7 Kasım 2017 Salı

yüzyılını yaşayamayan sovyetler'in yüzüncü yılında.

sovyetler birliği ya da tarihsel olarak, sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği neden yıkıldı sorusu geçerli sayılmamalıdır. yirminci yüzyıl'da ençok sorulan ya da yanıtlanmaya uğraşılan soru: neden komünüzm ya da nasıl oldu da sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği olmuştur?

rusya'da 1917'de oluşana nice adlar verilmiştir. en yaygın olanları: "ekim devrimi," "bolşevik devrimi" ve "sovyet devrimi"dir. 1917'de geçerli takvimde ekim'de yaşanan 7 kasım ayaklanmasını, bolşevik örgütlenmesi: "tüm iktidar sovyetler"e şiarıyla yükseltmiş ve çarlık rusya'sı sovyet rusya olarak değişmiştir. bolşevik parti önderi lenin ve kızıl ordu komutanı troçki ile içsavaş kazanıldıktan sonra, orta asya'da, kafkaslar'da yayılmıştır. sovyet rusya merkezinde sovyet sosyalist cumhuriyetler, özellikle ikinci dünya savaşı sonrasında balkanlar, orta ve doğu avrupa ile baltıklar'da egemen olmuştur.

1914'te patlayan ve birinci dünya savaşı olarak bilinen ulusların birbirini silâhlı boğazlaması sonunda, yüzyıla yakın savaş dışı kalamayan rusya, osmanlı, avusturya-macaristan ve alman imparatorlukları dağıldı. rusya'da örgütlü bolşevik güç: kitlelerin barış, ekmek ve özgürlük hedefine, st. petersburg ve moskova'da devletin yönetimini ele geçirdiler.

1917'de yaşananın, sonradan, zaman içinde değişimini görmeden önce, başlangıcındaki özelliklerini bilmeliyiz. 1917 ayaklanması, rusya'nın örgütlü bir azlığının bolşevik örgütlenmesiyle rusya'daki kazanımıdır; komünizmin nitelikleriyle uyuşmaz ve uzlaştırılması da yaşanmamıştır. 1917: sokak ayaklanmasıdır; kitlesellik, işçi sınıfı örgütlülüğü temelinde kapitalizm karşıtlığı değildir ve ulusaldır. işçi temelinden yükselmeyen yerel ayaklanma sovyetler birliği olarak, sosyalizm diye ara/geçiş dönemi olarak komünizmi hedeflemiştir.

sovyetler birliği, ilk gününden(7 kasım 1917), son gününe(26 aralık 1991) insanlığın iki temel gelişimini aşamamıştır: özgürlük ve ulusallık. rusya'daki insanların, barış, ekmek ve özgürlük istemlerinde, zamanla, iç barış ve ekmek sorunu, zorla da olsa karşılansa da, özgürlükte başarılı olunamamıştır. zoryönetimle tarihte nice toplumda, nice oluşumlarla örgütlenen devlet: sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği'nde, "parti" diye bilinen ayrıcalıklı bir azlığın devlet yönetimi olarak yaşanmıştır. sanayileşmesi ve işçi sınıfı yetersiz olan rusya'da yaşanan sovyet yönetimleri, "parti" aracıyla, komünizmi, bir türlü gelmeyen, ileri bir oluşum olarak, görmüş ve göstermiştir.

sovyetler birliği'nin kısıtlı tarihi, kapitalizmle karşıtlık değil, güçlü kapitalist ulus devletlerle uğraş olarak yaşanmıştır. sonunda, kapitalizm de, ulus devletler de gerilememiştir. 

yokolan sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği'nin kaçınılmaz sonu neden olmuştur? sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği baskıcı ve rusçu bir devlet anlayışıyla sonunu geciktirmiştir. özgürlük ve ulusların rusya'dan bağımsız olma gücü belirleyici olmuştur. baltık ülkeleri de, kafkas ülkeleri de, orta asya ülkeleri de, balkan ve avrupa ülkeleri de rusya federasyonu'nun bağımsızlık kararını izlemiştir.

1917'nin yüzüncü yılını bulamayışından yarına ilişkin düşününce neleri öngörmeliyiz?

kapitalizmin yokolması ya da daha iyisi "ütopyası" komünizm, 19. ve 20. yüzyıl'ın yıkımlarında, kıyımlarında odak olmuştur. sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği, lenin ve stalin yönetimleridir ve her ikisi de "ütopya"nın gerçekleyicisi değil gerçeklenemez olduğunun tarihsel kişilikleridir. özgürlük, ulusallık, devlet ve demokrasi kavramlarıyla örgütlenmelerinde bolşeviklik, sovyetler başarılamayan tarihselliklerden öteye başarılamaz gelecek özlemleridir.

işçi sınıfı, tarihin bir süresinde oluşan ve giderek nitelik değiştiren evrimiyle tarihi değiştirmede araç olamaz gelecekte. günümüzde nicelikleri de, nitelikleri de azalmış komünistler de, hep çoğunluk olmuş anti-komünistler de, bitmiş gitmiş tarihselliği, umut ve korku olarak yaşamayı sürdüreceklerdir. şunun olmayacağı açıktır: kapitalizmin evriminden 1917 ya da komünist toplum ütopyası çıkmayacaktır.

1917 yinelenemezdi ve yinelenmedi. 1917'nin çekiciliği ve etkinliği yaygınlık ve egemenlik kazanamadı. 1917'yi kendilerine öncü ve yönlendirci sayanlarla sananların değişik toplumlarda denedikleri de sovyetler birliği'nden değişik sonlanmamıştır. sovyetlerle de, sovyetlersiz de yaşananlar, insanların gönüllü ve isteyerek seçtikleri olmadığı gerçekliktir. daha da ötesi oluşandan ya da oluşmanın gelişebilirliğinden kaçış, katılımdan güçlü yaşanmıştır.

sonuçta, marksizm-leninizm de, komünizmi onca zora karşın, onca sürede gerçekliğe dönüştürememiştir. marksizm-leninizm geçmiştir; gelecekte olmayacaktır. marksizm de, leninizm eklemesinden arınmış olarak, insanlığın toplumları anlamasında, bir yöntem olarak, kapitalizmln güçlü olduğu ortamlarda, sıradan bir yöntem olarak uzunca süre yaşamasını sürdürebilecektir.

7 kasım 2017, college station, texas.

9 Temmuz 2017 Pazar

9 temmuz 1961'den 9 temmuz 2017'ye.

9 temmuz 1961'de türkiye cumhuriyeti köklü bir değişim gerçekledi: 1961 anayasası yüzde 61,7 çoğunlukla halkoyundan "evet" oyu aldı. 1961 anayasası, onca değişikliğe ve 16 nisan halkoylamasıyla, neredeyse, tümüyle yadsınmasına karşın, türkiye'nin belleğinde, 1924 anayasası gücünde etkinliğini sürdürmektedir.

9 temmuz 2017'de, kemal kılıçdaroğlu'nun başını çektiği barışçıl "adalet yürüyüşü" katlıanları tümüyle 1961 anayasası yanlısıdır. 

1961'i yıkıcı siyasi gücün başatı "adalet partisi" idi. 1960'da önce dp'yle yozlaşan ve sonunda da, "27 mayıs ihtilâli"yle sonlanmış demokrasi, 9 temmuz 1961'le siyaseti kısıtlama kurum ve kurallarıyla türkiye cumhuriyeti'nin belirleyici anayasallığı oldu. 1924 anayasası 36 yıl yürürlükte kaldı ve 1961 anayasası'nın tümden yıkımı 55 yılı buldu. çok açıktır ki, 1961 anayasası, 1924 anayasası'nı tümden yadsıyan bir anayasa değildir. türkiye cumhuriyeti'nin kurtuluş ve kuruluşunun sürekliliğini amaçlamış 1924 anayasası'nın, 1961 koşullarının ortamında demokrasiyle uyumlulaştırılması gereğinin getirdiği sonuçtur 1961 anyasası.

16 nisan 2017'de oylanan anayasa ise, 1961'i tümden yoksayarken, 1924'ü de birgün yokedici amaçla düşünülmüştür.

15 haziran ile 9 temmuz arasında "adalet" amacıyla yaşanan yürüyüş bugün "hak, hukuk, adalet" coşkusu ve öfkesiyle yaşanmıştır.

9 temmuz 2017'yi nasıl algılamalıyız? 1961'de de "adalet" 2017'de "adalet" istemi ve karşıtlığı nedir? 1961 adaletçileri ile 2017 adaletçileri nerede uzlaşır? daha da büyük soru "uzlaşım" yaşanır mı?

uzlaşmazlık "içsavaş" durumunun süregitmesi olacaktır. "uzlaşmazlık"ta öteki uç olan akp yönetimi "adalet" istemine direncinde çözülür mü? akp'nin çözülmediği durumu, içsavaşın sürekliliği olarak görmeliyiz. içsavaşlardan ülkelerin, toplumların yitirdikleri tarihsel gerçekliktir. uzak tarihi, biran için uzakta tutarken, 1989 sonrası yakın tarihte yaşadığımız içsavaşların getirdikleri ortadadır: "büyük sırbistan" derken paramparça olan ve devletçiklere ayrışmış yugoslavya ile ırak ve suriye örnekleri yaşanan acılardır.

musul'da, ışid direncinin kırılmasıyla ırak bayrağının bağdat'tan musul'a dikilmesi de, 9 temmuz 2017'de yaşandı. son olarak rakka'dan ışid'in direncinin sonlanmasıyla rakka'da da şam'dan suriye bayrağı getirilip dikilecektir. ırak ve suriye onlarca yılda içsavaşın acılarını sonlandırmakla yaşayacaklardır. yemen'de suudiler'in sürdürdüğü içsavaştan da sonunda yemen'de suudilar'in bayrağı yükselmeyecektir.

9 temmuz'da 2017'de maltepe'de "hak, hukuk, adalet" coşkusu, 15 temmuz 2017'de utancın yıldönümünde öfkeyle tepki gösterisi olarak yaşanacaktır. iki karşıt gücün çatışmasından kazanan olmaz. sonunda, uzlaşımı getirecek güç nasıl oluşur yarının bilinmeyenidir.

1961'de siyaseti kısıtlama gücünün getirdiği özgürlükçüler bugün adalet ister konumundadır. 1961'le kısıtlandıkları sananlar,16 nisan 2017'de kazandıkları özgürlükle adaleti tümden yokediciliklerinden geri dönmedikçe, içsavaş durumu gerginliğini sürdürecektir.

9 temmuz 2017, college station, texas.

15 Haziran 2017 Perşembe

attilâ ilhan'ın anısına...

attilâ ilhan'ın unutulmazlarından:

bence malumdur

dikenin
kalbime battığı bir sonbahar günüdür
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
içini kurtlar kemirir
bence malumdur
buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
senin ateşler içinde olduğun
bence malumdur
ellerin muhakkak çocuk elleridir
hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
onlar neden daima okul türküleridir
süleymancıktan bahseder
kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
süleymancıktan
ve karınca yuvalarından bahseder
ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
gökyüzünde kızıl bir hilâlin kaydığını görürsün
sen ansızın gökyüzünde görünürsün
gözlerinin rengi
bence malumdur
elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün
eylül’den itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
sokakların üstüne bulutlar gelirler
bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
yıldızların kaybolduklari yer
bence malumdur
karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
uzaktan yabancı sesler duyulur
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
elin hayallerimi dağıtır
bilirsin
sen elini bulutların içinde gezdirirsin


attilâ ilhan, sisler bulvarı, 1954, istanbul.


15 haziran 2017, izmir.

17 Nisan 2017 Pazartesi

ateş sönmeden.

16 nisan halkoylaması sonuçları, hayır cephesinde, inandırıcı olmadı. özellikle, ysk'nin sonuçları etkilediği inancı uzun süre gerilemeyecektir. akp içinden tbmm'de halkoylması sonuçlarına katılmayan çıkmadığı sürece "evet" çoğunluktur.

türkiye'de, akp, evet çoğunluğuyla kazanılmış görünen anayasal hak ve yetkileri kullanma gücünde midir? zulüm ve zoryönetimle yapabilir. nedeni de açıktır: oylamada "cebir" olmasa da "hile" olgusunun gölgesini akp kolayca aşamaz. ayrıca, en önemli sayılan oylamada, ortaya çıkan gölgeli sonuç, geçmiş seçimleri de kuşkulu sayanlara önemli dayanaklar kazandırmıştır.

16 nisan halkoylamasının en önemli sonucu, kuşkusuz, türkiye'yi belirleyici büyük kent yoğunlaşmalarının tümünde akp ve mhp birlikteliğinin azınlıkta kalmasıdır. gelen yerel seçimlerde, siyasi seçimlerde bu yeni durum nasıl bir değişim getirir bilinmez. kentlerde değişim çokluk belirleyicidir, bunu biliyoruz. yeni anayasallığın nasıl ve ne zaman yürürlükte olacağı bugünden tartışmalıdır. evet çoğunluğu her gün yeni adımlarla tasarladıklarını uygulamaya çalışacaklardır. anında ve her adımda "hayır" diyecek önemli ve yaygın çoğunluk vardır.

yeni anayasallığın değişiminin olabilirliği nedir? önce, ysk'nin, seçim günü, uygulanmasını sağladığı "mühürsüz zarf" uygulamasının yasallığı tartışmasından sonuç beklenecektir. oybirliğiyle alınmış kararın, ysk düzeyinde değişimini beklemek yanlış olur. ysk karar ve uygulmasının anayasa mahkemesi'ne götürülmesi ve sonuç alınması da kolay değildir. avrupa'ya taşınması büyük yanlış olur. o zaman, iki sonuç kalıyor: tbmm'de anayasal değişime hayır diyecek anayasal çoğunluk sağlamak ya da yeniden "referandum"a gitme kararı almak. bunun olabilirliği, bugün için, zor görünüyor ama, tümden olmazlanamaz. akp ve mhp içinden gün bugündür diyecekler varsa/olursa, tbmm yeniden güç olabilir. tbmm, akp-mhp birlikteliğini koruduğu sürece, ikinci çözüm kendini gösterecektir: sokaklara taşmak.

bundan sonrası zorludur demenin açık anlamı budur. türkiye, demokrasinin sonlanmasına direnecektir. anayasallık kazanmış görünen zoryönetimi kabullenmeyecektir. bunu akpliler de biliyor. zulüm ve direniş günlerinde, akp içinden isyancılar çıkar. tarih doğrusal ilerlemez ve yinelenmez ama, toplumsallığın, siyasiliğin de değişmez ortaya çıkışları eksik kalmaz.

akp'nin şu anda tek dayanağı: yabancı desteğinde işbirlikçiler öngörüsü ve vurgusudur. toplum, yabancıdan değil, kendi varlığından güç alarak da direnir ve tepki gösteririr. akp, her karşıtlığı ve tepkiyi yabancının türkiye'deki uzantısı görmek ve göstermekle 2013'ten günümüzü buldu. bu görünümün sürdürülebilirliği olabilir mi? ayrıca, bugünkü akp'nin, "sahte" ve denize düşen yılan anlayışındaki yabancı düşmanlığının inandırıcılığı geçerli midir? akp karşıtlarının da temel dayanağı: akp'nin yabancıların her türlüsünün(abd/ab, rusya, suudiler, katar, barzani yönetimi) türkiye'deki uzantısı olduğunda kırılma ve kuşkusunda değişim görülmüyor. ikisi bir anda olabilir diye düşünsek de, sonunda, akp'nin de akp karşıtlarının da kim ve kimlerle olduğunun açık olduğu an yaşanacaktır.

önemli bir varsayım ve çoğunlukla genel kabul gören durum da: yüzde 51'in akp olmadığı ve onun önderliğinin söz ve davranış yönlendrmesi olduğudur. öyle bir durum gerçeklikse, türkiye için de, akp için de geleceğe ilişkin karamsar olmak süregidecektir.

17 nisan 2017, college station, texas.

16 Nisan 2017 Pazar

bundan sonrası.

kazandık demek zordur. hayır diyenler çoktur; evet diyenler çoğunluktur. türkiye'de, 1950'yle başlayan yürüyüş sürüyor. 1950 değişimine 1960'da dur diyen güç bugün gerilemiştir. oylamanın ilk sonucu budur. demokrasiye, oylamaya ve seçimlere inanmak zorunludur. türkiye seçimlerle, seçmelerini oylayarak çok yol almıştır.

türkiye'de siyasi ayrımın: 1950'yi olumlu saymakla, 1960'ı olumlu saymak arasında gelgit olduğunu anlamamakta direnme, 16 nisan'da da anlaşılmıştır diyemeyiz. türkiye'de dp, chp'den ayrılmadır ve chp'yi aşmıştır. ap, dp'nin izleridir ve dp başarısını sürdürmüştür. ap'nin içinden, önemsenecek, iki ayrılma yaşanmıştır. birincisi: erbakan'ın başını çektiği "millî nizam partisi" olmuştur. ikincisi: özal'ın "anavatan partisi"dir. anap'ın içinde "erbakan" kitlesi de vardı. 1987'de erbakan siyasi haklarını kazanmasıyla, anap'tan gücünü ayırdı ve anap, yüzde 21'e indi. bunları gününde de, sonrasında da böyle izleyenler ve açıklayanlar olmadı. 1991 sonrasında yükselen erbakan ve "refah partisi" gelişiminin önlenmesine, chp ve içinden çıkan dp/ap geleneği birleşik davranınca beklenen ters tepti. dp/ap/anap küçülürken refah ve izlerleri yükseldi. o "millî" gelenekten akp çıktı. dp/ap/anap geleneğinden yeniden akp'ye yanaşmalar oldu; onlar hem yanıldılar, hem de yanılttılar.

türkiye'nin bir sonrasında, akp'nin içinden kimler çıkar? türkiye'nin bir sonrasını belirleyecek soru ve sorun budur. akp'nin içinden isyan edecekler olacak mıdır? akp'nin içinden akp'ye sahiplenme karşıtlığı yaşanmadan türkiye'de siyasi değişim beklemek yanlıştır olmayacaktır.

16 nisan halkoylamasıyla, siyasi olarak, akp güçlenmemiştir. akp'nin yürüyüşünü erbakan'ın 1969'da siyasi ortama çıkışıyla başlatabiliriz. dp ve sonrasında ap'nin sahiplendiği ve özgürleştirdiği kalabalıklar 1969'da dp geleneğinden bağımsızlaştı. sonrasında, ap küçüldükçe erbakan'ın sürdüğünü gördük.1980 ap'yi bitirirken, erbakan'ı siyasi olarak kısıtlarken kitleleri iktidar tutkusundan uzaklaşmadılar.

16 nisan halkoylaması akp içinde arınmayı sağlamak ve hızlandırmak için tasarlandı ve o sonucu getirecektir. türkiye'de akp'den beklenti akp kitlelerinde de sorgulanacaktır. halkoylamasının getirdiği ilk sonuç budur: istanbul ve ankara akp'ye çoğunlukla hayır demiştir. izmir'in ve diyarbakır'ın akp'yle değişmeyen hayır'ını, akp'nin değiştirmesi olanaksızlaşmıştır.

16 nisan halkoylamasının siyasi olarak getirisi kişilik diktası mı olur? akp'nin o yönde ilerlemesi akp'yi daha da küçültür. akp'nin yapacağı kendi içindeki ayrımları uzlaştırmak olacaktır. zorluk da orada yaşanacaktır. 16 nisan halkoylaması yolunda, akp'nin 2002'de yanına aldıklarından olmayanlar çoğalmıştır. 16 nisan halkoylaması sonuçlarıyla kazanıldı görünen güç kalıcı olmayacaktır; sürdürülebilir güç değildir. akp güçlenen değil güç yitiren siyasiliktir.

yakınlara gelirsek söyleyeceklerimiz ne olabilir? 2014 yerel seçimlerinde, çıkarlarını uzun süreli değil de, anlık kuranlar akp'de yığılmalarından uzak duramadılar. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi'nde chp'nin seçimi mhp ile birliktelik oldu. chp kitleselliği de, mhp kitleselliği de kaynaşmadı birliktelikte. 7 haziran 2015 seçimlerine dört parçalı gidildi. akp güç yitirdi. akp, anında, mhp'nin chp'yle gönülsüz, ilkesiz birlikteliğini gördü ve siyasi olarak gereğini yaptı. mhp, akp'yi denetleyen ve chp de hdp'yi denetler konuma yönlendirildi. 1 kasım seçimlerinin en belirgin sonucu: akp'nin mhp olmadan siyasi olarak kısıtlandığıdır.

16 nisan halkoylaması sonuçlarının ilk değerlendirmesini şöyle görebiliriz: akp ile mhp birlkteliği kurulmuştur. mhp'de bu birlikteliğe karşı duranların mhp'de yeri kalmamıştır. chp'nin mhp'yle gönülsüz ve ilkesiz birlikteliği dönüşü olmayacak biçmde sonlanmıştır. chp'nin hdp ile açıkta olmayan ve olması göndeme geldiğinde, chp'yi çalkantılara ve küçültmeye yarayacak chp ile hdp birlikteliği akp'nin beklediğidir.

hdp açısından durum belirsizdir. hdp kendi başına da iktidar olamaz. hdp akp ile bir süre olduğu birlikteliğinden bekeldiği sonucu alamamıştır. hdp'nin chp ile birlikteliğine karşı çıkacak hdp'liler ile chp'de yaşanak sarsıntı da o birlikteliğin olabilirliğini yok düzeye indirgemektedir.

2014'ten bu yana süregiden ve belrleyici olan dört parçalı siyasetin 16 nisan halkoylamasıyla sarsıldığını söyleyebilir miyiz? 2014'te, 2015'te olmayan dört parçalı siyasetin sonlanmasında mıyız? 2014'ten bu yana, arada yaşanmış 15 temmuz utancı neyi bitirmiştir ya da bitmiş midir? akp içinden arındırılmış ve fetö diye karalanmışları yeniden akp içinde eritme nasıl yaşanır?

sonuçta, akp'ye dur denemeyen 16 nisan halkoylamasıyla akp gücüne güç katmamıştır. türkiye'de gerilim de,belirsizlik de açıkta durmaktadır. türkiye'nin abd/ab ile gelgitlerinde değişim getirecek bir güçlenme de sözkonusu değildir. türkiye'nin rusya'yla olması da: rusya'nın iktisadi kısıtlanmasıyla türkiye'nin iktisadi kısıtlanmasının getirdiği güvenilir birliktelik değildir.

yüzde elliyi zorlamış hayır kitleselliği sokaklara taşar mı? chp hem izmir'e, hem diyarbakır'a nasıl önderlik edebilir? sokaklardan dört parçayı yokedecek güç oluşur mu; gelişir mi? olmaz demek önyargılı olur ama, olmasını sonlandırırlar.

bundan sonrası zorlukla sürecektir. akp, dp geleneğindendir ama, dp akp sonucundan ayrıdır da. akp'nin, dp geleneğinden ayrı olduğunu anlamak ve anlatmak siyasette hedef olmalıdır. bu olur mu, nasıl olur zamanla yaşanacaktır.


16 nisan 2017, college station, texas.

21 Ocak 2017 Cumartesi

dün bir, bugün iki.

abd'de beklenen 20 ocak da geldi geçti. dün gösteriler ve simgesel gösterişler günüydü. bugün abd, trump'lı günlerinden birini yaşadı. dün yaşananlar değil ama, bugün yaşananlar gelen dört yıl yaşanacaklardır.

bugün yaşananları sıradanlaştırmak zordur. trump'ın başkanlığı kazandığı 8 kasım birinci gündü ve 9 kasım sabahı kadınlar 21 ocak cumartesi için toplanma çağrısında bulundular. trump'ın seçilişi abd'de benzersiz sayılıyor. oysa, 20. yüzyıl'da yaşayanlar için abd milyarderler adına yönetilen ülkeydi. buna aykırı, doğruluğu olsa da geçerliliği tartışmalıdır diyeni dokuz köyden kovarlardı. sonunda, abd'de milyarder bir tutkunun çevresinde toplanan milyarderlerin birazı yönetimin başındadır. beklenmedik olanı da "çalışanlar"in ya da köhnemiş deyişle "işçi sınıfının" kendi için siyasi olmayanlarının çoğunluğunun seçtiği yönetim olmasıdır.

trump'ın başkan olmasına tepkiler adaylığını açıklamasıyla başladı. seçilmesiyle beklenmeyenden yıkılmadık diye 21 ocak örgütlenmesine girişildi. milyarderler ya da kişisel sermaye toplamı yüksek olanlar genellikle cumhuriyetçiler ve demokratlar diye ikili ayrılırlardı. milyarderler halkla birlikte seçmeyi yönlendirirlerdi. sermaye temsilcilerinin kazananları daha çok kazanır olurken yitirenleri çok yitirmiş olmazdı. abd'de kendi adına işçi sınıfı 1920'lerde etkili olmuştu ve 1930'larla bir daha olmamacasına bastırılmış, dağıtılmıştı. sermayedarlar da sınıf bilincini saklamada becerik olmuşlardır.

1992 seçimlerinde teksas'tan ross perot kişisel milyarder olarak "united we stand" öne çıkmıştı ve cumhuriyetçilerden çaldığı 20 milyona yakın ve toplam oyların yüzde 19'uyla, george bush'un ikinci dönemine engel olmuştu. bush 39 milyon oy alırken, 45 milyona yakın oyla bill clinton(toplam oyların yüzde 43'üyle) başkan seçilmişti. bill clinton'un ilk eylemi 1950'lerde öngörülen ve 1960'larda yaygınlaşan "refah toplumu" uygulamalarını, ross perot'un eleştirileri doğrultusunda değiştirmek yönünde uygulamak olmuştu. ross perot'dan sonra da, 1996 ve 2000'de, steve forbes da cumhuriyetçi parti'den başkan adaylığını kazanmada başarılı olamamıştı. bu sıraladıklarım, 1980 sonrasının hemen anımsanacak örnekleridir. 20. yüzyıl boyunca "iş yaşamı"ndaki başarılarını siyasette de kullanmayı deneyenler çok olmuştur. o adaylar da çok öne çıkmayı deneseler de yeterli desteği bulamamışlardır.

trump'ın, görünürde yüksek servetiyle, başkanlık kazanmış ilk başkan olması beklenmediktir. sermaye sınıfının sermaye egemenliği adına trump başkan oldu yaklaşımı bellenmiş doğrudur ve yanıltıcıdır. abd'de istenmeyen ve bastırılan bir düşünme ve siyaset anlayışıdır sınıf ayrımcılığı üzerine siyaset yapmak. abd demokrasisinin olmazlarındandır. abd toplumsallığı da sınıflı toplumdur ve sınıfsal ayrılıklar açıktır. sınıf temelinde ve bir sınıfın öteki sınıfa karşı siyaset geliştirmesine "gizli el" ya da "görünmez akıl" önleyicidir. sermaye sınıfı hep iktidardadır ya da kapitalizm değişmeyendir gerçekliğinden yola çıkıp da: "gizli ya da görünmez"i sermayedarların derinliğidir sanmak ancak kaba ve ilkel "marksist" anlayış olur.

abd'de 1980'lerle ya da reagan yönetiminin abd'de "popüler" olmasıyla "siyasi olmayan abd sendikacılığının" çökmesi, gerilemesi ve neredeyse yokolması da bilinen gerçekliktir. yeni bir durum değildir. daha da ötesi: 1930'ların, hem de, abd tarihinin belirleyici başkanlarından ve geleneksel tanımla "sosyal demokrat" denebilecek başkanı roosevelt zamanında polisle, mafyayla, polis zoruyla yokedilmesinden elli yıl sonra etkisizleşmesini reagan'la açıklamak da yanıltıcıdır. onun zamanında oluşanı reagan'ın gerçeklediğini düşünmek yanıltıcı olur ve geçerli sayılmamalıdır. 19. yüzyıl'daki "makinalaşma" günlerinden yüksekte "teknolojik" gelişmeyle daha ilintilidir demek daha akılcı olur.

bugüne dönersek: bugün trump karşıtlığının "kadın karşıtlığı" temelinde ortaya çıkmasını bellenmiş doğrularla açıklamak kolaycılık olur ve yanıltıcıdır.

dün bir, bugün iki anarşistler, "işgalciler("occupy wall street") ya da zenciler("black life matters") ve kadınlar abd siyasallığının demokrasisinin trump'ı kabul etmeyenleri olarak sokakları milyonlar olarak doldurmuşlardır.

trump tek yanlı siyaset anlayışıyla örgütsüz çoğunlukları örgütlemek isteyecektir. örgütlü trump karşıtları durmaksızın uzlaşmaz varlıklarını sürdüreceklerdir. meclislerde cumhuriyetçilerden trump siyasetlerine direnecek siyasilerle, demokratlardan kimi durumlarda esneyecekler abd'nin yasama gücünü ve trump'ın denetlenmesini belirleyecektir. trump için sorun: cumhuriyetçileri bölünmeksizin birarada tutucu hedeflerle demokratları bölücü hedefleri bulmak öncelikli olacaktır. cumhuriyetçiler de, demokratlar da çözülmeden birlikteliklerini korursa, abd'de, obama dönemindeki kilitlenme sürecektir ve değişim olmayacaktır diyebiliriz.

21 ocak 2017, college station, texas.