çıkan bülent ecevit'in başarısı da çok gecikmiş ve 1998 ve sonrasında 1999'da bülent ecevit başbakanlıkları yetersiz kalmıştır. bülent ecevit'in ve dsp'nin geleceği olmamıştır.

ilk söyleyeceğimiz açıktır: türkiye ne 1945 koşullarındadır ve ne de chp'den kopuştan sözediyoruz. neredeyse yirmi yıllık akp ve 21. yüzyıl'ın koşullarıdır sözkonusu olan. chp kurucu parti olarak tıkanmıştı; akp ise yıkıcı parti olarak tükenmektedir.

neden babacan ya da neden davutoğlu demeden önce, neden akp içinde olmadı da akp dışında denemeye girişiyorlar? ayrıca, neden birlikte değil de iki ayrı koldan, iki ayrı arayış ve odaklanma sözkonusudur?

babacan ve davutoğlu'nu ya da olası benzerlerini değerlendirmeyi, biran için, kıyıda unutmadan, akp'ye bakmalıyız. akp'de dün olmayanın bugün de başarısız olacağını düşünsek de, zamanlamasını öncelikle düşünmeliyiz. akp'de değişim olmayacağını ve akp'ninin tıkandığını akp'nin içinden görenlerin, olması yeni değildir.

akp'de düşüşe ve gerilemeye akp'nin bulduğu yanıt açıktır: 1. türkiye'nin yasama ve yargı kurumlarını ikincile indirgeyip, başkanlık diye tek yetkili bir yürütme oluşturma eylemliliği; 2. türkiye'nin uzun yıllar özveriyle ve nice ödünlerle bağlandığı birleşmiş milletler, nato, ab ve abd ile birlikteliklerden kopuş hedefi.

türkiye'de iktisadi bozulma ve çöküş beklentileri, 1950'lerden bu yana dinmeyendir ve neredeyse, her yinelenmesi trajedi ile güldürüye varan acı deneyimdir. ayrıca, iktisadî çöküntü ve türkiye'nin parçalanması öngörüleri "çoban öyküsü" düzeyinde ilkokul çocuğu aklının inandırıcılığını zorlayıcı ahlâkçılıktır.

kısacası, akp'den kopuşlar, iktisadi çöküntü ve türkiye'nin kuruluş temellerindeki yıkımı önleme görüntüsü ortamından beslense de, açıklayıcılığı kısıtlı sayılmalıdır. öyleyse nedir?

siyasette kişiler ve tutkusallıkları önemlidir. ali babacan da, ahmet davutoğlu da tutkusaldır(eskiler "muhteris" derlerdi bu kişiliklere). önemli olan, akp'nin değişmezinden de tutkusal olmadıklarıdır. akp'de, o ve onun gitmeyeceği akp'nin geldiği noktanın temel verisidir. akp'de o olmayınca, akp de olmayabilir noktasında gelişti bugüne değin akp'nin tarihi. gününde ve başından bu yana, onun tutkusunu dizginleyemeyen, denetleyemeyen  dışarıya taşanların sözlerinin getirisi yetersiz kalacaktır.

öyle görünüyor ki: akp'nin değişmez başkanlığı, her türlü eleştiriyi, akp'nin başarılarını durdurma yanlısı chp ve dış düşmanlar çizgisinde karşılayacaktır. bunun yetmezliğini söylemek kolaydır da üstesinden gelmek olabilir mi?

şunu görmek gerekir: akp'de, akp'nin onunla gelinen noktaya karşı çıkmak, akp'yi küçültücü işlevdedir.

akp, kendi içinde tartıştırmayan yöneticisi, yönetimi ve işleyişiyle demokraside yeralmaması gereken bir siyasi partidir. akp, onunla olmuş ve onunla sonlanacak partidir. akp sorundur türkiye için ama, en büyük sorun da şudur: akp, başlangıçta iyiydi, babacan'la iyiydi de, davutoğlu'yla iyiydi de, onlar elenince mi kötü oldu? 

babacan da, davutoğlu da akp'yi ilerletmekten çok yeni bişey başlatmayı seçmiş görünüyorlar. babacan'ı da, davutoğlu'nda akp öncesinden bilmiyor türkiye. ikisi de akp'yle olanlardır. akp'siz olabilirler mi?

babacan da, davutoğlu'da akp'de başarılıdırlar diyecek türkiye'de azdır.

babacan, kemal derviş, iktisadî düzeltmelerini ve düzenlemelerini güvenle sürdürmüştür. akp'nin iktidar olmasına yararlı olan babacan katılımı, akp'nin kendi başına olmasının önünde tıkaç olduğunda kolayca akp dışına itilmiştir. açıkçası, siyasette seni bir yere getirenin seni o yerden götürme gücü de olur. babacan'ın kendi gücünü ve kemal derviş programına nerede ve nasıl karşı durduğunu bilmiyoruz. bunu açıklaması kolay olmayacaktır.

davutoğlu, akp'nin iktidar olmasıyla, akp'deki gücün atadığı siyasiliktir. akp'nin işine geldiği, yararlandığı sürece yerini korumuştur; akp'nin sapmalarına direndiğinden, babacan benzeri akp dışı kalmıştır. davutoğlu, babacan'dan da üstte görev yapmıştır akp'de ve arkadaşım dediği başkanlığa direnmeden çekilmiştir. davutoğlu'nun görev aldığı dış siyaset, akp'yi iktidar eden ya da iktidarını sürdürecek siyaset olmamıştır.

sonuçta, babacan da, davutoğlu da siyasetin, başlangıçta en çekici ama, etkisi enaz olan "temiz" ve "dürüst" siyaset yanlısı görünümlerinden öteye söyleyecek yeni bir hedef koyamazlar. babacan ve davutoğlu'na ilgi gösterenler akp karşıtları ve akp'nin küçülmesinde katkıları olacak varsayımındakilerdir. akp karşıtları içinde yerleri olabilir ama, akp karşıtlarını akp'ye karşıtlıkta iktidar edecek siyasi kişilikler değildir. ikisinin de, akp dışından, siyasette olabilecek katkıları, akp'den parça koparmaktan ötesi olamaz.

9 temmuz 2019, college station, texas.

23 Haziran 2019 Pazar

akp'nin önlenemeyen yükselişi sonlandı.

akp bitmedi; akp bitmez. olan şudur: akp'nin önlenemeyen yükselişi sonlandı. bundan sonraki akp: duraklayan ve gerileyen yönde varolacaktır. türkiye'nin, uzun süredir, tek belirleyeni konumunda yaşayan akp, 2013'le başlayan sapmasından özüne dönemedi. akp yenilenemedi; yenilenemeyeceği yaşandı. artık akp, türkiye'nin en büyük engeli konumundadır.

türkiye'nin istanbul'da yenilenen seçimde ortaya çıkardığı siyasiliğin açıklanması nice yapılacaktır. 23 haziran seçimi sonuçlarıyla başlayanı, kendine göre açıklayanlar, değerlendirenler çok olacaktır. akp'nin, yedeğindeki mhp ile bbp'nin 23 haziran'da "cumhur ittifakı" yenilgisi sıradan seçim sonucu değildir. türkiye'de akp'yle başlayanın sonlandığının ve yeni bir arayış için türkiye'nin önündeki akp engelinin akp için de akp karşıtları için de açıldığını yaşadık.

önce akp olarak düşünürsek akp değişeni nasıl değerlendirecektir? bunun için bugünden öngörüler erken olur ve önyargılı sayılmalıdır. yine de, akp'de yıllardır bastırılmış, yıllardır akp'de açıktan söz alamamış nice ezilmişlikler akp'nin içinden seslerini dışavurmayı deneyeceklerdir. öyleleri çıkmadan çıkmazlar, çıkamazlar, çıkarttırmazlar demek önyargılı yaklaşımdır. çıkacaktır demek de önyargılı öngörü olur ama, akp'yi içinden sorgulama yaşanabilir. akp'nin içinden sorgulanması türkiye'de akp'nin de, türkiye'nin de bir sonraki siyasiliğinin temeli olur.

akp kendi içindeki olası tartışmaları bundan sonrasında bastıramaz. nedeni de açıktır. akp yönetimi ve değişmez başkanlık düzeni sarsılmıştır ve güven kazanacak seçim gücü yoktur. akp'nin yeniden çekim odağı olması ve en başarılı olduğu karşıtlarına karşı kurduğu birlikteliklerin sonu yaşanmıştır. akp'nin mhp ve bbp ile yaptığı birlikteliğin akp'ye getirisinden çok götürüsü olduğu yaşanmıştır. istanbul'da 31 mart seçimleri sonucunda yeterince çekiciliği ve çoğunluğu olmayan akp-mhp birlikteliğiyle yenilenen 23 haziran seçimiyle kaçan seçmenlerin sayısı yüzbinlerin ötesinde milyona erişir görünmektedir. siyasette kaçış yaşandıktan sonra geriye dönüş olmaz.

mhp akp'den kaçmamakta direnecektir; nedeni de açıktır: mhp'nin yaşaması ancak akp'yle olabilir. 31 mart'ta gördüğümüz de şuydu: akp artık mhp'siz olamaz. akp'den mhp'ye kaçışlar da, mhp'den akp'ye geçişler de niceliği belirleyici olmayan oluşumlardır. akp'yle olamayan mhpliler için yeni siyasilikler olur. yeni siyasiliklerde yer alamayan mhpliler akp'nin içinde, akp'den ayrılanlarla olabilir. mhp bundan sonrasında belirleyici olacak bir siyasilik olmayacaktır.

akp'nin en yükseğe çıktığı nokta 2010 "halkoylaması" sonuçlarıydı. akp 2010'da yakaladığı gücü anlamadı ve de yanlış yönde kullandı. türkiye'nin yakın tarihinde olmamış bir birliktelik olan islâmcılar, kürt siyasiler ve liberaller 2012 sonlarında ayrı ayrı beklediklerine 2013 mart'ında erişmiş göründüler. oysa, türkiye'nin sınırında ırak ve suriye savaşlarında türkiye'nin seçmeleri o birlikteliği sürdürmeye elverişli değildi. abd/ab ile birlikte olmada, akp, kürt siyasiler ve liberaller ile birlikte siyasi seçme yapmadı. ondan sonrası akp'nin içeride ve dışarıda 2012'ye değin yaşamadığı zorluklarla süregitti. kürt siyasilerle liberaller giderek abd/ab'siz olamaz ve düşünemez oldukça, akp de onlardan uzaklaşmanın huzurunu bulduğu varsayımındaydı. akp olarak, kürt siyasiliği kısıtlamalarından bağımsız siyasi davranış özgürlüğüyle niceliksel gerileyişe dönüştü.

akp, 2014 yerel seçimlerini sarsıntısız geçtiği varsayımında halkoyuyla cumhurbaşkanlığı seçimi kazandı. sonrasında akp'nin parti değil kişisel yönetim odağı olarak yaşadığını gördük. 7 haziran 2015 seçimlerinde akp'nin tbmm'de çoğunluk olamayacağı yaşandığında akp'de sesini yükseltemeyenler akp başkanlığını kulllanamayanlar akp'nin gerileyeceğini anlasalar da önleyemediler. 2016 temmuz'undaki utanç verici kalkışmayı, akp'nin, kendi yararına, zoryönetimine dönüştürmesi siyaseti dondurdu. 2017, 2018 ve 2019 seçimleri, ancak ve ancak mhp desteğinde, güven vermeyen oylama kurgularıyla sürdürüldü.

23 haziran'la başlayan siyasi durumda: akp'nin kendi içinde derlenmesinin, toparlanmasının ve yenilenmesinin olmadığından öteye olmayacağının da göstergeleri çoktur. akp, 24 haziran'la birlikte, "önlenemeyen yükselişi"nin sonlanmadığını varsayacaktır. görünürde, seçimsiz dört yıllık sürede, akp yeniden durduğu yerden yükseleceğini düşünmede/davranmada direnecektir. akp için en korkutucu hedef "erken seçim" olacaktır.

akp, "erken seçim"e direnebilir mi? önyargıyla söylersek akp'nin "erken seçim"i geciktirme gücü yoktur. 23 haziran seçiminin ilk ve açık sonucu budur. "erken seçim" için akp içinden de zorlayacaklar çıkacaktır.

23 haziran 2019, college station, texas.

6 Ağustos 2018 Pazartesi

chp içi sarsıntıdan sonrasına ilk öngörüler.

akp'nin, ülkenin yönetiminde, yokuş aşağıya inişi hızlanırken, chp, içinden sarsıntıda. chp yönetimi'nin, chp içinden sorgulanmaya dayanıklılığı ve hoşgörüsü olmadığı anlaşıldı. bunca yaygın, kararlı ve uzlaşmaz parti içi karşıtlığa direnmek, chp yönetimiyle birlikte chp'yi sarsıyor. bundan sonrasını yönetimin de, yönetim değişikliğini zorlayanların da bilmediğini güvenle söyleyebiliriz.

chp'de bundan sonrasında ne olur? bu sorunun nesnel yanıtını zaman içinde bileceğiz. şu anda, herkes, durduğu yerden istemleri olacakmış, olurmuş diye öngörüdedir.

önce chp içinden bakmak gerekir. chp içinde çoklu karşıtlıklar gözlemeliyiz. chp içinde geleceğini, etkin ve egemen görünen yönetimle sürdürmek isteyenlerin oluşturduğu kümedekiler karşıtlarını bölebilecekler mi? yönetim karşıtları bölündükten sonra, yönetimle birlikte olmuşlar, birlik olarak çoğalabilirler mi? buna bugünden yanıtımız şu olmalıdır: yönetim karşıtlarını bölebilir ama, yeniden kendi içinden bölünmeyeceklerini söyleyemeyiz.

chp içinde kurultayı zorlayanların, kurultay olmadıkça mı birliktelikleri sürer, gelişir bilemeyiz. chp yönetimi için iyimser beklenti: kurultay geciktikçe yönetim karşıtlarını dağılması kaçınılmazdır. oysa, doğru yaklaşım şu olmalıdır: ya dağılmazlarsa? chp'yi bugünkü yönetimden uzaklaştırma gücünü chp içinden işleyişle başaramayanlar dağılmazlarsa ne olur?

chp yönetiminin chp içinden karşıtlarına gösterdiği yanlış direnç, yarın birgün chp yönetiminin, chp dışından bişey yapamayacağını getireceğini söyleyebiliriz. chp içindeki bugünkü yönetimin, karşıtlarını, parti içinde tutamayanların, chp'de ve chp'yle bir yere ya da daha doğru deyişle iktidara yürümeleri düşünülemez.

chp içinde iktidar olamayanlar içinse: chp dışından siyasi bir parti oluşumuyla iktidar olasılığı var mıdır? bu sorunun tarihte ve yakın zamanlardaki karşılığı eksidir. 1980 öncesi karşıtlıklarda, chp'den ayrı kalanlar hızla elenmişlerdir siyasetten. 1980 sonrasında, chp dışından dsp de, 1980 öncesi chp'si olamadığından öteye, chp'nin iktidarsızlığını yaşatmıştır. 1991'den 1993'e chp kökenli erdal inönü'nün yürütme ortaklıkları ve yine chp kökenli bülent ecevit'in ortaklı yürütme deneyimleri olan, 11 ocak 1999-18 kasım 2002 süreleri kalıcılıktan çok geçici olmuştur.

şunu görmeden ve açıkça söylemeden chp içi tartışmaların getirisi yoktur: 1979'dan bu yana, türkiye siyasetinde chp darmadağınıktır, paramparçadır. chp, uzun süredir, ne kuruluş günlerinin chp'sidir; ne de çok partili demokrasinin inişli çıkışlı chp'sidir. nedir chp? siyasetin değişimlerini öngörmekten uzak, toplumun değişimlerini yakalamaktan uzak, oradan oraya gelgitlerle çoğalmaktan çok yerinde çakılı durumdadır.

chp'nin içinden anlaşılması gereken şudur: türkiye cumhuriyeti devletinin tek kurucusu, tek koruyucusu ve tek yaşatıcısı değildir chp. türkiye cumhuriyeti, 1950'den bu yana, chp iktidarından uzak sürekliliğini ve gücünü sürdürmüştür. türkiye cumhuriyeti devleti biziz, bizden sorulur sorumluluğu ve yetkinliği, chp yararına çalışmamaktadır siyasette. 1961 sonrası chp'de yükselen sosyal demokrasi, calışanların hakları, güvenceleri siyaseti de 1980'ler sonrası sscb çöküsü ardından küreselde de sorunludur.

chp ne devletçi, ne de işçi sınıfı siyasetleriye, ne abd'ci, ne de ab yanlısı seçmeleriyle toplumda yurttaşlar için güvenilir bir siyasettir bugün.

chp'nin bugünkü yönetimi, 2011'den bu yana sorunlu ve toplumda ikilikçi, ayrımcı, baskıcı akp yönetiminin 2002-2010 siyasetlerini, abd/ab'yle daha uyumlu ve onların çıkarlarıyla daha uzlaşmacı sürdürmek yanlısı yanlış bir beklentidedir. oysa, nasıl akp 2010'da, 2002 sonrası siyasetlerinde tükendiyse; tıkalı 2002-2010 akp siyasetlerini türkiye için akp değil de chp yapar siyasetinden iktidar da olamaz; iktidarı da zorlayamaz. chp yönetiminin tıkandığı nokta budur. akp'yle denenmiş ve yıkılmış siyasetin, chp yönetiminde yeniden kurulup sürdürülmesi olmaz.

chp yönetimi, yanlışlığını bilmeden, chp içinde, chp'nin iktidar olamayaşını anladığı tartışmalı olan chp yönetiminin karşıtları, chp'nin ne olması gerektiğinde tasarımları var mıdır? bilmiyoruz.

6 ağustos 2018, toronto, ontario.

9 Temmuz 2018 Pazartesi

gün bir değil, günlerden birgün.

birgün daha akp'nin özlediği gün olarak yaşandı. akp bugünü, gün bir sayıyor. akp karşıtlarıysa günlerden birgün diye sayacaklar. 

bugüne nereden geldik ya da nasıl oldu da geldik uzun öyküdür. somut olanı: bugünü yaşadık ve bugünden sonrası için güvenimiz sarsılmadan yürüyebilme gücü nasıl oluşur?

akp birleşikliğini korudu ve akp karşıtları birleşikliklerini sağlayamadı. durum budur.

akp, bugün, kendini de yoksayan bir eylemin içinde, onun sözünü bekler durumu kabullendi. bundan sonrasında da, her sorgulamada: öncesine mi dönelim; öncesi mi iyiydi diyerek korkatacaktır akp.

akp'yle özgürleşenler, çoğunluklarını kullanımda, tökezlendikçe, tepkileri ne olacaktır? akp'yi de, türkiye'yi de belirleyecek, akp'nin içinden doğacak çelişkiler ve karşıtlıklar açığa çıkar mı? akp'nin içindeki çelişkiler ve karşıtlıklar, akp'nin geldiği bugünü geriye çevirmez. akp yaşayacağı çelişkilerle ve karşıtlıklarla bugünün de sonrasını isteyecektir.

akp karşıtlığından umutlanma ve iyimser bekleyiş, 24 haziran sonuçlarıyla bitti. 24 haziran seçimleri sonuçlarıyla bitenin 9 temmuz 1961'le başlayan değil de, 29 ekim 1923'ü de kapsadığını düşününler de var.

doğal olarak, ne 29 ekim 1923, ne de 9 temmuz 1961 sonlanmadı. özellikle 9 temmuz 1961 düzenini ilk gününden benimsemeyenler, önce o düzeni sonlandırmakta önemli bir kazanımdalar. bir sonrasının da: 29 ekim 1923'ü sonlandırmak olduğu düşüncesi bugünle başlayanın varacağı kazanım olur mu? hedef odur akp için.

akp'nin durmaksızın kullandığı "khk" gücü nedendir? 

bir yandan, yakında kalkacaktır denilen "ohal" düzenine yaslanarak baskıcı düzeni süreklileştirme çabaları; bir yandan da kaldırılacak yanıltmacası.

şurası açık: akp, kendi kitleselliğini dağıtmamak uğrunaç baskıcı düzeni gevşetmeyecektir. bu durum, akp karşıtlarının yaşadıklarından da baskıcı bir düzende, dirençlerini mi arttırır; yoksa, beklenmedik çözülme ve dağılma mı yaşanır? türkiye'nin bundan sonrasında akp karşıtlarının dirençle dağılma aralığında ne yanda duracaklarıç akp'nin baskıcılıktaki şiddetini belirleyecektir.

akp'nin, hiçbir zaman kabullenmeyeceği de şu olacaktır: akp karşıtlarının dağılması, akp birleşikliğinin kenetlenmesini getirmez. akp içindeki ayrımların özgürleşmesiç akp karşıtlarının zayıflamasıyla eşleniktir. akp karşıtları dirençli oldukları sürece, akp kendi içindeki tartışmaları bastırıcı olur.

akp için ikili durumun değişmesi zordur: akp içindeki baskı da, akp karşıtlarını bastırma da bundan sonrasının dinmeyecek siyasetleridir.

sorun: tbmm'nin nasıl işleyeceğidir. tbmm'de tartışmaları onun siyasi konumu nasıl bitirici olabilir? olamadıkça, cumhurbaşkanının bakanlar kurulu dedikleri kurumun içine kapanmakla yürütmenin yapabileceği çok olmaz. öyle görünüyor ki: bakanlar kurulu cumhurbaşkanının iş yürütücüsü konumunda olacaktır. kurum olarak önemi ya da değeri olursa tbmm'ye mi yaklaşır; yoksa, cumhurbaşkanına mı? görünürde, bakanların, cumhurbaşkanıyla birlikte olacakları istenmektedir. ya olmazsa? atamayla gelen atılarak gider. eğer ki, bakanlar kurul olarak çalışır ve siyasi işlevde olursa, denetlenmesi de, yönlendirilmesi de zor olacaktır.

cumhurbaşkanı tbmm'den tümden kopmuştur. akp başkanı olması ya da tbmm'de akp çoğunluğu olması, durumu değiştirmeyecektir. tbmm'de, tbmm dışından özlenen yasalar gerçeklenmezse ya da sürüncemede kalırsa cumhurbaşkanı tbmm'ye gelip başkanlık mı yapacaktır? bakanlarla karşıtlaşmanın çözümü vardır; tbmm'de akp'nin kendi milletvekilleriyle karşıtlaşmada çözümü yoktur. bir sonraki seçime değin boşol diyemezsin.

bundan sonrasında, akp için, tbmm'ye karşı iki yeni istem gelişecektir: 1. üye sayısını aza indirmek; 2. tbmm'nin de gereğinde cumhurbaşkanını başkanı olarak kullanmak. o durum da, bugünden konu edinilmemiş yeni anayasallığın önemli buhranı olacaktır. sorunu, bakanlar kurulunun siyasilikten arınması sayanlar, azaltılmış bakanlar kurulunu atamayla tbmm'den koparanlar, yarın bakanlar kurulunda da, tbmm'de büyük buhranlar yaşayacaklardır.

akp karşıtlarına baskı uygulamak sorunludur ama, olabilirliği, onca zor değildir. bakanlar kurulunda baskı uygulamak, tbmm'yi denetlemek ve yönlendirmek sorunlarında, buhranı yeniden düzen değişikliğine gitmekle çözmek, onca kolay olmayacaktır. 

2002'den bu yana onlar yaptırmıyorlar işledi; bundan sonrasında, işlemeyenin sorumlusu akp olacaktır.

9 temmuz 2018, college station, texas.

4 Temmuz 2018 Çarşamba

24 haziran seçimleri - 7. / akp-mhp ve bir de bbp'nin türkiye'si bilinmezliğine başlarken.

seçimden çıkan önemli sonuçlar çoktur. akp'nin günümüzün "milliyetçi cephe"si olarak bundan sonrasında ilerlemesi ne güne değindir ya da nasıl sonuçlanır. öncesi ve benzeri olmadığından ne söylense önyargılı beklentilerdir.

bundan sonrasında akp anayasa budur; anayasallık budur diye ilerleyecektir. yazılı anayasa ya da geleneksel anayasallık  yürürlüktedir ama, yeni bir yorumla kıyıya bırakılmıştır. bu cephe duruncaya ya da tükeninceye akp'nin dediği anayasallığa göre süregidilecektir türkiye'de. yaşanacak türkiye geleneksel anayasallıkta çözülmeyen ne çözülür ya da yeni ne sorunlar türkiye'nin önüne yığılır bilen yoktur.

tek bilebildiğimiz: bizim dediğimiz anayasadır, yasadır, düzendir diyen bir cephenin yürümeyi sürdüreceğidir.

yeni düzen dedikleri "yukarıdan aşağıya" yönetimde direnenler nasıl oluşur; kimler olur bilinmezdir. öyle görünüyor ki: akp'nin içinden sorgulama ve olmaz diyenler ortaya çıkmadığı sürece, uygulamada ilerlemeden geriye dönüş olmayacaktır. akp dönüşü olmayan yoldadır.

türkiye'nin içinde "sermaye" değiş tokuşu ve sahiplenmede el değiştirmesi nasıl güçler oluşturur ya da kimler ne oluyoruz; bu da nereden çıktı derler? bugünden bilinmeyendir. yaşadıkça değerlendireceğiz.

türkiye'nin içinde sermaye sahiplenmesindeki değişimlerin üretimi nasıl etkileyeceğini kestirmek zordur. üretim azalırsa, paylaşım ve bölüşüm karşıtlıkları da kaçınılmazdır. üretim sürdükçe ve bugünden öngörülmeyen artışlar yaşanırsaç sermaye sahiplenmesinde değişim çok daha etkinleşir. toplumsal tepkiler yaşanırsa, zoryönetim egemenliğini zorbalıkla sürdürmekten çekinmez.

türkiye'nin yeni düzeni iye başlatılan düzenin en kolay davranma alanı dış siyaset olacaktır. önümüz ve çevremiz dağ gibi sorunlarla kuşatılmıştır.

görünürde, abd, ab ve rusya vardır. bu üçlünün kendi içinde uyumlulukları ya da uyumsuzlukları belirleyici olacaktır. abd ile ab arasında giderek artacak karşıtlaşmalarda; abd ile rusya karşıtlaşmalarında, hep doğru yerde ve hep kazanan olmak istenendir ama, çok zordur.

yakın çevremizde tahran, bağdat ve şam öncelikli olacaktır. onların ötesindeki riyad, kahire ve tel aviv, türkiye'nin güvenlik çıkarlarına uyumlu nasıl uzlaştırılabilir? sanılıyor ki, eski düzen denilen cumhuriyet'in geleneksel düzeni elverişli değildi. şimdi kazanılan bilinmez güçle, kolayca ve hızla, edilgin("pasif") ve korkak siyaset, korkusuz ve küçültücü değil de, büyüten, genişleten bir gelecek öngörüsi başarılı olacaktır. bundan korkan, akp karşıtları diye genellediğimiz cephe, ise kaba deyişle "evdeki bulgurdan olmayalım"dan öteye "ava giden avlanır" dağınıklığında donmuş durumda.

somutta söylersek: nato ekseninden ve korumasından uzaklaşmayalım bir ve de esad'ı suriye'de güç sayalım iki anlayışından öteye esneklik düşünülebilmiş değil. daha da açık söylersek: istemeyiz; siz yaparsanız yanlış yaparsınız varsayımındadır akp karşıtlığı.

akp'nin ilk amacı tbmm'yi ikincil yapmaktır ve anayasallığı, tbmm'den kaynaklanan güç değil deç tbmm'ye dayatılan olarak görmektedir. ortada tbmm olması değil egemenliğin ulus adına tbmm'den kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirleyiciliğine akp karşı durmuştur. akp, seçim kazandıkça, akp çoğunluk oldukça, tbmm gücünü hep ayakbağı ve önünden kaldırılası saymıştır. gelinen noktadaç sayıları da artanç tbmm'nin akp karşısına diklenme gücü oluşuncaya bu düzen arayışı durmayacaktır.

akp bundan sonrası yapacaklarında hem akp'yi, hem de türkiye'yi bilinmezliklere taşımakta yeterince güçlü müdür? bilmiyoruz. bildiğimizç her güce karşı güç tepkisinin yaşanacağıdır. akp içinden değilse, akp dışından akp'ye direnecek güç oluşumuç akp'nin yeni düzeninde de aşılmaz dağ gibi önünde yükselecektir.  

4 temmuz 2018, college station, texas.

3 Temmuz 2018 Salı

24 haziran seçimleri - 6. / ince, kılıçdaroğlu, chp ve türkiye.

24 haziran seçimlerinde olanları ve olmayanları aptallar-çaldılar kolaycılığının bir sonrasını görmek, chp için de, türkiye için de belirleyici olacaktır.

muharrem ince, 24 haziran seçimlerinden kalıcı az sayıdaki değişimlerden biridir. daha da öteye giderek, 24 haziran sonrasında da siyasi yaşamını sürdürdükçe, ileride, seçimlerin bir sonucu değil, birinci ya da en önemli sonucu da olabilir.

türkiye'nin siyasi geleneklerinde, siyasi olarak karşıtlaşıp da birlikte çalışma örneği yok denecek düzeydedir. her karşıtlığın sonucunda birisi partiden ayrılır ya da kendi partisini kurmaya yönelir. 1965'ten sonraki chp'de ecevit kabarışı turhan feyzioğlu'nu chp dışına itmiştir. özünde siyasi incelik ve kişisel esneklik olarak en yumuşak, uyumlu olabilecek iki kişi siyasi olarak birlikte olamadılar; olmadılar. sonrasında, 1972'de ecevit inönü ile son karşıtlaşmasında da, inönü chp'den ayrıldı. ayrıca, inönü'yle birlikte olan kemal satır da ayrılıp kendi partisini denedi. 1980 sarsıntısı sonrası ecevit de dönmemecesine chp'den ayrıldı.

öteki partileri ve daha eskileri, en yenileri bu noktada atlıyorum.

ince ve kılçdaroğlu birlikte chp'de olacaklar mı? ince de bilemez bugünden, kılçdaroğlu da. çok açıktır ki, kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olmamasiyle kılıçdaroğlu siyasi yaşamını chp'de noktalamıştır. sanıldığı, gösterildiği ya da ucuzcu kılıçdaroğlu övgüsüyle karşılanan ince'nin adaylığı ince'nin gücündendi ve kılıçdaroğlu'nun sonuncu seçimiydi. ince'yi aday göstermekte chp'nin gecikmesi saklanamayan ve üstü örtülemeyecek gerçeklikti. seçim sonrasında, muharrem ince de kamuda, eleştirel olarak bu gecikmeyi açıkladı. kılıçdaroğlu'nun yanıtını bilmiyoruz ve belki de hiç bilemeyeceğiz.

şurası açıktı: kılçdaroğlu kendini aday olarak ortaya sürmediği sürece, ince dışındaki her adaya karşı yirmi chp'li imzasıyla aday olurdu ince. şimdi seçimden sonra olacaklar o zaman yaşanırdı başlangıç olarak.

geriye gidip de bunları yinelemenin de, eşelemenin de yararı kalmamıştır. nasıl ki, geçmişte inönü'yü bırakıp ecevit'le olanlar yaşanmışsa; gün gelip de, ecevit'le olmayıp da ecevit'leç ecevit'siz albaştan yapılmışsa; deniz baykal'la olanlar tümden değilse de, zamanla, kılçdaroğlu'yla olmuşsa; yakında, kılçdaroğlu'ndan ince'ye kayma olacaktır. ya olmazsa? ince chp dışıdır ve bilinmez ama, günümüzün küresel gerçekliğinde, fransa'da, yunanistan'da, meksika'da olanların benzeri yaşanabilir. oralarda da tarihsel kökenleri derin ve yaygın "pri" ya da "pasok" benzeri chp yeniden küçülür. kılıçdaroğlu'nun, chp'yi büyütemeyeceği, ilk gününden biliniyordu ama, kabullenilmedi. bugün chp'nin tek bilineni kılıçdaroğlu ile chp'nin küçüleceğidir. kılıçdaroğlu, chp'de başkanlıkta dirense ve gelen kurultay'da kazansa da, chp'nin küçülme eğilimini değiştirecek güç kalmamıştır.

ince, chp'yi yönetmeyi isteyecektir ve chp'yi yönetme gücünü de kazanabilir. önemli olan: chp'deki bu oluşumda ince'nin chp'yi yönetme gücüne erişmesinden çok, o süreçte, nasıl bir parti işleyişi ve nasıl bir chp olacağıdır. ince için chp içinde olmak öncelikli olacaktır. ince chp içinde de, chp dışında da siyasi bir güçtür. chp içinden ince'ye direnç olur ama aşılmaz değildir. ola ki, ince'ye chp içinde güçlü bir direniş olursa, ince chp dışında da chp'den daha güçlü sürecektir. chp'de ince'ye direnenler olur da kazanmayı da başarırlarsa hem kendi sonlarını, hem de chp'nin güçsüzleşmesini durduramazlar.

chp için seçme açıktır. gelişim nasıl olur bugünden öngörmek yanlıştır.

ince için tehlikeler yok mu? ince için de zorludur bundan sonrasındaki yürüyüş. ilk zorluk: dün kılçdaroğlu ile olup da, ince'nin geleceğinde ikbal görüp ince'nin yanına ilkesiz doluşacaklar çok olur. ikinci zorluk da şudur: kılıçdaroğlu'nun, chp'de yaşamı uzadıkça, yaşamak uğruna, chp'de yenilik diye zorladığı siyasetlere direnenlerin de kolayca ince'nin çevresinde yığılmaları sorunudur. bu iki zorluğa da, ince'nin zayıflık göstermemesi zordur ve ikisinden de yararlanmasında önünü tıkaması oluşur.

ince için amaç açıktır: chp'den öteye çekiiciliği yaratabilmek. bu da en zorlusudur ve en bilinmezidir. türkiye'nin donmuş siyasiliğini parçalayacak ve türkiye'de siyasi donmuşuğu eritecek bir siyasi canlanmada ince'nin önderliği ve başarısı istenendir.

3 temmuz 2018, college station, texas.

28 Haziran 2018 Perşembe

24 haziran seçimleri - 5. / bundan sonrasında chp.

seçimlerin sonuçlarının ne olduğunun anlaşılması zaman alacaktır. her seçim öncesi chp'den umutlanma yaşanır ve seçim sonuçlarıyla da chp'den olmazlanma bir sonraki seçim kararına değin sürer. seçim kararıyla chp'den beklentisi olanlar, chp'nin varolduğunu geçici süreli önemser. bu kısır döngünün kırıldığı az olmuştur. 1980 sonrasının özel koşullarında ve ecevit'in chp'ye kararlı direncinden ortaya çıkan oluşumlar da sonunda chp'li olmuştur.

1946'yla chp'den kopanların chp'ye yeniden yakınlaşmaları ise akp varlığına tepki olarak yeni oluşumdur.

chp'yle olmaz diyenlerden ilk önemsenmesi gereken siyasallık da türkiye işçi partisi olmuştur kısa süreli. 1990'lardan bu yana da tip'in en büyük bileşeni doğulular kendi partilerini oluşturmuştur.

2018 seçimlerinin ortaya çıkardığı chp'nin seçim öncesi neydi? kılçdaroğlu chp'de kendi iktidarını kuruncaya ve 7 haziran 2015'e değin chp mhp ile olurmuş, olabilirmiş umudu ve korkusu gelişti. 2014'te chp'nin mhp'nin adayını seçmenlere dayatması mhp için küçültücü olmadı ama, chp'nin coşkusuzluğunun getirisi yaşanmadı. 7 haziran 2015 seçimlerinde de mhp'yle birlikte olunmadı ama, seçimler sonrası birlikte olabilme gözlendi. 7 haziran 2015 seçimleri chp'nin mhp'yle olmayacağı ortaya çıktı. mhp, chp'den koptu.

mhp'nin chp'den kopması ya da chp'nin mhp'yle olamaması gerçeğini biliyoruz. 

mhp, önemli dönemeçlerde birlikte olduğu akp'ye açıktan eleştiri yaptığı sürece chp'den mhp eleştirisi yükselmedi. seçmenlerde ya da toplumsallıkta chp ile mhp seçmenleri birlikte yaşama ve yakınlaşma göstermediler. iki yan da birbirine yaklaşımda gerekçeleri açıktı: mhp, chp'nin hdp seçmenininden uzak durmasını gerçeklemek uğruna chp'yle tümden karşıtlaşmadı. chp de: mhp akp'yle karşıtlaşır umudu ve istemiyle mhp'ye esnek yaklaştı. 

24 haziran seçimlerinin  oluşumunda da, seçimler sonrasında da, chp ile mhp birlikteliği anlamında, ilk sonuç: chp'nin mhp'yle uzun süre olmayacağıdır. 

chp mhp bilikteliğinin olmayışının ötesinde chp mhp karşıtlaşması olur mu? 2002'den ya da 1999 seçimlerinden bu yana olmamış chp mhp karşıtlığı bundan sonrasında olur mu bugünden kestirmek zordur ama, 24 haziran öncesinden daha düşünülebilir olmuştur. bu noktada durup: akp yönünden de bakmalıyız chp ile mhp karşıtlığına. akp, öyle bir karşıtlığı ne uzlaştırıcı olur ne olmasını durdurmak ister. akp-mhp birlikteliği, bir anlamda, mhp'nin akp kalkanı görevini de getirir. mhp'yi, salt, akp'yi dengeler, gözler ve denetler olarak düşünmemeliyiz. chpliler akp karşıtlığı yerine mhp ile karşıtlaşma sapması yaşamamlıdır.

chp'nin hdp diye bir sorunu vardır.

chp'de olabilecek nice gençler hdp'yle olmaktan özel bir coşkuyla eylemci olduklarını düşünmektedirler. chp'de yapabilecekleri siyasi eylem bulamadıklarından, hergün eylem coşkusu arayanlar için, hdp önemli bir odaktır. chp, hdp'yle açıktan olamadığı gibi, gizliden de birlikte değildir. akp'nin, mhp'nin chp'yi hdp ile birlikte göstermesinin ikili yararı olmaktadır: türkiye'nin ortaklaşa sorunu olan pkk ya da kürt isyanında ve kürt bağımsızlığı eylemlerini barış, özgürlük ve demokrasi olarak göstermesine yatkın gençlerin varlığını türkiye karşıtlarıyla birlikte chp olarak sunmak; bir de, chp'nin hdp'yle uzlaşmaz çoğunluğunda chp'nin içinde chp'den kuşkulandırmak.

chp hdp'yle olur mu? chp hdp'yle karşıtlaşır mı? 

chp hdp'yle ilişkisini, 24 haziran öncesine göre değiştirmez. chp, hdp'yi karşısına almadan, hdp'yle karşıtlaşmadan, hdp'nin siyasi hedeflerine esneklik göstermeden hdp'yle silik ve çekingen ilişkisini sürdürür.

chp'nin hdp'ye yaklaşımından çok hdp'nin chp'ye yaklaşımı da önemlidir. yeniden seçim günü gelinceye hdp, chp'yi sürekli akp'nin uzantısı olarak görüp göstermekten uzak durmaz. akp'nin hdp'yi küçültme baskılarında chp'nin suskunluklarını yaşadıkça akp'den çok chp'yle karşıtlaşma hdp'nin gündeliği olur.

24 haziran seçimlerinde olanları ve olmayanları aptallar-çaldılar yalınına indirgemek kolaycılığının bir sonrasını görmek chp seçmenlerinden en beklenmeyen olacaktır.

28 haziran 2018, college station, texas.

27 Haziran 2018 Çarşamba

24 haziran seçimleri - 4. / yeni türkiye yok, türkiye var.

yeni ve yenilik, değişim ve düzelme benzeri biçimde hep çekicidir. olur olmaz denemeler ya da özenmelerle yenilik olmaz. kendisinin yeni olmadığını bilmeyenlerin yenilik getirmesi de düşünülemez. ön takı olarak "yeni" denilenlere kuşkuyla yaklaşmak yerinde olur.

türkiye'de yenilenme ya da yenilik ile önüne "yeni" takılmış türkiye uyumlu değildir. türkiye tıkandığında, türkiye'de eskiyenler yenilenir. durduk yerde, temelsiz ve nereden çıktığı, nereye varacağı bilinmeyen "yeni türkiye" olmaz.

türkiye yeni bir aşamadan çok çatalağzına varmıştır. 

türkiye, önündeki seçmelerle daha gerilimli günlerin eşiğindedir. yukarıdan aşağya işleyecek ve sorunsuz, hızlı karar alıcı yönetim derken birbirine "mecbur" çokluluk ortadadır. akp yanına, ardına mhp eklemek beklerken, neredeyse, eşdeğer, mhp olgusuyla karşılaşmıştır. bu noktadan sonra akp için mhp'yle uyumlu olmanın dışında mhp'yi dışlaması da, içinde eritmesi de kolay olmaz.

akp, mhp'ye yürütmede sağlayacağı her ödünle kendi içinde sorunlu ve sorgulanıcı olacaktır. akpliler mhp'ye verilecek ödünlerden eksildiklerini ve sapmada olduklarını göreceklerdir. mhp yanından da benzeri yaşanacaktır: akp'ye ödün verseler kendi seçmenlerine karşıt düşerken, ödün vermeden de akp'yle kaşıtlaşma kaçınılmaz olacaktır. bundan sonraki 24 haziran yönetimi, birbirine yaklaşmakla uzaklaşmak gelgitlerinde yıpranacaklardır. akp için de, mhp için de sorumluluklar ve ortaya çıkan çözümsüzlükler ötekinden dolayı diye olmaz. neden?

akp ile mhp'nin birbirine zorunluluğu 24 haziran sonuçlarıyla çıkmamıştır. 24 haziran'ı birlikte kurguladıklarındandır bugünkü çelişkili durum. bilen bilmeyen konuşuyor, yazıyor. neymiş: türk-islam sentezi oluştu! ne akp islâm denebilir; ne de mhp türklük odağıdır. orta anadolu insanının değişmeyen özellikleri olan türklük ve islâmlık bunlarda temsil edilir görünse de, chp, ip türk değil midir; hdp'de türkler yok mudur? benzeri, islâm adına da söylenebilir. akp-mhp türklük'ü, islâm'ı yukarılara tırmandırmak, ileriye göötürmek için mi seçildiler ya da akp-mhp'yle karşıtlaşmak türklük'le, islâm'la karşıtlaşma mıdır? bu tür söylemler tümüyle uzak durulması gereken akp mhp birlikteliği için de, akp-mhp karşıtlığında da getirisi olmayacak yanlışlara sürükler türkiye'yi.

nedir o: türkiye istllâ altında mıdır ya da düşman sınırlara mı dayanmıştır? nereden çıkarıyoruz bunları?

türkiye'de değişimler kolay olmuyor. değişiyor dedikçe, başladığımız noktanın çok az ötesini bulduğumuzu anlıyoruz. anladığımızdan akıllarımızı yenilemek ya da sorgulamak yerine kendi dışımızda haksızlıklar, yolsuzluklarla açıkladık kolaycılığına batıyoruz.

seçim olmuştur. çok az seçmen yer değiştirmiştir. türkiye yerindedir. türkiye'de büyük değişimleri getirecek birikinti toplanmış mıdır bilmiyoruz. dünkü kötümserliğimiz yerine yarının umutlarında daha dengeli, daha gerçekçi, daha somut olabilir miyiz? olmamız için yığınla neden ve dayanak var.

akp ile mhp türkiye'nin "bekasından" sorumlu olarak türkiye'de gerilimi azaltabilir mi? türkiye'nin uluslararası alandaki konumunda saygınlık, güvenli duruş sürdürülür mü? ya iktisadi durum? akp-mhp uyumluluklarını sürdürmede kavgasız ilerleyebilirler mi? sorular çok, öngörüler karamsar görünse de türkiye'nin geleceğinden ne kuşku duymalıyız; ne de kötümserliğe teslim olmalıyız. zorlu günler sonlanmadı; daha yaşayacaklarımız varmış direncini canlı tutmalıyız.

27 haziran 2018, college station, texas.

26 Haziran 2018 Salı

24 haziran seçimleri - 3. / akp chp'yi bitiremedi, bitiremez.

akp'nin, ortadoğu'daki belirsizliklerde, tbmm'den bağımsız çalışma istemine, mhp tam destek olurken, ip ve chp seslerini yükseltebilir mi?

çok açık ki, seçimlerin sonuçlarından, akp-mhp çoğunluğu tbmm'de belirleyici olacak. akp ile mhp karşıtlaşmadığı sürece, yasama güvencesi vardır. karşıtlaşır mı ayrı sorudur ve bugünün konusu değildir. soru şudur: ip kendi başına kalmayı mı dener? chp, hem ip, hem de hdp'yle olabilir mi? tbmm çoğunluğuna karşı üç ayrı parçalı mı sürer tbmm oluşumu? tbmm'nin yeniden, yeni çalışma işleyişine özenenlerden bildiğimiz pek yok. sezinlediğimiz ise: tbmm işleyişinde sorgulayıcı, denetleyici tepkileri kısıtlamayı yasallaştırmak isteyecekleridir.

geçmişte, dp'nin sonunu getiren de, tbmm'yi kısıtlama çabası olmuştur. 1960 nisan, mayıs tutanakları, dp'nin tbmm'deki çoğunluğunu kötüye kullandığının kanıtlarıyla belgelidir. 1961 anayasası ve sonraki 1971 değişimleriyle, 1982 baştan yazımı ve değişimleri de, tbmm işleyişinde kısıtlayıcı olmamıştır. tbmm'nin işleyişinde oldubittilerle chp, hdp ve ip'in seslerini kısmanın etkileri de, tepkileri de yıpratıcı olur.

600 kişilik tbmm: soru, sorgulama, soruşturma, araştırma, denetleme yapmazsa ona yasama mı denir? tbmm'siz başkan da, yürütme de bitirici olur. deneyebilirler ama, başaramamalılar. yapmaya kalkmaları, yargıya yaptıklarını da aşar.

akp, çoğunluğunu "dikta" olarak kullanırsa chp'yi bitiremez. chp'yi bitirmek kavramsal olarak da, gerçeklik olarak da olanaksızdır. 

chp, kendi içinde tartışır. bu chp'nin zayıflığı değildir. güçten düşmesine neden olacak tartışmalar da, chp'yi bitiremez. chp'yle birlikte tbmm'de çalışmak akp'yi güçlü kılar. akp'nin chp'yi karşısına alması, gün gelir, gün döner akp'yi de vurur. akp seçmenleri, akp ne yaparsa benim için yapar tanımına indirgenecek sanılmamalıdır.

akp'nin başkanlık diye tutturduğu ve seçimlerle kazandığını varsaydığı düzen değişikliğinin iki gerekçesi var: hızlı karar alma; sorusuz, sorgusuz, denetimsiz yürütme. tepkileri kolayca yargılama ve yasasına bağlamak.

tbmm'de hızlı işleyiş de, karşıtlarını susturucu yasal düzenlemelere kolaylık da, yargıda baskıcılık da yarardan çok zarar getirici olur. çoğunluk olmayı, dediğim dedik; yalnızca benim dediğim olacak biçimde kullanmak güç gösterisi olur ama, güçlü olunmaz. güçlü olmak için çoğunluk gereklidir ama, birlikte çalışmanın yolunu bulunca güçlü olunur. akp'nin istediği, mbk düzeninde yaşandı. bir de 1980'de "milli güvenlik konseyi" yönetimidir o. ikisinin de, türkiye'yi kapsayıcı olmadığı ve yukarıdan aşağıya işlediği değişmez gerçekliktir. onlara benzemeyiz, onlarla biz ayrıyız yanlıştır. düzen kurallarla işler. bir diktadan, baskı düzeninden çıkıp, öteki dikta ve baskı düzeni iyidir olmaz.

başkan yardımcıları ya da başkanın "hükümeti" de işlemez. öyle, en yetkin, en akıllı, en bilgili kurullar, seçeninin ve seçme yetkisinde olanın gücüne uyar. sonunda, bu da, bunlar da bir işe yaramaz karşıtlığı doğar.

türkiye'de yasamayı da, yürütmeyi de, yargıyı da siyaset denetiminden ya da siyasetten ayırmak çekici gelir ama, işlemez.

türkiye bu istenmeyen ve yürümeyecek deneyimden geçmeli miydi? geçmese daha güçlü bir türkiye olur. güçlü türkiye'yi düzen değişikliğiyle baştan kurma girişimleri, türkiye'ye zaman yitirecek görünüyor. türkiye, işleyen gücüyle büyüktür. türkiye'yi büyütmenin hızlandırıcı "sihirli gücü" ya da "yöntemi" yoktur. 

akp, chp'yle uğraşmaktan bıkmadı, usanmadı. akp, yanlış yolda olduğunu anlar mı? yaşanacak aşama bilinmezin, bilinmeyenlerin zorluklarıyla sürecektir. yalın anlamda: "kaş yapayım derken, göz çıkarmaya kalkılırsa" yaşanacaklar gerilimi süreklileştirici kılacaktır.

26 haziran 2018, college station, texas.