1 Ekim 2019 Salı

çin'de kızıl yıldız ulusallığı.

çin'de 1900'lerin başından 1 ekim 1949'a varan süreçte ulusalcılar yenilmiş ve kızıl yıldız ordusu, partisi ve sovyet umutlarıyla iktidarını gerçeklemiştir. mao zedung askeri komutan, siyasi önder olarak bu iktidarın değişmez önderi olarak yaşamıştır. çin devrimi diye de de anılan, karşıtlarınca kızıl diye aşağılayıcı küçümsenmiş siyasl oluşum uzun yürüyüşle varılan iktidarı korumuştur. çin devrimi'nin "idealler"i korunmuş mudur? günümüzün de, tarihin de büyük sorusu budur.

çin'e 70 yıl sonrasında baktığımızda egemen olan komünizm midir? çin komünizm hedefinde başarısız ama, çin ulusallığında güçllü bir devlet ve toplumsallıktır. neden komünizm değil de ulusallık belirleyici olmuştur? günümüzde ve tarihsel geçmişte sorulacak soru bu mudur? evet. ssscb, 1917'den yetmişdürt yıl sonra ulusallığı aşamayarak sonlandı. çin halk cumhuriyeti yetmişinci yılında komünizmi yaşamadığından öteye tarihin yaşadığı en güçlü ulusallıkta yaşamaktadır.

sovyetler birliği stalin önderliğinde çan kay şek ulusalcılığını çin'in yetkili temsilcisi sayarken, abd yönetimleri ve sonunda truman yönetimi de çan kay şek desteğini korumuşlardır. sonuçta mao zedung, zhu en lay ve lin biao'lu kızıl yıldız bejing'te komünizmin bayrağı olmuştur. sonrası komünizm olmamıştır; olmayacağını kabullenemeyen çin komünist partisi'nin, 1 ekim 1949'da iç savaştan iktidara erişenlerin çin'de başardıkları nedir? çin ulusallığı, görünürde, komünizm olarak, yüzlerce yıllık geriliğinden ve 19. yüzyıl'da, yirminci yüzyıl'da parçalanmışlığından yeniden güncelde de tarihsel gücüne erişme olanağını kazanmıştır.

çin'de 1 ekim 1949 gününün öncesindeki tarihsellikte de, 1 ekim 1949'dan bu yana süregiden siyasilikle toplumsallıkta da, çin devletini ve çin gücünü uyumlu ve kalkınmış bir toplum odağında sürdürmek temeldir.

1949'a varışın öncesinde başlangıç sun yat sen olarak sayılmıştır. sun yat sen'in 1925'te erkenden ayrılması sonrasında,  çin'de yükselen toplumsal kabarışı, kentlerde çan kay şek sahiplenirken, mao zedung ve çevresindekiler yoksul, geri kırlara çekilmişlerdir. mao ve avrupa'ya gidip gelen genç çin öncülerl için 1917'de devrim yapmış lenin ve sscb çekici olmuştur. 1930'larla sscb tek ülkede devrim diye sscb'yi ruslaştırmak önceliğine varmışlardır.

çin'de çin birliği ve kalkınması için iki güç iç savaşla birbirilerini yıpratırken, güçlü japonya'nın tarihsel çin topraklarında yayılmasını durdurup sonlandırmak amacıynla iç savaşın iki yanını, ortak düşman japonya karşısında uzlaşıma zorlamıştır. sun yat sen sonrasında çan kay şek önderliğinde kuomintag, kırlarda "sovyetler" olarak örgütlenmiş ve mo zedung önderliğindeki "komünistler"i yaponya'dan öncelikli baş düşman saymıştır. çan kay şek güçleri isyancı saydıkları kızıllar dedikleri komünistleri yoketme uğraşında kanlı bir iç savaştan  çin birliğini kurmakta başarısız kalmıştır. mao zedung yönetimindeki komunistlerin direnişini kıramayan çan kay şek, sun yat sen ilkelerinde saygı temelinde japonya'ya karşı uzlaşımı zorla kabullenmiştir.

çin'de iç savaş boyunca da, japonya'ya karşı geçici uzlaşımda da stalin yönetimindeki sscb ve abd çan kay şekİ çin'in temel ve geçerli gücü saymıştır. japonya'nın ikinci dünya savaşı'ndan yenik düşmesiyle çin'den uzaklaşması sonrasındaki kanlı iç savaştan çan kay şek güçleri yenilmiş ve çin kıtasının yakınındaki "tayvan"da çin'in gerçek sahipleri savıyla yaşamlarını sürdürdüler.

1 ekim 1949'la bejing'te başlatılan "çin halk cumhuriyeti" ilk savaşını sscb ve abd'yle yaşadı. kore'nin paylaşımı ya da parçalanması olarak gelişen savaşta, çin halk cumhuriyeti abd ve sscb ile karşıtlaştı. yoksul ve kalabalık çin toplumu, bir yandan, yüzlerce yılların geri kalmışlığını hızla dönüştürmek zorluğuyla karşı karşıya kalmışken, sonradan, "soğuk savaş" diye anılacak abd-sscb karşıtlığında bağımsızlaşırken, "bağlantısızlar" diye ortaya çıkan geride kalan yoksulların içinde kaldı. zamanla abd karşıtlığı sözde yaşanırken, sscb ile sözden öteye sınır karşıtlıkları gerilimleri artmıştır. bundan öteye, bağlantısızlar içinden hindistan ile de sıcak karşıtlıklar eksilmemiştir.

1950'ler boyunca yalnızlaşan çin halk cumhuriyeti, çevresindeki tüm ülkelerle gerilimli savaş durumunu kıramamıştır. "komünizm"in kuruluşu diye köylerde kurulan "komünler"le kalkınma yürümemiştir. açlık yaygınlaşmış ve kalkınma olmamıştır. mao zedung, çu enlay ve lin biao komünizm algılarında esneklik yaşamadan çin çok zaman ve kaynak tüketmiştir.

1966'da, çin'in geri kalmışlığının, salt yabancıların kuşatmalarından olmadığı gerçeğini temel alıp, çin'in tarihinden ve gelenekselliğinden de kaynaklandığı yanlışlığıyla kendi içinde toplumun seçkinlerine karşı "kültür savaşı" diye iç savaş yeniden yaşamı alt üst etmiştir. sscb revizyonist ve komünizmi temsil etmediği varsayımıyla komünizmin kurulmasının ideolojik arınma ve adanmışlıkla gerçekleneceği sapkınlığı yaşanan gerçeklik olmuştur.

"kültür savaşı"ndan da yıkımdan öteye kazanımı olmayan çin halk cumhuriyeti, sscb korkusunu temel yaparak abd ile birlikteliğe yakınlaştı. 1972'de abd başkanı nikson'un mao zedung ve zu enlay ile bejing'te buluşması çin'de komünizmin olmadığından öteye olmayacağının da büyük buluşması olmuştur.

abd'yle ilişkiler yolunda lin biao karanlık bir sonla ortadan çekilirken, kültür savaşı'nda uzaklaştırılmış deng şaopen yeniden öne gelmiştir. 1976'da zu enlay ve mao zedung'un birbiri ardından ölmeleri sonrasında, deng şaopen hızla geriye dönüşü olmayan çin'de birlik ve kalkınmanın öncülüğünü yapmıştır. kalkınmanın yürümesinde, dış savaşlardan uzak ve iç savaşı çatışmasızlığa dönüştürerek, önce kıyılarda ya da "serbest bölge" diye ayrılmış ayrıcalıklı küçük yöreleri "dış sermaye" çekim odaklarına dönüştürmek deng şaopen'in şaşmaz hedefi olmuştur. yüzyılların iç savaş yorgunluğunu "teknoloji ve bilim" öğrenme ve uygulama seferberliği sonsuz desteklenmiştir.

çin'de uzun süre yaşanmamış kalkınma da yeni sorunlar ve iç kargaşa getirmiştir: tarihinde demokrasi yaşamamış, özgürlükleri gündelikleştirmemiş kapalı çin toplumu, abd'ye açılmışlığın çelişkisini açık toplum istemleriyle karşılaşmıştır. sscb'nin hızla çöktüğü ve yönünü yitirdiği rusya'daki özgürlük arayışları benzeri istekler 1989'da tiananmen'de toplanmayı getirmiştir. 

1989 tiananmen, dışarıya açılan ve dışarılı olan azınlıktaki çinliler ile dışarıyla geçici uzlaşımda olan ve dışarıyı geçmeyi çin'in ulusallığının temeli ve yeniden yükselişi gören kalabalıkların güvenini kazanmış yöneticilerin kanlı ve uzlaşmaz çatışmasıdır. 

1989'da sonlandırılan özgürlük ve demokrasi istemlerinin acımasız sonlandırılmasından öteye olmamış sayan deng şaopen sonrası yönetimlerinin kararlılıklarının çözülmeyeceği açıktır. yeni çin toplumunun güçlü çin ulusallığını çevrelerine üstünlük kurmaya dönüştürmelerinen uzak durmaları bugünün gerçekliğidir. 

bugünkü çin toplumunun da: gerçeklenen kalkınmanın, eşitsiz paylaşımı ve adaletsizlikleri sonunda, yeni kargaşalardan uzak kalmayacağı açıktır. tek parti yönetimi çin'in gelenekselliğidir ve çin'i yeniden güçlü kılmıştır. çin'in güçlü sürdürülmesindeki engel de tek parti yönetimi olacaktır. tarih boyunca dış baskıların ve iç kargaşaların gelgitinde sürekliliğini uyumlu ve gelişmiş toplum olarak sürdürmüş çin'in sorunlarının bilim ve teknolojiyle çözülmeyeceği gelen yetmiş yılda nice yaşanacaktır.


1. edgar snow
,  "red star over china", grove press, inc. new york, 6th printing, 1981.

2. henry kissinger,  "on china", penguin press, new york, 2012.



1 ekim 2019, college station, texas.

9 Temmuz 2019 Salı

akp'den sonrasına babacanlar, davutoğlular olur mu?

akp'den kopmalar hep oldu. akp 2002'deki akp olmaktan 2002'de kurulduğundan bu yana hep sapma yaşadı. akp'deki değişimle değişmezlik çatışması yeraltından açığa çıkarılmadı.

son olarak, ali babacan ve ahmet davutoğlu, görünürde, birbirlerinden ayrı ayrı deneyimlere girişiyorlar. bu siyasi arayışlar, siyasi oluşuma dönüşür mü geride kalmış görünüyor; bugünden sonra, bu siyasi arayışların geleceği olur mu noktasındayız.

türkiye'de partisini bırakıp da yeniden siyasilik yapmaya özenenlerin başarılı örneği yoktur demeyelim ama azdır. en başarılı olanı, 1945'de chp'den ayrılıp 7 ocak 1946'da dp'yi kuranlar olmuştur. örneğin, 1980 sonrası chp'yi bırakıp dsp diye ortaya çıkan bülent ecevit'in başarısı da çok gecikmiş ve 1998 ve sonrasında 1999'da bülent ecevit başbakanlıkları yetersiz kalmıştır. bülent ecevit'in ve dsp'nin geleceği olmamıştır.

ilk söyleyeceğimiz açıktır: türkiye ne 1945 koşullarındadır ve ne de chp'den kopuştan sözediyoruz. neredeyse yirmi yıllık akp ve 21. yüzyıl'ın koşullarıdır sözkonusu olan. chp kurucu parti olarak tıkanmıştı; akp ise yıkıcı parti olarak tükenmektedir.

neden babacan ya da neden davutoğlu demeden önce, neden akp içinde olmadı da akp dışında denemeye girişiyorlar? ayrıca, neden birlikte değil de iki ayrı koldan, iki ayrı arayış ve odaklanma sözkonusudur?

babacan ve davutoğlu'nu ya da olası benzerlerini değerlendirmeyi, biran için, kıyıda unutmadan, akp'ye bakmalıyız. akp'de dün olmayanın bugün de başarısız olacağını düşünsek de, zamanlamasını öncelikle düşünmeliyiz. akp'de değişim olmayacağını ve akp'ninin tıkandığını akp'nin içinden görenlerin, olması yeni değildir.

akp'de düşüşe ve gerilemeye akp'nin bulduğu yanıt açıktır: 1. türkiye'nin yasama ve yargı kurumlarını ikincile indirgeyip, başkanlık diye tek yetkili bir yürütme oluşturma eylemliliği; 2. türkiye'nin uzun yıllar özveriyle ve nice ödünlerle bağlandığı birleşmiş milletler, nato, ab ve abd ile birlikteliklerden kopuş hedefi.

türkiye'de iktisadi bozulma ve çöküş beklentileri, 1950'lerden bu yana dinmeyendir ve neredeyse, her yinelenmesi trajedi ile güldürüye varan acı deneyimdir. ayrıca, iktisadî çöküntü ve türkiye'nin parçalanması öngörüleri "çoban öyküsü" düzeyinde ilkokul çocuğu aklının inandırıcılığını zorlayıcı ahlâkçılıktır.

kısacası, akp'den kopuşlar, iktisadi çöküntü ve türkiye'nin kuruluş temellerindeki yıkımı önleme görüntüsü ortamından beslense de, açıklayıcılığı kısıtlı sayılmalıdır. öyleyse nedir?

siyasette kişiler ve tutkusallıkları önemlidir. ali babacan da, ahmet davutoğlu da tutkusaldır(eskiler "muhteris" derlerdi bu kişiliklere). önemli olan, akp'nin değişmezinden de tutkusal olmadıklarıdır. akp'de, o ve onun gitmeyeceği akp'nin geldiği noktanın temel verisidir. akp'de o olmayınca, akp de olmayabilir noktasında gelişti bugüne değin akp'nin tarihi. gününde ve başından bu yana, onun tutkusunu dizginleyemeyen, denetleyemeyen  dışarıya taşanların sözlerinin getirisi yetersiz kalacaktır.

öyle görünüyor ki: akp'nin değişmez başkanlığı, her türlü eleştiriyi, akp'nin başarılarını durdurma yanlısı chp ve dış düşmanlar çizgisinde karşılayacaktır. bunun yetmezliğini söylemek kolaydır da üstesinden gelmek olabilir mi?

şunu görmek gerekir: akp'de, akp'nin onunla gelinen noktaya karşı çıkmak, akp'yi küçültücü işlevdedir.

akp, kendi içinde tartıştırmayan yöneticisi, yönetimi ve işleyişiyle demokraside yeralmaması gereken bir siyasi partidir. akp, onunla olmuş ve onunla sonlanacak partidir. akp sorundur türkiye için ama, en büyük sorun da şudur: akp, başlangıçta iyiydi, babacan'la iyiydi de, davutoğlu'yla iyiydi de, onlar elenince mi kötü oldu? 

babacan da, davutoğlu da akp'yi ilerletmekten çok yeni bişey başlatmayı seçmiş görünüyorlar. babacan'ı da, davutoğlu'nda akp öncesinden bilmiyor türkiye. ikisi de akp'yle olanlardır. akp'siz olabilirler mi?

babacan da, davutoğlu'da akp'de başarılıdırlar diyecek türkiye'de azdır.

babacan, kemal derviş, iktisadî düzeltmelerini ve düzenlemelerini güvenle sürdürmüştür. akp'nin iktidar olmasına yararlı olan babacan katılımı, akp'nin kendi başına olmasının önünde tıkaç olduğunda kolayca akp dışına itilmiştir. açıkçası, siyasette seni bir yere getirenin seni o yerden götürme gücü de olur. babacan'ın kendi gücünü ve kemal derviş programına nerede ve nasıl karşı durduğunu bilmiyoruz. bunu açıklaması kolay olmayacaktır.

davutoğlu, akp'nin iktidar olmasıyla, akp'deki gücün atadığı siyasiliktir. akp'nin işine geldiği, yararlandığı sürece yerini korumuştur; akp'nin sapmalarına direndiğinden, babacan benzeri akp dışı kalmıştır. davutoğlu, babacan'dan da üstte görev yapmıştır akp'de ve arkadaşım dediği başkanlığa direnmeden çekilmiştir. davutoğlu'nun görev aldığı dış siyaset, akp'yi iktidar eden ya da iktidarını sürdürecek siyaset olmamıştır.

sonuçta, babacan da, davutoğlu da siyasetin, başlangıçta en çekici ama, etkisi enaz olan "temiz" ve "dürüst" siyaset yanlısı görünümlerinden öteye söyleyecek yeni bir hedef koyamazlar. babacan ve davutoğlu'na ilgi gösterenler akp karşıtları ve akp'nin küçülmesinde katkıları olacak varsayımındakilerdir. akp karşıtları içinde yerleri olabilir ama, akp karşıtlarını akp'ye karşıtlıkta iktidar edecek siyasi kişilikler değildir. ikisinin de, akp dışından, siyasette olabilecek katkıları, akp'den parça koparmaktan ötesi olamaz.

9 temmuz 2019, college station, texas.

23 Haziran 2019 Pazar

akp'nin önlenemeyen yükselişi sonlandı.

akp bitmedi; akp bitmez. olan şudur: akp'nin önlenemeyen yükselişi sonlandı. bundan sonraki akp: duraklayan ve gerileyen yönde varolacaktır. türkiye'nin, uzun süredir, tek belirleyeni konumunda yaşayan akp, 2013'le başlayan sapmasından özüne dönemedi. akp yenilenemedi; yenilenemeyeceği yaşandı. artık akp, türkiye'nin en büyük engeli konumundadır.

türkiye'nin istanbul'da yenilenen seçimde ortaya çıkardığı siyasiliğin açıklanması nice yapılacaktır. 23 haziran seçimi sonuçlarıyla başlayanı, kendine göre açıklayanlar, değerlendirenler çok olacaktır. akp'nin, yedeğindeki mhp ile bbp'nin 23 haziran'da "cumhur ittifakı" yenilgisi sıradan seçim sonucu değildir. türkiye'de akp'yle başlayanın sonlandığının ve yeni bir arayış için türkiye'nin önündeki akp engelinin akp için de akp karşıtları için de açıldığını yaşadık.

önce akp olarak düşünürsek akp değişeni nasıl değerlendirecektir? bunun için bugünden öngörüler erken olur ve önyargılı sayılmalıdır. yine de, akp'de yıllardır bastırılmış, yıllardır akp'de açıktan söz alamamış nice ezilmişlikler akp'nin içinden seslerini dışavurmayı deneyeceklerdir. öyleleri çıkmadan çıkmazlar, çıkamazlar, çıkarttırmazlar demek önyargılı yaklaşımdır. çıkacaktır demek de önyargılı öngörü olur ama, akp'yi içinden sorgulama yaşanabilir. akp'nin içinden sorgulanması türkiye'de akp'nin de, türkiye'nin de bir sonraki siyasiliğinin temeli olur.

akp kendi içindeki olası tartışmaları bundan sonrasında bastıramaz. nedeni de açıktır. akp yönetimi ve değişmez başkanlık düzeni sarsılmıştır ve güven kazanacak seçim gücü yoktur. akp'nin yeniden çekim odağı olması ve en başarılı olduğu karşıtlarına karşı kurduğu birlikteliklerin sonu yaşanmıştır. akp'nin mhp ve bbp ile yaptığı birlikteliğin akp'ye getirisinden çok götürüsü olduğu yaşanmıştır. istanbul'da 31 mart seçimleri sonucunda yeterince çekiciliği ve çoğunluğu olmayan akp-mhp birlikteliğiyle yenilenen 23 haziran seçimiyle kaçan seçmenlerin sayısı yüzbinlerin ötesinde milyona erişir görünmektedir. siyasette kaçış yaşandıktan sonra geriye dönüş olmaz.

mhp akp'den kaçmamakta direnecektir; nedeni de açıktır: mhp'nin yaşaması ancak akp'yle olabilir. 31 mart'ta gördüğümüz de şuydu: akp artık mhp'siz olamaz. akp'den mhp'ye kaçışlar da, mhp'den akp'ye geçişler de niceliği belirleyici olmayan oluşumlardır. akp'yle olamayan mhpliler için yeni siyasilikler olur. yeni siyasiliklerde yer alamayan mhpliler akp'nin içinde, akp'den ayrılanlarla olabilir. mhp bundan sonrasında belirleyici olacak bir siyasilik olmayacaktır.

akp'nin en yükseğe çıktığı nokta 2010 "halkoylaması" sonuçlarıydı. akp 2010'da yakaladığı gücü anlamadı ve de yanlış yönde kullandı. türkiye'nin yakın tarihinde olmamış bir birliktelik olan islâmcılar, kürt siyasiler ve liberaller 2012 sonlarında ayrı ayrı beklediklerine 2013 mart'ında erişmiş göründüler. oysa, türkiye'nin sınırında ırak ve suriye savaşlarında türkiye'nin seçmeleri o birlikteliği sürdürmeye elverişli değildi. abd/ab ile birlikte olmada, akp, kürt siyasiler ve liberaller ile birlikte siyasi seçme yapmadı. ondan sonrası akp'nin içeride ve dışarıda 2012'ye değin yaşamadığı zorluklarla süregitti. kürt siyasilerle liberaller giderek abd/ab'siz olamaz ve düşünemez oldukça, akp de onlardan uzaklaşmanın huzurunu bulduğu varsayımındaydı. akp olarak, kürt siyasiliği kısıtlamalarından bağımsız siyasi davranış özgürlüğüyle niceliksel gerileyişe dönüştü.

akp, 2014 yerel seçimlerini sarsıntısız geçtiği varsayımında halkoyuyla cumhurbaşkanlığı seçimi kazandı. sonrasında akp'nin parti değil kişisel yönetim odağı olarak yaşadığını gördük. 7 haziran 2015 seçimlerinde akp'nin tbmm'de çoğunluk olamayacağı yaşandığında akp'de sesini yükseltemeyenler akp başkanlığını kulllanamayanlar akp'nin gerileyeceğini anlasalar da önleyemediler. 2016 temmuz'undaki utanç verici kalkışmayı, akp'nin, kendi yararına, zoryönetimine dönüştürmesi siyaseti dondurdu. 2017, 2018 ve 2019 seçimleri, ancak ve ancak mhp desteğinde, güven vermeyen oylama kurgularıyla sürdürüldü.

23 haziran'la başlayan siyasi durumda: akp'nin kendi içinde derlenmesinin, toparlanmasının ve yenilenmesinin olmadığından öteye olmayacağının da göstergeleri çoktur. akp, 24 haziran'la birlikte, "önlenemeyen yükselişi"nin sonlanmadığını varsayacaktır. görünürde, seçimsiz dört yıllık sürede, akp yeniden durduğu yerden yükseleceğini düşünmede/davranmada direnecektir. akp için en korkutucu hedef "erken seçim" olacaktır.

akp, "erken seçim"e direnebilir mi? önyargıyla söylersek akp'nin "erken seçim"i geciktirme gücü yoktur. 23 haziran seçiminin ilk ve açık sonucu budur. "erken seçim" için akp içinden de zorlayacaklar çıkacaktır.

23 haziran 2019, college station, texas.