yunanistan'ın demokrasi ve çoğulcu geleneğinden ortaya çıkan gerçekliğin ne denli yunanistan'a özgü, nereye değin yinelenebilir-sürdürülebilir olduğu gelen günlerde izlenecektir. 1989'dan bu yana yenilen ve gerileyen "sol" eğilimlerin yeni durumlara uyarlanmışları her zaman umut ışığı olarak görüldü; korku getirmedi. oysa, 1970'lerin şili ve italya örnekleri, özellikle abd için korku kaynağı olmuştu.
1980'lerle, 1990'larla, 2000'lerle brezilya, venezüella, bolivya özellerinde yaşanan kapitalizm karşıtı ve demokrasi içindeki gelişimlerden evrensel programlar ve yenilikler çıktı denemez. benzeri biçimde: ingiltere'de tony blair derlemesi, abd'de bill clinton ve daha sonrasında barack obama'nın "kamu"cu kazanımları da kapitalizmi sarsmadı, değişim getirmedi.
yunanistan'daki %36'lık syriza ya da alexis tsipras başarısı ne küçümsenebilir ne de yadsınabilir. bununla birlikte erken, abartılı umutlanmalara kapılmalara da uzak durulmalıdır. syriza'nın sonrası yunanistan'in yeni demokrasi ve pasok karşıtlaşması olmayacaktır. yunanistan için syriza'nın başarısızlığına tepkide "altın şafak" almaşığı kıyıda beklemededir.
yunanistan'da yaşanan "yenilik"ten, "değişim"den çok "tepki"dir; tepkicidir. syriza'nın etkisini öne çıkarma çabaları anlaşılır durumdur. syriza'ya tepkinin ne olacağını öngörmeyen kısa ve dar görüşlülük bugün egemendir diyeni izleyeni bırakalım; dinleyen de olmaz. oysa, bugün söylenmeyeni yarın söylemenin getirisi de, etkisi de az olur:
<<
"Syriza's Tsipras sworn in after Greek government formed with rightwingers"
http://www.theguardian.com/world/2015/jan/26/syriza-forms-government-rightwing-independent-greeks-party
>>
syriza'nın dünü bugünü üzerine epeyi söylenen var ortalıkta. gelen günlerde daha da söylenecektir. syriza'nın geleceği ne olur? syriza'nın yunanistan'dan öteye etkileri ne olabilir? gelen günlerin dinmeyen konularıdır; bugünden yanıtlanası zordur. syriza'nın birinci zayıflığı türdeş ya da birlikteliği koruyabilecek birliği olmayışıdır. bugün seçim başarısına dönen birlikteliğin geçmişi ve derinliği vardır denemez; bir başlangıçtır denebilir; bir parlayıp, kolayca söndürülebilir olacağını da düşünmek gerekir. syriza birliği nasıl korunur; nasıl sürdürülebilir bilinmez. ikincil olarak söylenecek olan da şudur: syriza'nın %36'lık toplaşması nasıl artabilir; ya da çoğalabilmenin sınırlarını nasıl zorlayabilir?
syriza'nın yunanistan'dan öteye etkisi ve önemi konusunda "sol/komünist" umutların ötesinde karşıtlarına bakmak gerekir. syriza, kapitalizm için "tehdit" midir ya da olabilir mi? bu soruya evet diyecek "sol/komünist" beklentiler vardır. syriza, bugün için, abd/ab egemenleri için, direnilecek bir gelişimdir ama, "tehdit" ve "tehlike" değildir. syriza'yı tek gündemli, toplumsal temelleri "gençlik" ve işsizlik "öfkeliliğidir" diye anlamak ve açıklamak gerekir. yunanistan'daki işsizliğe tepki olarak oluşan ve siyasal olarak yıpranmış gelenekselliğin çözümsüzlüğüne çözüm olarak yaşanan bir toplumsallıktır "syriza" birlikteliği.
son olarak: "syriza" ile türkiye içinde umutlananları değerlendirmekte yarar var diyebiliriz. "syriza" ab'ye tepkidir ve ab karşıtlığına çözümdür. türkiye'de syriza'dan umutlananların durup düşüneceği ilk gerçeklik budur. oysa, türkiye'de gezi'yle yükselenler, ortada kalanlar ab karşıtlığına karşıt olanlardır. türkiye'de yaşanmış ve süregiden gezi sonrası toplulukların ne abd'yle, ne de ab'yle sorunları yoktur. olanlarını da "ulusalcı" diye küçümseyicilik aşılmayacak bir engeldir. yunanistan'da ulusalcılık abd/ab yanlısı değildir ama, abd/ab karşıtı da değildir; kapitalizm karşıtı hiç değildir. yunanistan'da "syriza"nın kapitalizm karşıtlığı da soyut bir söylemdir.
g20 düzeyinde iktisatı, pazarı olmayan yunanistan'ın kapitalizme verebileceği zarar yok denecek düzeydedir. yaklaşık 500 milyar dolarlık borcun ödenmeyeceği tepkiselliğinin gerçeklenebilirliği durumunda da abd/ab sarsılmaz ama, yunanistan yalnızlaşır ve küçülür.
sonuçta, öfkeyle varılacak yerin ne olduğunu yunanistan da, küresel de yaşayacaktır.
26 ocak 2015, college station, texas.