26 Ocak 2015 Pazartesi

yunanistan'ın çözümsüzlüğüne çözüm: syriza.

yunanistan'da 25 ocak seçimlerinin ortaya getirdiği gerçeklik zengin ve yaygın ilgi odağı olarak yunanistan'dan öteye yaşanıyor.

yunanistan'ın demokrasi ve çoğulcu geleneğinden ortaya çıkan gerçekliğin ne denli yunanistan'a özgü, nereye değin yinelenebilir-sürdürülebilir olduğu gelen günlerde izlenecektir. 1989'dan bu yana yenilen ve gerileyen "sol" eğilimlerin yeni durumlara uyarlanmışları her zaman umut ışığı olarak görüldü; korku getirmedi. oysa, 1970'lerin şili ve italya örnekleri, özellikle abd için korku kaynağı olmuştu.

1980'lerle, 1990'larla, 2000'lerle brezilya, venezüella, bolivya özellerinde yaşanan kapitalizm karşıtı ve demokrasi içindeki gelişimlerden evrensel programlar ve yenilikler çıktı denemez. benzeri biçimde: ingiltere'de tony blair derlemesi, abd'de bill clinton ve daha sonrasında barack obama'nın "kamu"cu kazanımları da kapitalizmi sarsmadı, değişim getirmedi.

yunanistan'daki %36'lık syriza ya da alexis tsipras başarısı ne küçümsenebilir ne de yadsınabilir. bununla birlikte erken, abartılı umutlanmalara kapılmalara da uzak durulmalıdır. syriza'nın sonrası yunanistan'in yeni demokrasi ve pasok karşıtlaşması olmayacaktır. yunanistan için syriza'nın başarısızlığına tepkide "altın şafak" almaşığı kıyıda beklemededir.

yunanistan'da yaşanan "yenilik"ten, "değişim"den çok "tepki"dir; tepkicidir. syriza'nın etkisini öne çıkarma çabaları anlaşılır durumdur. syriza'ya tepkinin ne olacağını öngörmeyen kısa ve dar görüşlülük bugün egemendir diyeni izleyeni bırakalım; dinleyen de olmaz. oysa, bugün söylenmeyeni yarın söylemenin getirisi de, etkisi de az olur:

<<
     "Syriza's Tsipras sworn in after Greek government formed with rightwingers"

     http://www.theguardian.com/world/2015/jan/26/syriza-forms-government-rightwing-independent-greeks-party
>>

syriza'nın dünü bugünü üzerine epeyi söylenen var ortalıkta. gelen günlerde daha da söylenecektir. syriza'nın geleceği ne olur? syriza'nın yunanistan'dan öteye etkileri ne olabilir? gelen günlerin dinmeyen konularıdır; bugünden yanıtlanası zordur. syriza'nın birinci zayıflığı türdeş ya da birlikteliği koruyabilecek birliği olmayışıdır. bugün seçim başarısına dönen birlikteliğin geçmişi ve derinliği vardır denemez; bir başlangıçtır denebilir; bir parlayıp, kolayca söndürülebilir olacağını da düşünmek gerekir. syriza birliği nasıl korunur; nasıl sürdürülebilir bilinmez. ikincil olarak söylenecek olan da şudur: syriza'nın %36'lık toplaşması nasıl artabilir; ya da çoğalabilmenin sınırlarını nasıl zorlayabilir?

syriza'nın yunanistan'dan öteye etkisi ve önemi konusunda "sol/komünist" umutların ötesinde karşıtlarına bakmak gerekir. syriza, kapitalizm için "tehdit" midir ya da olabilir mi? bu soruya evet diyecek "sol/komünist" beklentiler vardır. syriza, bugün için, abd/ab egemenleri için, direnilecek bir gelişimdir ama, "tehdit" ve "tehlike" değildir. syriza'yı tek gündemli, toplumsal temelleri "gençlik" ve işsizlik "öfkeliliğidir" diye anlamak ve açıklamak gerekir. yunanistan'daki işsizliğe tepki olarak oluşan ve siyasal olarak yıpranmış gelenekselliğin çözümsüzlüğüne çözüm olarak yaşanan bir toplumsallıktır "syriza" birlikteliği.

son olarak: "syriza" ile türkiye içinde umutlananları değerlendirmekte yarar var diyebiliriz. "syriza" ab'ye tepkidir ve ab karşıtlığına çözümdür. türkiye'de syriza'dan umutlananların durup düşüneceği ilk gerçeklik budur. oysa, türkiye'de gezi'yle yükselenler, ortada kalanlar ab karşıtlığına karşıt olanlardır. türkiye'de yaşanmış ve süregiden gezi sonrası toplulukların ne abd'yle, ne de ab'yle sorunları yoktur. olanlarını da "ulusalcı" diye küçümseyicilik aşılmayacak bir engeldir. yunanistan'da ulusalcılık abd/ab yanlısı değildir ama, abd/ab karşıtı da değildir; kapitalizm karşıtı hiç değildir. yunanistan'da "syriza"nın  kapitalizm karşıtlığı da soyut bir söylemdir.

g20 düzeyinde iktisatı, pazarı olmayan yunanistan'ın kapitalizme verebileceği zarar yok denecek düzeydedir. yaklaşık 500 milyar dolarlık borcun ödenmeyeceği tepkiselliğinin gerçeklenebilirliği durumunda da abd/ab sarsılmaz ama, yunanistan yalnızlaşır ve küçülür.

sonuçta, öfkeyle varılacak yerin ne olduğunu yunanistan da, küresel de yaşayacaktır.

26 ocak 2015, college station, texas.

24 Ocak 2015 Cumartesi

görmezlikten gelemeyiz.

türkiye hızla 2015 seçimlerine yönlenmiş durumda. haziran seçimlerinde siyasal dengelerde değişim olabilir mi? akp de, chp de, mhp de, hdp de yenik düşebilir mi? dört parçalı siyasi bölünmüşlüğün dışındakiler oy toplayabilir mi? seçim sürecinde adayları belirleme anına değin ne söylense boşlukta kalacaktır. şimdilik tarihsel verilere göre söyleyebileceğimiz: siyasi dengelerde büyük bir değişim olmayacağıdır. ayrıca, akp'nin ya da akp'yle bağlaşıklık kurabilecek anayasal değişim gücü de ortaya çıkmayacaktır. bu istenen midir? siyasetsizliği özleyenler için istenen budur. bu partilerle olmazcı yaklaşım 2015 seçimleriyle de gerilemeyecektir.

bu öngörülerin temel varsayımı 2015 seçimlerine değin ırak, suriye, iran ve lübnan'da belirleyici bir savaş durumunun yaşanmayacağına göredir. savaş durumu tüm önyargıların yıkılıp yenilenmesini gerektirir.

seçime doğru enaz bilineni daha önce denenmemiş olanıdır: hdp tbmm'de temsil gücüne erişecek midir? hdp'nin türkiye'nin iki yöresinden oy alabileceği yaşanmış gerçekliktir. doğu ve güneydoğu'daki oyların tbmm'de temsil gücüne erişmeyeceği açıktır. türkiye'nin büyük kentlerinden ya da daha açık olarak istanbul, izmir, mersin ve adana'dan eklenecek oylar yetecek midir? burada da biran için durmak gerekir. doğu ve güneydoğu anadolu'daki oyların uzun süredir yaşanmış gerçekliğinin değişmeyeceği varsayımı ne denli geçerlidir?

bugün diyarbakır'da yaşanan gösteri düşündürücüdür:

<<
     "Diyarbakır'da "Peygambere Saygı" mitingi"

     http://www.yenisafak.com.tr/gundem/diyarbakirda-peygambere-saygi-mitingi-2068922
>>

6-8 ekim olayları diye yaşanmış 2014 ayaklanmasından kalan karşıtlığın "demokratik" yaşanacağının güvencesi nedir? kolaycı "provokasyon" değerlendirmelerini yeniden değerlendirmeyenlerin seçim sonuçlarını da kabullenmeyeceği açıktır.

24 ocak günü diyarbakır'da yaşanan siyasi gösteri nedir? kimi varsayımları yenilemek gereğini zorlayan bir gösteridir dersek abartılıdır denecektir. 1925 isyanı tarihte hep tartışmalı olmuştur. iki temel açıklaması vardır o isyanın: islâm ve muhammed adınadır yargısında olanlarla, kürtlük ayrımcılığı temelindedir. neredeyse 1980'lere gelinceye "islâm/muhammed" elden gidiyor değerlendirmesi egemendi. pkk isyanıyla 1925 isyanını da "kürtlük" isyanı olarak değerlendirenler çoğalmıştır ve günümüzde genel kabul odur. bugün diyarbakır gösterisiyle yeniden düşünme günüdür.

24 ocak diyarbakır gösterisinin ikinci düşündürücü yanı da marksist özle başlayan pkk isyanının silâhlı gücününden ayrı özgür kitleler olduğu da biliniyordu. seçim sürecinde bu özgürleşme ve ayrışma sürer mi; yaşanır mı? pkk'nin birleştirici güç olmadığı yaşandığında ne olur?

demokrasi deyince, silâhlar ortadan kalkınca olmayacak gelişimler ve bileşimler olmasına şaşıracaklar çok olacaktır. 2015 seçimleri demokrasi koşullarında özgür yurttaşların seçimi olarak mı yaşanacak; yoksa, seçim süreciyle karşıtlıklar silâhlı çatışmayla mı sonlanacaktır? 2015 seçimlerinin temel sorusu budur.

24 ocak 2015, college station, texas.

21 Ocak 2015 Çarşamba

akp toplumsal huzuru yönetemez durumdadır.

akp'nin 2002'de öne çıkışının tarihsel açıklamasına ne çok kapıldı kendilerini "liberallikle" tanımlayanlar. tarihsel nedenleri de vardı kuşku yoktur. akp'nin 2002 seçimlerinden önde çıkmasının toplumsal ve siyasal nedenleri hep atlandı. akp, 2002 koşullarında, 1990'lar yaşanmasın, 1980'ler sürsün önceliğinde yoğunlaşmanın sonucu öne çıktı.

erbakan'ın 1990'ların gerilimli günlerinde söylediği "kanlı mı kansız mı" öngörüsüyle korkutmacasına tepkiydi akp'ye sahiplenme. demokrasi içinde 1999 geçiş sürecini noktalama akp'yle başarılı oldu o gün. 1999-2002 geçiş sürecinin önünü açtığı akp kazanılan gücü hep kötüye kullandı. 2002 sonrası yaşanan geçici yumuşamayı akp'yle açıklayanlar akp'nin çekirdeğini yoksayarak akp'yle saf tuttular. sürekli de akp'yi değil de, cumhuriyet'le tarihsel kavgalarının kazanılabilirliği sarhoşluğunu yaşadılar. 2007-2011 süreci odur.

akp, 2010 anayasa oylamasının sonuçlarını açık olarak: demokrasiyi türkiye toplumu için değil, akp çoğunluğu ve yandaşları için de değil, akp çekirdeği için kullanma gücüne erişti. ondan sonrası yaşananlarla günümüzü bulduk. akp'nin yandaş güçleri çoktan akp uzağındalar. akp'nin yeni yandaşlar aramasında tıkandığını gezi günlerinden bu yana yaşıyoruz. akp için tek dayanak mhp seçmeni kalmıştır. akp, iktidarını sürdürmek için arayışta gerilimi denetleyemeyenden öteye gerilimi süreklileştiren siyasiliğiyle toplumsal "huzuru" sonlandırmaktan uzak durmamaktadır. 1990larda toplumsal huzuru denetleyemeyenlerin sonu 1999 geçiş sürecinin akp'yle tümden kalıcılığa erişmesinde de sona gidiliyor. türkiye toplumu yaşanan gerilimlere katlanıyor ve tepki göstermez aymazlığı akp'yi sonlandıracaktır. dünkü oylama sonuçları da, bugünkü ali ismail korkmaz yargı kararları da huzurun akp'yle olmayacağının güncel gerçekliğidir:

<<
     "Eskişehir'de Ali İsmail'i Kayseri'de adaleti öldürdüler"
      http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/192321/_Eskisehir_de_Ali_ismail_i_Kayseri_de_adaleti_oldurduler_.html
>>

türkiye'de akp seçmeni birdenbire yokolmayacaktır. akp seçmeninin akp örgütüyle birlikteliğinin değişmezliği akp çekirdeğiyle, akp'yle uzun süre yandaş olmuşların yanıltıcı öngürüsüdür. akp'nin içinden de, akp'nin dışından da yeni bileşimlerin ortaklaşa ve uzlaşık birlikteliği akp'yi durduracaktır.

gezi'den bu yana vurguladığımızı yinelemekte yarar vardır: akp zulüm etmeden yönetemez. zalimlerin sürekliliği düşünülemez. akp'nin içinde ağırdan gelişen sorgulayıcı öğelerin açığa çıkmayacağını düşünemeyiz. ola ki, akp'nin içinden sorgulayıcılar yoksa, akp tümüyle tarihin içinde sonlanır.

21 ocak 2015, college station, texas.

20 Ocak 2015 Salı

akp güç gösteremedi.

17-25 aralık darbesi sonlandı mı? akp'nin hırsızlıkları aklandı mı; ötelenir mi?

türkiye'nin siyaset gündeliğinde tbmm'nin çözümleyici konumdan uzaklaştığı günlerden, oylamalardan biri daha geride kaldı. görünürde tbmm belirleyici ve işliyor. gerçeklikte ise tbmm akp'nin tutsaklığında yaşıyor. akp'nin sürekliliğinden önce, akp'nin gününü kurtarma oylamasından akp istediğini aldı mı? akp bugünkü oylamayla ne aklanmıştır; ne de güç gösterisi yaşamıştır. tbmm'deki oylama sonuçları akp'yi bitirici olmamıştır ama, akp'nin üzerine düşen kara gölge akp'yi tümden sarmalamıştır. akp hırsızlıkla örtünmeyi yeğlemiştir:

<<
     "AKP'li vekiller 4 eski bakan için vicdanlarını sıfırladılar"
   http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/191219/AKP_li_vekiller_4_eski_bakan_icin_vicdanlarini_sifirladilar.html
>>

akp gerilemektedir. 2015 seçimleri gerilemeyi durdurmayı getirir mi; yoksa, gerilemeyi hızlandırır mı? akp'den kopmayan ama, akp'nin yönetimiyle karşıtlaşacak bastırılmış ya da yetersiz ve tedirgin siyasiler olduğu açıktır. akp'nin hedeflerinden kopmayan ama, akp'nin işleyişinden, türkiye'nin yönlenmesinden kuşkulu ve karşıt olan akpliler açığa çıkar mı? akp'nin içinden sorgulanmadan akp sonrası türkiye uzaktadır. akp'den sonraki türkiye'nin yakınlaşması siyasetini "hırsızlık" sorgusundan öteye taşımak gereklidir.

2015 seçimlerini, akp'nin, içinden sorgulanmadan aşması hergün zorlaşmaktadır. akp'nin bugün kazanmadığını bilen akpliler neden ve nasıl ortaya çıkar? seçim süreci ve seçimlerle bu sorunun yanıtını alacağız.

20 ocak 2015, college station, texas.

7 Ocak 2015 Çarşamba

paris'te özgürlüğe saldırılmıştır.

paris'te yaşanan saldırı: acıdır, üzücüdür demenin çok ötesindedir. özgürlük kavramının islâm'ın gündeliğinde de, tarihinde de belirleyici olmaması gerçekliktir:

<<
     "Charlie Hebdo attack: Manhunt after 12 killed in Paris"

      http://www.cnn.com/2015/01/07/europe/france-satire-magazine-gunfire/index.html
>>

avrupa'nın özgürlük olanaklarıyla avrupa'da özgürlüğü yoketmeyi, kısıtlamayı düşünenlerin yanlış yerde oldukları açıktır. 

müslüman anlayışında yaşam "sınav"dır ve müslüman hergün sınanmaktadır. bugün paris'teki sınamadan müslümanların başarısız olduklarını gördük. özgürlükçülerin tepkisinin yoğunluğu olağandır. beklenen ise: müslümanların saldırıyı ve saldırganları açıkça karşılarına almalarıdır; gecikmeden, kuşkusuz ve özgürlükçülerden yana, özgürlük adına. 

saldırganların azlık oldukları açıktır: çoğalmalarını önlemekte müslümanlar da öncülük etmelidir. yoksa, uzun süreli karanlık bir süreç yaşanacaktır öngörüsü sıradan sayılmalıdır.

7 ocak 2015, izmir.

bekâroğlu neden geriden geliyor?

akp'nin kuruluşuna ilişkin bitmeyecek kuşkular, sorgulamalar süregidecektir. abdurrahman dilipak'ın durduk yerde öne çıkışına ek ya da katkı olarak bugün de bekâroğlu'nun açıklamaları var:

<<
     "AKP kurulurken bazı isimler gelip Erbakan'ı tehdit etti"

      http://t24.com.tr/haber/akp-kurulurken-bazi-isimler-gelip-erbakani-tehdit-etti,282909
>>

önemli olan bu açıklamaları veri olarak almaktan öteye sorgulamaktır. bekâroğlu neden bugün açıklıyor bunları?

tamamlayıcı soru da şudur: bugünkü yeni oluşumlarda benzeri ilişkiler nasıl ve kimlerle işliyor? akp'nin dağıtılması uğraşında kimler korkutuyor; kimler korkarak siniyor? on yıllar mı bekleyeceğiz öğrenmek için? 

7 ocak 2015, izmir.