10 Mayıs 2015 Pazar

uzun söze gerek yoktur.

bugünlerini göremedan yaşayanlardandı kenan evren. kalıcı olmayan gündelik kalabalıkların sevgileriyle aklı ve düşüncesi sapmış nice siyasilerden biriydi. türkiye'de, etkisi azalmayan gölgeden öteye silinmez lekedir:

<<
     "Kenan Evren'in ölümüne hükümetten ilk yorum: Geleneğimiz var, ölünün arkasından kötü konuşulmaz"

http://t24.com.tr/haber/kenan-evrenin-olumune-hukumetten-ilk-yorum-gelenegimiz-var-olunun-arkasindan-kotu-konusulmaz,296205
>>

tarihin yargısı günündeki kalabalıkların desteğinden oluşmaz. tarih yıpratıcıdır ve bitiricidir. kenan evren gününde kazanmış görünse de yapıcı ve kurucu olamamıştır. kenan evren yıkmıştır; bitirmiştir ve bitmiştir.

yokolmaya yargılıdır tarihte. yaşamasının sonlanması siyasi yaşamının başladığı günden sayılıdır. görev diye varsaydığı kötüye kullanılmıştır. türkiye cumhuriyeti'nin tanımladığı görevini yerine getirmemiştir, kenan evren'in suçları affedilmez. türkiye'de çoğunluk adına ayrımcı düşmanlık geliştirmesinin acıları dinmeyecektir. kenan evren nefretiyle nefreti körüklemiştir.

kişisel olarak kendine verdiği görevle önlerini tıkadığı siyasilerden kötülerinin önünü açmıştır. demirel'i, ecevit'i, erbakan'ı, türkeş'i, gençleri, sendikacıları, siyaseti, partileri, tbmm'yi, umutları yıktı. sonrasında gelenler ortadadır: özal, yılmaz, çiller, gülen, gül, erdoğan. uzun söze gerek yoktur...

10 mayıs 2015, college station, texas.

8 Mayıs 2015 Cuma

yarım kaldık...

1967 ocak ayı istanbul'da bir sahnedeydi. ulvi uraz tiyatrosu'da, ulvi uraz, zeki alasya, metin akpınar, ahmet gülhan, müjdat gezen ve niceleri. oyun ulvi uraz'ın odağındaydı ama, anında, geleceğin ulvi uraz olacakları da unutulmaz izler bıraktı.

<<
     "Metin Akpınar'ın gözyaşları: Canım gitti, yarım gitti"

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/272069/Metin_Akpinar_in_gozyaslari__Canim_gitti__yarim_gitti.html
>>

1968 yaz başlangıcı ve ankara'da yılmaz gruda, aysen gruda, zeki alasya, metin akpınar, müjdat gezen, ahmet gülhan ve niceleriyle "devr-i süleyman"ı oynuyorlardı. nedense iki sahne seyrettiğim yeretti belleğimde. hangisiydi unuttum gitti ve elde kazmayla "ben de kazdım!" demesine patlayan kahkaha tufanı bugün kime ne der? gününde ankara valisi celalettin coşkun oyunu yasakladı! celal bayar'ın anıları "ben de yazdım" başlığıyla yayına başlamıştı...

yanılmıyorsam aziz nesin'in bir öyküsünden uyarlamada zeki alasya ile metin akpınar kasketleriyle meyhanede rastgele bir masadalar. alasya gülmekten patlayacak ve akpınar ağlamaklı soruyor: "hayrola, nedir bu içmek?" alasya: "ben içmeyim de kim içsin diyor?" gülmekten kırılmak üzere kadehini kaldırıyor ve anında, ağlayarak akpınar'a soruyor: "hayrola, sen neden içiyorsun?" akpınar'da iki göz iki çeşme: "içiyorum, ben içmeyeyim de kim içsin?" demeden sonra başlıyor gülmeye ve alasya'ya soruyor: "hayrola, neden içiyorsun?" ve karşılıklı ikisi de gülünce içiyorlar; ağlayıp içiyorlar. apaçık, ağlasam da içerim, gülmek için de içerim; gülmek de, ağlamak da bahanesi içmenin...

sonraları, halka yayılan, kalabalıklarda tepki bulan ikili oldular; ağladılar, güldüler. çokça güldürdüler, kimi durumlarda içlendirdiler. bugün yarım kaldık; akpınar'ın ağıtına, ağlamasına içlenmemek zordur...

8 mayıs 2015, college station, texas.