25 Kasım 2014 Salı

ferguson'da yaşananlar rastlantı mı?

abd'nin missouri eyaletinin ferguson kasabasında, 9 ağustos'tan bu yana, toplumsallık kabarmıştır. abd için ne ilk, ne de son olmayacak görünen silahla yasa ve düzen sağlama yanlısı tekilliklerden biri yaşandı. törenin polisi, 18 yaşında zenci çocuğun(michael brown) köşedeki dükkandan alkaçı sonrasında ortaya çıkan gerilimde polis(darren wilson), kendince, düzeni korumada kuralları, yasaları zorlayan öznel bir seçmeyle altı kez kurşunluyor. o gün bu gündür ferguson'da toplumsallık olağan seyrinden taşmıştır; özel bir seyirde yaşam altüst olmuştur.

çokça olduğu gibi tekil olay, yerelliği aşmış ve anında tüm abd'yi sarsmıştır, sarmıştır.

başkan obama'dan, adalet bakanı eric holder'a ve missouri valisinden, ferguson belediye başkanı'na olayın katılımcıları çoğalmıştır. kendilerini adaletin, eşitliğin, özgürlüğün adanmış temsilcileri sayan niceleri de ferguson'a yığılmıştır. bir yandan "adalet"i yerine getirme kaygusu; öte yandan düzeni ve yasaları korumayla olayın yinelenmemesi çabalarıyla olay ferguson'ı aşmış abd'nin sorununa dönüşmüştür.

abd'de isyana yatkın, öfkeyi körüklemekte deneyimli tekillikleri için bir "dava"ya dönüştürme çabaları yaygınlaşmıştır.

sonunda, toplanan belgeler, yapılan soruşturmalar sonucunda: abd yasallığının tanıdığı güç ve olanaklarla polisin yargılanmasını gerektirecek kuşku ve neden yoktur açıklaması "adalet"in sağlanmayacağı önyargısındaki kararlı genölerin öfkeli tepkilerine neden olmuştur:

<<
     "After Violent Night Ferguson, State Acts to Protect people and Property"

      http://www.nytimes.com/2014/11/26/us/ferguson-missouri-violence.html?rref=us&module=Ribbon&version=origin&region=Header&action=click&contentCollection=U.S.&pgtype=article
>>

1960'larda, 1970'lerde kalan görüntülerle, 1980'lerde, 1990'larda ve 2000'lerde abd'nin beklenmedik yerlerinde zaman zaman öfke patlamalarına, yağmalara neden olmaktadır. öyle görünüyor ki, bunları temel alan siyasiliklere geçici dayanaklar oluştursa da, yaygın katılım ve isyana yönelme görülmüyor.

gelen on yıllarda durum değişir mi? önyargılı olarak değişik beklentileri olan değerlendirmeler, yargılar ve öngörüler yaygındır. gerçekliğin ise yaşananlardan öteye yaşanacaklar olduğunu düşünmeliyiz.

abd'nin sıradan güncelliğinden bir olay daha yeterince durulmadan çözümsüz boşlukta sallanmaktadır. ferguson'da adaletin sonlanmadığını ve olmayacak zamanda ve yerde, benzeri olayın, yinelenebileceğini söyleyebiliriz.

24 kasım'da iran'la nükleer anlaşmada uzlaşım noktalanmadı ama uzlaşım arayışı uzatıldı. savunma bakanı chuck hagel de, abd askerinin ırak ve suriye'de abd "müttefikleri"yle kullanımında birlikte çalışmayacağını açıkladı. abd bunları tartışacağına, ferguson'la içselinde dondu kaldı.

25 kasım 2014, college station, texas.

3 Kasım 2014 Pazartesi

kimin neden haberi var?

hükümet sözcüsü bülent arınç açıklamalar yapmış. geçen haftanın 10 saatı aşkın mgk sonrası 10 saate yakın bakanlar kurlu toplantısı sonrası basına açıklamalarını okuyunca sıradanlığın ötesinde ne görüyoruz? hdp'nin  son basın toplantısı'nda söylenenlere tepkileri önemli sayılmaz. söz arasında iki ayrıntıyı önemli sayılabiliriz:

<<
     "Bülent Arınç'tan önemli açıklamalar"

    http://www.radikal.com.tr/politika/bulent_arinctan_onemli_aciklamalar-1223668
>>

ikinci peşmerge geçişi yok; istek de yok diyor. isteyen kimdir, isteğe karşılık nasıl gelişiyor; karar ve işleyiş nedir açık değil.

bir de ekleme yapmış arınç: hdp'nin yarısı süreç'ten bilgilenmiş değildir. hdp bimiyor da chp ya da mhp biliyor mu? akp'liler biliyor mu ya da bildiklerini sorguluyorlar mı?  yakın zamanlarda genelkurmay başkanı da "süreç"ten yeterli bilgileri olmadığını açığa vurmuştu.

burada sorunun birincisi ise apaçık ortada duruyor: bülent arınç biliyor mu ya da bilenlerin kim olduğunu ne bildiklerini bilecek miyiz?

3 kasım 2014, college station, texas.

31 Ekim 2014 Cuma

chp yitirdi; türkiye kazanır mı?

emine ülker tarhan'ın siyasi yaşamı kısa soluklu yaşandı. 2013'te en yukarıya çıktığı gezi günlerinde chp'de durdurdular. cumhurbaşkanlığı seçiminde chp'nin aday seçimine tepkisi yerindeydi, yürekliydi. kolay bastırdılar. cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu'nu hedef alması ve hedef göstermesi de gerekenin dışavurumu oldu. chp'nin olağanüstü kurultay'ında istenen tartışmayı ateşleyecek gücü bulamadı. emine ülker tarhan, bugün de, chp dışını seçtiğini açıkladı:

<<
     "Emine Ülker Tarhan istifa etti"

     http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27494064.asp
>>

emine ülker tarhan'ın chp'den ayrılması chp için eksikliktir. ilk soru şudur: türkiye için bir kazanca dönebilir mi tarhan'ın chp'den ayrılığı?

chp içinde kendine dayanak bulamayan tarhan, türkiye'den siyasi destek bulabilir mi? kolay olmayacağını söylemek zorundayız. türkiye'de dörtlü siyasi yapılanmayla, dört parçalı karşıtlığı değiştirmek istemi vardır. tarhan'ın o istemin örgütlenmesine önderlik edecek siyasi deneyimi, türkiye'nin geleceğine ilişkin tasarımı yeterli midir? emine ülker tarhan, önemli siyasi kararını uygulamıştır. türkiye'de, tarhan odağında bir siyasilik yükselir mi? önyargılı evet demek zordur.

emine ülker tarhan'ın geçmişinde kısa süreli siyasiliğinden büyük beklentiler ve umutlar geliştirmek için verilerimiz yetersizdir. tarhan'ın siyasi olarak dört parçayı da karşına alan siyasilikte başarmayacağını söylemek de yanlış olur. tarhan'ın, bugünkü kararının gereği olan sonraki adımları izlemeye hazır olanlar vardır. tarhan beklentilere yanıt olabilir mi? bugün için izlemeye değer olarak düşünmeliyiz. tarhan'ın başarısızlığı sıradan olur ama, başarısı türkiye için olağanüstüdür.

31 ekim 2014, college station, texas.

19 Ekim 2014 Pazar

yanıtlanmayan sorular artarken.

günün pekçok süregiden olayları arasında, ikisinin, yarına da izleri olacak görünüyor:

<<
     "Dolmabahçe'de 10 saatlik toplantı"

      http://www.radikal.com.tr/politika/dolmabahcede_10_saatlik_toplanti-1219907

     "PYD: ABD ile 2 yıldır görüşüyoruz"

      http://t24.com.tr/haber/pyd-abd-ile-2-yildir-gorusuyoruz,274369
>>

"akil insanlar heyeti" 2013'ten kalma bir oluşumdur. heyet, 31 mayıs 2013'te saha çalışmalarının derlenmiş "rapor"unu sunacaklardı. bildiğimiz, 31 mayıs'ta "gezi"nin yaygınlaşmasının yaşandığıdır. sonrasında, "kendi gitti adı kaldı yâdigâr" diye anılırken, birdenbire, yeniden gündem oldu. birinci soru şudur: 1 haziran 2013'ten bugüne geçen sürede de çalışmalar sürüyor muydu? katılanların bunu sorgulamadan görev çağrısına uyumları nedir? bunlar güncelin sorularıdır. özdeki soru, başlangıçtaki soru yanıtlanmış değildir: bu akillerin temsil gücü nedir; kime karşı sorumludurlar? akp'yle uyumlu insanlar topluluğunun türkiye'de nasıl izlendiğiyle neyi etkileyebileceği konusu ise herkesin algısına göredir.

abd'nin pyd'yle olabilmesi önemli bir gelişmenin ilk izi midir; yoksa, bu iz, yeni açıklandığı gibi, uzun süreli bir tasarımın açığa vurulması mıdır?

türkiye abd ile ilişkilerde yakınlaşıyor mu; yoksa, ayrılık açılıyor mu? abd kendi tanımladığı türkiye'ye varmakta kararlı mıdır? türkiye, içeriden dışarıdan tanımlanabilir güçsüzlükte midir?

19 ekim 2014, college station, texas.

13 Ekim 2014 Pazartesi

bilmediğimiz açıkta.

ışid'le savaşta ortaklıklarda, kalıcılıktan önce, geçiciliklerde oyalanmaca sürüyor. abd çevresindeki birleşiklik kalıcı olabilir mi? birliktelikte eşitlik olmadığı baştan açık değil mi?

türkiye'nin ya da yürütme gücünün türkiye'deki abd üslerini kullandırmada yetkili olduğu açık. tbmm'den yetkilendirmede de oylandı. türkiye yetkilileri açıklamadan, obama, biden, kerry ya da hagel'den önce "susan rice" açık ediyor. abd'nin düştüğü ya da türkiye'nin düşürülmek istendiği nokta devlet geleneklerine uymuyor. birliktelikte eşitsizlik, dayatma ve uyumsuzluk olduğu her açıklamada daha açık oluyor.

bu arada, kobani'de yoğunlaşmış karşılıklı ateş beklenmedik biçimde odak değiştiriyor:

<<
     "Battle for Syria's Kobani intensifies; ISIS takes Iraq base"

     http://www.cnn.com/2014/10/13/world/meast/isis-threat/index.html?hpt=hp_t2
>>

büyük soru yanıtsız orta yerdedir: türkiye'yi suriye'nin içine çekmek isteyen "dost" güçler midir; yoksa, türkiye'nin suriye çöllerinde yanmasını isteyenler mi var? şu soruyu da açıkça sorabiliriz: türkiye savaşa girmekten kaçınıyor mu? ardından da, soru daha da karmaşıklaşıyor: türkiye'nin savaştan uzak kalmaktaki direnci kırılacak mı? somuta indirgersek: abd türkiye'yle birlikte olmak istiyor mu; yoksa, abd, bir noktadan sonra türkiye'yi de karşısına alacak mı?

bilen bilmeyen, uluorta konuşuyor, yazıyor, yayıyor. savaş istemeyenlerin savaşın içine düşeceğini ya da savaş isteyenlerin olmayacak yönlenmelerle savaştan kaçabileceğini düşünmekten uzak durmamak gerekir.

13 ekim 2014, college station, texas.

9 Ekim 2014 Perşembe

sokakların eylemi devlet kararına temel olmaz.

türkiye'ye doğrudan saldırı olmadan ya da dışarıdaki savaş durumu türkiye içine taşınmadan türkiye'den çözüm, koruma, saldırı olmayacağını biliyoruz. ışid'in de öyle yukarıdan bombalamayla sonlanmayacağını, abd/ab de, rusya da, türkiye de biliyor ve açıkça söylediler:

<<
     "Çavuşoğlu: Türkiye'den tek başına kara operasyonu beklemek gerçekçi değil"

      http://t24.com.tr/haber/cavusoglu-turkiyeden-tek-basina-kara-operasyonu-beklemek-gercekci-degil,273287

>>

ne olmalıdır diye akıl yürütürken, kendi aklının en doğru ya da tek doğru olduğu yinelemelerini durdurmak zordur. o zaman ne olur diye sormak daha da karmaşıklaşıyor. oysa tarih ve günceli somut olarak görmek yararlı bir yöntem olarak kendini dayatıyor.

abd ve rusya'nın cenevre-2'den uzlaşık çıkmadığını açıkta biliyoruz. tamamlayıcı bilgimiz de somut gerçekliktir: ukrayna ile ışid dayatmaları birbirini izledi. cenevre-2'den bu yana önemli bir değişim ise bağdat'taki geçici uzlaşımdır. bu arada, afganistan'daki geçici uzlaşım da, şimdilik, o yöreyi, ortadoğu karmaşasından uzaklaştırmıştır. abd'nin iran'la uzlaşımına ise günler sayılıyor diyebiliriz; 24 kasım'da uzlaşım olacaktır umutlanması gereksizdir. 24 kasım'da süre uzatma olursa olumludur diye alınabilir; olmuyor olmayacak denmesini düşündürücü veri yoktur ve açıkça karamsarlık olur.

şunu aklımızdan hiç uzak tutmayacağız: ışid suriye ırak sınırlarını ortadan kaldırırken suriye deö ırak da ışid'in karşısında duramadı. ışid, musul'dan kuzey'e yöneldiğinde de, abd desteği olmadan ortada peşmerge gücü kalmadı.

ışid'i abd, rusya, iran ve türkiye durduramıyor. bağdat ve şam ise yaşamak için abd ve rusya'sız olamıyor. erbil ise abd'siz olamıyor.

musul çevresiyle kobani çevresinde gelecekte kürt ve arap nüfuslarının birlikte yaşaması ortada kalktı. ayrıca orası kürt burası arap olsun da düşünülemez, birisi bağdat'ın çekim alanında, ötekisi de şam'ın.

türkiye'nin ben de varım demesi görülen/gösterilen tbmm yetkisinin anlamsızlığı açıktır. o yüzdendir ki 2 ekim 2014 oylaması, 1 mart 2003 oylamasının dengi değildir. 2 ekim'in en yakını "çekiç güc"e destek oylamaları ya da 20 mart 2003 oylaması benzeridir. eylemden çok eylemsizlik oylaması diye bilinecektir. bugün kılıçdaroğlu'nun 2 ekim'i yeniden tanımlayalım demesi abd/ab yanının beklediklerinin olmayacağına abd/ab yanlısı türkiye desteği olarak alınmalıdır.

<<
     "Kılıçdaroğlu: Kobane'nin kurtarılması ve IŞİD'in püskürtülmesiyle sınırlandırılan bir tezkereyi Maclis'e getirelim"

     http://t24.com.tr/haber/kilicdaroglu-kobane-eylemleri-hakkinda-konusuyor,273319
>>

rusya'nın dışişlerinden sorumlu lavrov'un, erdoğan'ın esad'ın yönetim dışı tutulması koşullandırma özlemine tepkisinin gereği nedir sorgulamasından çok söylenmiş olmasını unutmamalıyız. tamamlayıcı olarak da, esad'ın kobane'deki türkiye'nin dışarıdan varlığını savaş nedeni sayacağının söylenmişliği de orta yerdedir. esad ne yapabilir ki demeden, lavrov'un söylediklerinin gereğini yapamazlar ki akıllarına uzak durmak gerekir. soruna lavrov ve esad diye bakmaktan önce rusya ve suriye diye yaklaşmak akıllıcasıdır.

insanlık, katliam, kıyâmet ve halkların kardeşliği soyutluklarına dayanarak geliştirilen tepkilerin öfkesiyle duygulanmalarından önce somut gerçekliklerin aklına danışmak bugün de temel olmalıdır.

sokakların eylemciliğiyle devlet eylemlerini yönlendirmek olanaksızdır.

9 ekim 2014, college station, texas.

8 Ekim 2014 Çarşamba

türkiye'de içsavaş eşiğinde bilinenlerin yinelenmesi.

savaşın gerçekliğini yaşayanlar bilir. savaşın dışındakiler ise bir o yana, bir bu yana tutundum sanır.

cumhuriyet tarihinin son isyanı sokaklarda yaşanıyor. önceleri kırsalda yaşanmış isyanların sonlandırılması sürecinde sokaklarda yaşananlardan nereye varılır? demokrasi, özgürlük bir sonrası değildir; o çoktan geride kalmıştır bugün.

sokaklardan iktidara varılmadığını bilmeyenler bugünden yarına öğrenir mi?

kıyam oluyordu; oldu derken sokakları yangın yerine çeviren çözümsüzlükten sonra; şimdi de, ışid'e karşı tarihin en büyük zaferini kazandık sevinci mi olur? akıllar bunca mı karışık kimilerinde?

olanların sonunda, kendini gönüllü tbmm dışına atanların siyasi sorumsuzlığunu tarih unutmaz.

bu noktadan sonra "provokasyon"du, "oyuna" geldik açıklama mı olur? çok açıktır ki, tükeniş olmayacaktır ama, elli yılın kazanımının mirasyedi gibi tüketildiği ortadadır.

yaşananlar "iç savaş" değildir. bunu iyi bellemek gerekir. yaşananlar çözümsüzlük ve çaresizlik öfkesidir. öfkenin duygudan öteye akıllı davranışı getireceğini boşuna bekleyenler de vardır. ülkesine bunca yabancılaşmış; kendi gerçekliklerini ya da duygusal yanılsamalarını öfke diye sokaklarda yaşayanların yanlış yönlendirmeleri anlamaları da, kabullenmeleri de beklenmemelidir. yaşam bir biçimde süreceğinden: "deneyim" dedikleri yenilgiden yeni öfkelere yönelmeleri yeni yenilgilerden öteye sonlanma olur.

onca kargaşadan, arada unutulmaması gereken türkiye gerçekliklerini kıyıda tutmamız gerekir:

<<
     "Hüda-Par: Devletin olmadığı yerde vatandaş kendi önlemini alır"

     http://t24.com.tr/haber/huda-par-devletin-olmadigi-yerde-vatandas-kendi-onlemini-alir,273220
>>

"hüda-par"ın söylediği toplumsal gerçeklik midir bugün? devlet yokolmuş mudur? öfkeyle öyledir diyenler, devleti yaşadığında anlar varolduğunu yarın birgün. burası açık. benzeri biçimde, devletin yokluğunun getireceği doğa yasalarını da ırak'takiler, suriye'dekiler uzunca süredir yaşıyor; daha  da yaşayacakları ise ayrı sorundur. diyarbakır'da devletin yokluğunda yaşanacak içsavaş türkiye'nin gerçekliğine dönüşür mü? evet demek için öfkelilerden ve sorumsuzlardan olmak gerekir. devleti yoksayanların, yoksayacakların hangi duvara çarpacaklarını söylemek gereksizdir.

2013'te "çözüm" diye inandırıcılığı ve etkileyecilikleri olmayan "akiller"in, her anlamda, türdeş olmadıklarını biliyoruz. ortaklıkları tümden yoktu demek yanlış olur. ortaklıkları nelerdi? akp'yle olmaktan ve çözümde akp'nin önderliğini yeğledikleri tek ortaklıklarıydı. tarih önünde sorumludurlar. bugün akp'ye uzaklıkları, o gün akp'yle olabilirliği örtemez. ayrıca, tamamlayıcı ortaklıkları ise bugün de acıklı yaşanıyor: yetkileri de, güçleri de, görevlilikleri de kendileriyle kısıtlıydı. 31 mayıs 2013'ten bu yana danışılmaya değer bulunmayışlarını geriye gidip de değiştirmek zordur.

bugün ise, o günkü konumlarında bunları söylemiş olmanın yinelenmesine gerek yoktur. türkiye gerçekliğinden uzak olduklarını, güçlerinin kendileriyle kısıtlı olduğunu, eniyi birazı açığa vurmuş:

<<
     "Akil İnsanlardan "sağduyu" çağrısı"

      http://www.yenisafak.com.tr/gundem/akil-insanlardan-sagduyu-cagrisi-690928
>>

dün türkiye toplumunda karşılığı, temsil gücü olmayanların bugün söylediklerini kim dinler? kendi kendine çağrı kendilerini bağlar belki.

8 ekim 2014, college station, texas.

1 Ekim 2014 Çarşamba

evet demeyecek akpliler ya da mhpliler olur mu?

1 ekim'de tbmm'nin açılışı sonrası türkiye nerededir? tsk'nin sınırlardan taşması ve türkiye cumhuriyeti sınırları içinde askerlerin konuşlandırılması oylanacak. 1990'dan bu yana üçüncü kez türkiye'nin savaşçı konumu tartışılacaktır.

1990 yılında, türkiye cumhuriyeti'nin kurtuluş ve kuruluş felsefesiyle barışçı geleneklerine yabancı, kendince isyan etmek isteyen turgut özal özlediği gücü bulamamıştı. 1990 koşullarında, günün cumhurbaşkanı, yetkili tbmm'nin gücünü aşamadı. tartışma tbmm dışında yapıldı ve özal yenik çıktı. türkiye yüzlerce yıl birlikte yaşadıklarına silâhlı saldırıda abd/ab güçlerine destek olmadı.

2003'te durum değişikti. 1991'e göre tbmm'de abd/ab'yle olmaya yakın çoğunluk vardı ama, tayyip erdoğan tbmm'nin gücünü aşacak güçte değildi. tsk, abd/ab yanında savaşa katılmak için tbmm oylamasına uyacaklarını açıkladılar. akp ise, tsk'yi savaşa yönlendirecek güçte değildi. akp oylama sonucunu, bir yandan, türkiye'nin isteğine uyan demokrasi kazanımı olarak gösterirken; bir yandan da, tsk istemedi de savaşta destek güç değiliz görünümünü içte ve dışta kazanır göründü. tsk'ye saldırıları akp göğüslemedi; akp, tsk'yi türkiye'de denetlenemez ve denetlenmesi gereken güç olarak ortaya sundu. içte ve dışta, akp, tsk'yi denetler güç olma gücünü zorladı.

2014'te güçler dengesi değişiktir. tsk'nin savaş yanlısı olduğu söylenemez. akp ise, tbmm'de çoğunluktadır. bukez, akp, abd/ab'yle olmakta kendi gücüyle seçmesini yapacaktır:

<<
     "Davutoğlu'nun tezkere resti"

      http://www.radikal.com.tr/politika/davutoglundan_tezkere_resti-1216369
>>

tartışma ve oylama öncesi ne biliyoruz? erdoğan-davutoğlu, abd/ab'yle olunmasını istiyorlar; gerekçeleri, türkiye'nin güvenli geleceği. bahçeli, tbmm'de oylamada davutoğlu'nun beklentileri doğrultusunda evet diyeceklerini açıkladı. kılıçdaroğlu chp adına, demirtaş da hpd/bdp adına hayır diyeceklerini açıkladı.

oylamada ne olur? oylama öncesinden kaçınılmaz soru açıktır: akp'den ve mhp'den hayır diyenler olacak mıdır? chp ya da hdp/bdp adına evet diyeceklerin olmasının güncelde getirisi önemsizdir ama, akp'den, mhp'den olası hayır diyenlerin olması, türkiye için yeni olur ve beklenmediktir.

davutoğlu oylamayı etkilemek adına chp'yi hdp/bdp'yle birlikte ışid yanında göstermeye özenli görünüyor. daha da ötesine gidip, mhp'yle uzlaşık akp gücünü ışid'e karşıt konumlandırıyor. davutoğlu'nun gördüğü ve gösterdiği ikincildir. türkiye'nin, tbmm'de evet oyunun çokluğuyla gelecekteki güvenliği birincildir. oylamayı görelim daha iyi anlamlandirebileceğiz.

büyük soru ise yanıtlanamaz olarak kalacaktır: abd/ab türkiye evet mi desin, hayır mı desin istiyor? değişik de sorabiliriz: akp-mhp evet diyerek abd/ab'yle mi olmak istiyorlar ya da chp-hdp/bdp hayır diyerek abd/ab'nin karşısında durduklarını mı göstermek istiyorlar? oylamayla da bilemeyeceğiz ama, er ya da geç bileceğiz. oylama öncesinden bildiğimiz: türkiye'deki savaş yanlılarıyla barış özlemcileri savaşı gerilimi artacaktır. abd/ab'yi enaz ilgilendiren de türkiye'nin iç gerilimi ve karşıtlıklarıdır.

1 ekim 2014, college station, texas.

22 Eylül 2014 Pazartesi

düşündürücü öngörüler.

musul konsolosluğu'na 11 haziran'da yapılan baskında ışid'in eline geçmiş yurttaşlarımız türkiye'ye döndü. ne oldu da, neden özgürlükleri kısıtlandı? nasıl oldu da, neden 101 gün özgür değildiler? türkiye'nin ortadoğu'daki konumu etkilendi mi? ışid geçen sürede beklediğine erişti mi? açıklamalardan sonuç çıkarmak zordur. çok sesli, çok yönlü açıklamalardan kestirimler de, çokluk önyargılı tepkilere neden oluyor.

bu arada, iki ayrı söyleşi, benzer günde, iki ayrı yayında öne çıktı:

<<
     "Edip Başer: Hedef büyük Kürdistan"

     http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27248797.asp?top=1
   
     "Rota değişikliği için fırsat"

     http://www.taraf.com.tr/haber-rota-degisikligi-icin-firsat-164321/
>>

edip başer ile yaşar yakış sıradan yurttaşlar değildir; söylemek istediklerinin ardında olanları bilmiyoruz ama, uyarıcı değerlendirmeleri düşünmeye değerdir.

ortadoğu'da yeni bir atılım ya da yeniden zorlanan bir tasarım olduğu açık. olanları cenevre-2 ile ilişkilendirebilir miyiz? cenevre'de iki kez yapılan abd-rusya toplantılarının başarısızlığından mı bugünkü noktadayız; yoksa, cenevre'de kararlaştırılmış bir tasarımın adım adım yürürlükteki gelişimi midir?

erdoğan-davutoğlu, cenevre'lerde yoktular; olamadılar. gelişenlerde erdoğan-davutoğlu yeniktir. türkiye'de seçmenler yenikliği önemsemediler. edip başer ile yaşar yakış,  erdoğan-davutoğlu yenilgilerini vurgulamanın ötesinde türkiye'nin dış siyasetinde hedeflerin değişimi gereğini iki ayrı yandan ortaya sermişler.

durum ortadadır: erdoğan-davutoğlu yenilgiyi kabul etmiyorlar. o zaman soru açıktır: erdoğan-davutoğlu nasıl değişirler? ya değişmezlerse? bakalım edip başer'le yaşar yakış'ın söylediklerine katılanlar olacak mıdır? kimler sıradadır?

22 eylül 2014, college station, texas.

17 Eylül 2014 Çarşamba

eğrisi, doğrusu birbirine karışmıştır.

haberleri alt alta sıralamadan: esad, obama, el-abidi diye ortadoğu karmaşası deyince kolaycılık ya da kaçışta değiliz. ortadoğu, beğensek de, beğenmesek de suyu çekilmiş bataklıktır.

abd suriye'de esad'a karşı değil midir? esad, obama'ya ve abd kongre'sine birlikte olalım, ışid belasını yokedelim diyor. abd ırak'ta bağdat'la birlikte değil midir? daha dün bir, bugün iki; ırak'ın başbakanı, abd askeri yardımına gerek yoktur; istemiyoruz diyebiliyor. haydar el-abidi abd'nin iktidar ettiği şiiler adına değil; ırak'taki uzlaşım hükümeti adına konuşmuyor mu diyeceğiz? obama, ırak'a askerlerle gitmeyeceğiz; suriye'nin özgür karşıtlarını destekleyeceğiz; ırak ordusu ile kuzey'deki destek güçler önde olacaklardır diyeli bir hafta oldu. yıllardır birbirine düşman demokratlar'la cumhuriyetçiler; başta boehner ve palosi, anında, dosttan öteye kardeş gibi birleşik.

haberleri sıralayalım ve eğrisini doğrusunu düşünelim :

<<
     "House Votes to Authorize Aid to Syrian Rebels in ISIS Fight"

     http://www.nytimes.com/2014/09/18/us/politics/house-vote-isis.html?hp&action=click&pgtype=Homepage&version=LedeSum&module=first-column-region&region=top-news&WT.nav=top-news&_r=0

     "Assad's letter to the US: How Syria is luring President Obama into its web"

      http://www.independent.co.uk/news/world/middle-east/assads-letter-to-the-us-how-syria-is-luring-president-obama-into-its-web-9737292.html

     "AP Interview: Iraq premier nixes US ground troops"

     http://news.yahoo.com/ap-interview-iraq-premier-says-no-foreign-troops-134747998.html
>>

abd ışid'e karşı; bağdat'taki ırak merkezi uzlaşımı ışid'e karşı; suriye ışid'e karşı. türkiye'yi biran için karmaşanın dışında sayalım. ışid, nasıl oluyor da dağılmıyor ve suriye ile ırak sınırlarını yoketmiş şam'ı, bağdat'ı ve erbil'i tehdit edebiliyor? abd, ırak'tan askerlerini, yenilmedik yanılsamasıyla, 2009'da başlayıp 2011'de ırak'tan neden çekmişti? 2009-2011 öncesinde ve sonrasında abd, yeniden, daha da pahalıya malolacak savaşın içinde olacaktır diyenler savaşçıydı da, ışid'i öngöremeyenler mi barışçıdır?

ortadoğu karmaşası: süper gücün ya da süper güçle olanların çözebileceğinden de karmaşıktır. biraz düşününce daha da karmaşıklaşıyor.

17 eylül 2014, college station, texas.

11 Eylül 2014 Perşembe

türkiye için zorlu günlerin eşiğindeyiz.

bundan sonrası gerçektir: abd'nin, ışid'i, önce etkisizleştirme kararını başkan obama açıkladı. ışid'i etksizleştirmeden öteye yoketme kararlılığını da vurguladı obama. abd'nin, obama'nın söylediklerinin gereğini yapmada inandırıcılığı nedir?

abd için, ilk aşamada ışid'in çevre güçlerini yoketmek ilk hedeftir. işid'i yaşatan ve geliştiren dayanak, abd'nin 2003 bağdat sonrası işgaliyle iktidarını yitiren arap çoğunluktur. ışid bağdat kapılarında ve çevresinde durmaktadır.

bağdat'ta, 2003'ten bu yana, ilk kez, ırak'ın tüm siyasiliklerinin temsili ırak meclisi'nde, devlet başkanlığında ve yürütme gücünde sağlanmıştır. yürütmede içişleri ve savunma bakanlıkları sorumluları uzlaşımı boşluktadır. en önemli iki bakanlık yetkilisi olmamasına karşın yeni ırak hükümeti ırak meclisi'nde yüksek katılımlı oylamayla güvenoyu almıştır. haydar el-ibadi, ırak çoğunluğunun güçlü başbakanı görünümündedir. nuri e-maliki'nin yapamadığını, yapmadığını el-ibadi yapabilir mi? ırak devlet başkanı fuat masum'un yanına üç güçlü siyasi iyad alawi, nuri el-maliki ve usame el-nujef meclis'ten destek oyu almıştır.

ırak'ta beklenti açıktır: paramparça ırak toplumunun tüm siyasilikleri güç paylaşımında temsil ediliyor. bu güçlü görünüm ışid'in dağılmasını getirir mi? abd'nin beklentisi budur. savaş alanında ışid karşıdında savaşmadan dağılan ırak ordusu siyasi desteği eksiksiz olduğunda ışid'i caydırıcı güç olacak mıdır? abd'nin ırak ordusundan öteye kürt ordusu diye ırak'ın kuzey'indeki özerk yönetimin asker gücünü birlikte ışid'e karşı savaşmaya yönlendirebilir mi? abd'nin, bir dayanağı da, çok parçalı ve öso(özgür suriye ordusu) diye anılan askeri gücü yeniden derleyip, eğitip ışid'e karşı savaşmada yeralmasını sağlayabilir mi?

abd'nin, ayrıca, suudi arabistan, ürdün, birleşik arap emirliği ve türkiye'yi de ışid'e karşı savaştırma yönündeki çabaları bekleneni getirir mi?

obama'nın umutvar olmasının yetmeyeceğini biliyoruz. savaş kolay ve hızlı sonuçlanmadığında, ışid'in direnç göstermesi durumunda, abd'nin önderliğindeki olası birleşik güç korunabilir mi? kuşkusuz, abd'nin ve obama'nın iyimser umutlu görünümü yetmeyecektir. suudiler, arabistan topraklarında, ışid karşıtı askeri gücün eğitim ve saldırı cephesi olarak kullanımında, abd'ye olanak sağlayacağını açıktan duyurdu. türkiye'nin konumu ise tedirginden öteye gönülsüz görünmektedir. türkiye, başbakanı davutoğlu'nun stratejik derinliğinde ve eylemli davranmada etkisizdir. türkiye'nin ışid'e karşı olmada çekingen uzaklığı geçici midir; yoksa, direnci nasıl kırılır? bu konuda abd'nin türkiye'den beklentileriyle türkiye'nin abd desteğine beklentileri uzlaşır mıdır?

türkiye, kıbrıs savaşı günlerinden bu yana ve akp'yle 2002'den günümüze en önemli seçmesinde durgundur. davutoğlu-erdoğan, türkiye'ye önderlik edecek gücte olacaklar mıdır? abd için yitireceği çoktur diyemeyiz; abd'nin kazanacakları kesinlikle çoktur. türkiye için ise kazanacağı olmayan ama, yitirecekleri çok olan abd desteği gerçeklenebilir mi? abd, çıkarlarını korumada, güvenli olmada türkiye'yi yanına almadan etkili olabilir mi?

11 eylül 2014, college station, texas.

9 Eylül 2014 Salı

ışid'e karşı türkiye'nin seçmesi "stratejik"tir denilemez.

küreselin egemenleri abd/ab için seçme geride kaldı görünüyor. ışid'in önü kesilmek isteniyor. türkiye için de seçme gecikmeyecektir. öyle anlaşılıyor ki, türkiye de abd/ab yanında ışid'i denetleme, çevreleme savaşında yeralacaktır:

<<
    "Arabistan'da kritik terör zirvesi"

     http://www.yenisafak.com.tr/dunya/arabistanda-kritik-teror-zirvesi-683531

     "CHP IŞİD'e karşı uluslararası koalisyona karşı olmaz, gerekirse Erdoğan'la görüşürüz"

     http://t24.com.tr/haber/chp-iside-karsi-uluslararasi-koalisyona-karsi-olmaz-gerekirse-erdoganla-gorusuruz,270227
>>

türkiye içinde tepki olur mu? rusya'nın, suriye'nin türkiye'deki uzantılarıyla barışçı tepkiler olabilirden öteye olacaktır diye düşünebiliriz.

önce geriye gidip anımsama: ırak'ta seçim sonuçlarıyla şam'a karşı yetersiz kalmış ışid suriye'den koptu bağdat'ı zorladı. seçim sonuçlarına direnen nuri el-maliki ırak ulusal meclisi'nin toplanmasına direnemedi. ırak meclis başkanı belirlendikten sonra, ırak devlet başkanı seçildi. nuri el-maliki direnisi ile ışid saldırısı gelgitinde iran'ın seçmesiyle nuri el-maliki direnci geriledi. o arada, ışid ırak'ın kuzey'ini ve petrol kaynaklarını zorladı. nuri el-maliki çekildi.

sonunda, ırak içi geçici uzlaşım gerçeklendi ve haydar el-abadi ırak ulusal meclisi'nden güvenoyu aldı.

ışid'e destek olan ya da ışid'le bağdat'ı zorlayan araplar ışid'ten kopacaklar mı? ışid savaşmadan çözülür mü? bugün soru budur.

"stratejik derinlik" ya da, kendi anlatımlarıyla, "daha aktif" davutoğlu ışid'e karşıtlıkta yerini alacaktır. ışid etkinliği ortadan kalktığında akp dış siyasası kazanmış olmayacaktır. ışid'le akp dış siyasasının batık görünümü bugün gelinen noktadır. 

9 eylül 2014, college station, texas.

8 Eylül 2014 Pazartesi

türkiye'nin seçmesi küreselden yana mı, karşı mı olacak?

küresel dediğimiz günümüzün egemenliğinin yeni hedefi: ışid. emperyalizm günlerinde birimler değişikti: sömürgeci devletler ile mazlum uluslar.

küreselde bugün birimler değişiktir: karşıtlıklar da, savaşlar da devletler ve uluslararasında olmuyor. 1989'dan bu yana öyledir. yenidir bu durum.

türkiye'nin küreseldeki konumu nedir? şöyle de sorabiliriz: küreselin egemenleri ışid'e saldırdığında türkiye egemen midir, "mazlûm" mudur ya da "mağdur" mu olacaktır?

önce türkiye'de bugünkü yansımalara bakalım:

<<
     "ABD IŞİD için ilk adımı attı"

      http://www.yenisafak.com.tr/gundem/abd-isid-icin-ilk-adimi-atti-683252

     "Kritik ziyaret"

     http://www.yenisafak.com.tr/politika/kritik-ziyaret-683398
>>

küreselin "süper"i abd, tek başına ışid'le başedemezdi. nedeni de açıktır: abd ışid'le savaşsa, çevre seyirci mi olur? abd meksika ile savaşmıyor ki. abd'nin uçağı, silâhı bir yerde konuşlanması, bir yerden kalkıp, bir yere inmesi gerekiyor. işid'in gücü insan çokluğu; abd'nin ise savaşacak askeri yok. ışid'in silâhı var ama silâhsızları kaçıracak, önüne çıkmayacak düzeyde.

abd, çevre desteği olmadan, küreseldeki egemenlerle birlikte olmadan ışid'e saldırma gücünü bulmadı. abd'nin gücü, önce ışid'i çevrelemek; ardından da, çevre güçlerini egemenlerle birlikte ışid hedefine yönlenmektir.

küreselin egemenleri biliniyor. birleşmiş milletler'de rusya ile çin, ışid'e saldırıda dışarıda kalmayı yeğliyor. abd, ingiltere, fransa ya da abd/ab egemenliğinde, ışid'in çevresinden nasıl bir örgütlenme gelişiyor? çevre güçleri derken bağdat, şam, tahran ve ankara'yı birincil diye düşünmemiz gerekir. ençok etkilenecekler de halep, erbil ve beyrut olacaktır. riyad, kahire ve amman uzaktan içindedirler çevrelemenin.

8 eylül 2014, college station, texas.

6 Eylül 2014 Cumartesi

değişim de; nereye doğru?

oldubittiler çok; sıradan ve olağanlaşıyor. ya değilse diye sorulamıyor. ya bişeyler saklanıyor, ya bilinmesin isteniyorsa?

cumhurbaşkanı seçildi ve kıbrıs, azerbeycan nato diye yolcu. bu oldubittidir. nato toplantısı'nda davutoğlu'nun olması gerekirdi diye sorgu yok. olağandır, sıradandır ve oldubittidir.

uçak kimindir sorgulaması önceliklidir. içinin döşenmesi, işlevselliği şöyledir böyledir. bu önceliklidir: hem önemsenmede, hem de sorgulanmada. daha da büyük soru: cumhurbaşkanı nerede otursun; başbakan nerede oturacak? başkanla yardımcısı onca uzak olur mu? kim kime gidecek ivedi gündemlerde? sorgu bu olmalıdır? onun da günü gelecektir; hele bir taşınsınlar.

atatürk orman çiftliği adı büyük, kendisi sıradanlaşmış bir simgeydi. cumhuriyet yapısı nedir? ençok yapılanma 1930'lardadır. anıtkabir ile tbmm 1950'lerin başı ve sonudur. o iki yapının bileşkesi, bileşimi gibi görünüyor.çok dikey ve yatay çizgileri var. biraz yuvarlanmalar olsaydı diye sorgulanamaz; oldubittidir. güvenliği ya da yeraltı korunma yerleri düşünülmüştür diye düşünmeliyiz. sorgulama olmaz. sıradan yurttaş için özdür, biçimdir, işlevselliktir sorgu konusu değildir. selçuklu izleri midir; yoksa, osmanlı'nın ilk dönemi midir güncel konumuzdur. osmanlı'nın son döneminde günün malzemesi, ustalığı ve avrupa, rusya yapıları esinlenmeydi. cumhuriyet ise özgün olmak isterken, kıt kaynaklarla yalın yapılanmaydı. 

sorun, bunlar değil. sorun, arada, "hükümet kuruldu" ve ardından o ne hızdır "yeni türkiye" programı yazıldı; o ne hızdır, tepkisizliktir. "hükümet oylandi" ve geçerlilik kazandı :

<<
    "Azimle çalışmaya devam edeceğiz"

>>

chp kurultay'ı hükümet kurulması ve tbmm'de program/oylama sürecinden önemde öne çıktı. chp kurultayları hep öne çıkar ama, bu önemsiz ve sıradan kurultay, neredeyse, tarihin en büyük kurultayı önemine yükseltildi. kılıçdaroğlu için öyledir de; türkiye için önemini zaman gösterir.

chp kurultayı'nda konuşma azdı. muharrem ince'ye söz verildi ve sonrasında kemal kılıçdaroğlu sesini yükseltti. seçimler oldu ve kılıçdaroğlu beklenenden az yeterli oy aldı; ince'nin oyu yetersizdi seçilmek için ama sıradan oy sayılmadı. chp yerel seçimlerde beklenen oy düzeyini yakalamış mıydı; cumhurbaşkanlığı seçiminde aday seçimi sürecinde kimler etkili olmuştu? sorgulamanın sırası değildir; oldubittiler sıradanlaşmıştır; olağandır.

son kurultay geçicidir. akp'de yönetim değişimi geçicidir. oysa, 2015 seçimleri süreci başladığında ençok yinelenecek olanı sorgulamıyoruz ama, düşünebiliyoruz: cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi. anayasa yenileyecek, 21. yüzyıl'ın türkiye'sini tanımlayacak tbmm oluşacak. önce seçim olsun, sonrasında düşünürüz.

nato toplantısı'nda rusya ve ışid sorgulanmış. ikili görüşmelerde stratejinin derinliği belirlenmeye çalışılmış. bir sonrası havadan saldırıdan ötesi midir? sorgulama yok. yaşayacağız. akp yönetimi belirlendi; chp belirlendi. ışid'in sırası da gelir.

6 eylül 2014, college station, texas.